Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Kasım '06

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

'Gürültücü' geldi!

'Gürültücü' geldi!
 

Hayatımız ''Gürültü'' bizim.. Görüntümüz de.. ''Hem destiyi kendimiz yaparız, kulpunu da kendimiz takarız'' biz. Başka türlü kurtarmaz vesselam!.. Gürültü üzerine yokuzdur. Her şeyin başı: ''Gürültü..' 'Onsuz yapamayız. Başkalarına da işimize karıştırmayız... Maazallah hafakanlar basar sonra..

Gürültünün yanına bir de ''patırtı''sını ekleyin bak!.. Tadından yenmez!.. Gürültüsüz, patırsızız hayatı sevenler de var. Olmaz mı? Şöööyle ''Kazanda aşım, kavgasız başım'' deyip uzak durmalı! Kışmış!.. Olsun. Araba lazım.. Çocuk, okul olmaması lazım. Bakkal manav çoktan kapatmıştır da.. Şimdi sayfiyelerde kediler, köpekler evlerin, yani sahipleri. Bir keyif onlarda. Yaz aşklarından doğan yavrular kucaklarında şimdi. Hele içlerinde bir sarman kedi var ki, yazın disko müziğinden kulak zarını patlattığından beri, çocukları da duymuyor şimdi. Sekiz yerine 4 yavrusu sağ kaldı. Gerisini gürültü hazretleri yedi, bitirdi.. Geri kalan dördü, ellerinizden öper

''Gürültü istemeyen kişi, kazancı dükkanına girmez!'' Doğru!.. Dan dun.. dan dan!.. Bir de ''Desibel'' dediler. İlk çıktığında soranlar oldu: ''Bu desibel dedikleri yenilir, içilir mi?'' diye. Gürültü kirliliği dediler, dediler.. Ortalığı gürültüye getirdiler. Gürültü sahipleri, gürültüye pabuç bırakmadılar. Yaz mevsimi, turizm mevsiminde, cihazlarını kapatmadan işlerini gördüler.

Günlerden pazardır. Komşu açmış arabasının kaportasını. Bağırıyor öbürüne: ''Gaza bas, gaza..!'' Ortalık toz duman.. Vın vın vın! Pencereden söylenirsiniz adama: ''Koçum!.. Avrupada olsan, tatil günü sana burada araba tamir ettirmezler!'' Alacağınız cevap bellidir: ''Hadi lan!''... Adam kibar değil bir kere: ''Ciğerim, henüz Avrupa birliğine girmedik. Bir girelim, ondan sonra düşünürüz!'' de diyebilirdi.

Çocuğunun elinde, uzun saplı ''Kaynana zırıltısı.'' Çevrildikçe tık tık tık.. Şık şık şık sesleri çıkaran cinsinden bir oyuncak.. Anası ile sıkış tepiş gündüz sinemasına girecekler. Çocuk başlar o aleti çevirmeğe. Sümükler fitil gibi yakaya akmakta... Bir itfaiye arazözü mübarek. Zır zır zır da zır.. Ve de arada bir bağırır: ''Anneeeee!''.. Anasının cevabı, hızır gibi yetişir: ''Patlaaaaaa!!'' Sesler do minör ve si bemol arasında değişkendir burada.. Yahut, ''Pilav üstü az kuru'' gibidir. Ne demekse!.. Kadının aklına gelmez şu yumurcağın zırıltılı oyuncağını, elinden alıvermek!

Adam Güney ilçelerimizin birinde Belediye Başkanı. Emir vermiş zabıtaya: ''Canlı müzik yasak'' Gelmiş zabıta, piyano çalan adamın piyanosu başına. Belli ilk defa görüyor. Kimseye bir şey de soramıyor bu alet neyin nesi, diye. Ama duyuyor ki, bir takım sesler de çıkarıyor.. Hımmm! Demek ki Başkan burayı işaret etmiş. Susturması lazım piyanisti. Eveleyip, geveleyip piyaniste: ''Gürültü kirlilği yasak. Piyanonun fişini çek!'' diyor. İyi mi? Turistik bir ilçenin zabıtası.. Eğitimsiz. Piyano ceryanla mı çalışıyor, gördün işte. Fişini çek diyorsun. Bunların başkanları,''Turizm cahili.!.'' Böyle deyip, böyle yazıp çizdiğimiz için de, adam bizimle hala küs. Emekli kendisi şimdi..

Biz gürültücü milletiz. Gürültüyü de severiz. Üstelik, gürültüye pabuç da bırakmayız. Onsuz yapamayız. Gürültüden ayak basacak yer kalmadı. Evde gürültü.. Karakolda gürültü.. Gürültü oğlu gürültü.. Yetti be! Üstelik, bu ''Gürültü'' kirliliğini çıkaracak deterjan da yok henüz. Gürültü bizim baş tacımız.. ''Gürültüsüz kavgasız ev, çalgısız düğüne benzer'' doğrudur.İşi, şamataya vardırmamak üzere tabi..

Artık seneye bu gürültülere paydos. Hep derdik ki ''Gürültü kirliliği.. Gürültü kirliliği.." Al bakalım,şimdi de: ''Gürültü temizliği'' çıktı piyasaya.. Seneye memleketimiz süt liman olacak. Yakında.. Aaaaazz sonra kapımızdadır ''Gürültücüler''. Müjdeler olsun. Gürültüyü yırtacağız ilelebet!...

''Boy boy gürültü temizleyicilerim var.! Muhayyer gürültüleri alıyorum.. Gürültücü geldi, iyi gürültülerim var..." Tam bu sırada bir bayan sesi: ''Gürültücüüüü!''... Gürültücünün gürültülü sesi: "'Hoop dedik abla!'' ''Kaçtan veriyorsun onları?'' "Dört tanesi 4 lira, beşincisi beleş!'' ''İyi getir bakalım. Ben bu dört taneyi almıyorum''.. '''Eeee!'' ''Al bunları geriye, ben beşincisini alıyorum. Tamam mı?'' ''Tamam abla..'' ''Bu beşincisi beleşti değil mi?'' "Evet abla'' ''Şimdi ben bunu alınca, borcum var mı sana?'' ..''Yooo, abla!'' ''Ben bunu aldım. Hadi uğurlar ola!.. Hayırlı işler''.. ''Sağol abla..!''

Müjdeler olsun! Yakında bu işin gürültü tüccarları çıkacak piyasaya. Gürültüyü emen, yok eden, sabun kalıbı gibi bir sünger bu!.. ''Eyi süngerlerim var!!'' "Eyi gürültü emicilerim var!!''' '' Eyi...... ''

Ört ki, ölem!..

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..