Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mayıs '10

 
Kategori
Güncel
 

"Hadise" yi hadise yapmak

"Hadise" yi hadise yapmak
 

meyve veren ağaç, taşlanacağına...


Hadise ne yapmış...Amerika'da Çek-Türkiye maçında, ulusal marşımızı, İstiklal marşımızı okumuş.Aman efendim ne kadar ayıp etmiş!!!Koca koca müzik otoriteleri çıkmış, engin fikirlerini döktürüyorlar."Marşı şarkı gibi söyledi,zaten herkes söyleyemiyor,marşın sözleri ezgiye uygun değil,tonlamalarını yanlış yaptı, kepazelik, rezalet..."

Mutlaka müzik açısından doğrudur söylenenler, ama bu bir müzik yarışması veya konser olsaydı eleştirilerinde haklı oldukları tartışılmazdı sayın otoritelerin....Burada Hadise, salt kendine, prim yapmak için de böyle bir şey yapmış olabilir. "Velev ki" öyle olsun...Önemli olan; ülkemiz ve marşımız öyle veya böyle gündeme geldi, bir anlamda propaganda oldu, bunun neresi rezalet...

Olaylara tek bir pencereden bakma alışkanlığımız, birbirimizin dilinden anlamamızın önünde, kocaman bir engel oluyor çoğu kez.. Mehmet Akif'in bu şaheser eserine uygun bir ezgi olmayabilir, marşımızın ezgisi.Zeki Üngör'ün ezgisi, sözcüklerin anlamında kaymaya neden olan, her babayiğidin söyleyemeyeceği zorlukta bir ezgi, bunu hepimiz kabul ediyoruz.O günlerde daha uygunu bulunamamış olmalı...Bu vesile ile marşımızın sözlerine de, dil uzatanlara, değinmeden geçemeyeceğim.Mehmet Akif'i; sırf ideolojisine ters düştüğü için, onu ve yazdığı bu olağanüstü eseri, küçümseyenler gerçekten haksızlık ediyorlar. İçinde bir parça vatan sevgisi, belleğinde biraz tarih bilgisi olan herkesin tüylerini diken diken eden içeriği, sözcüklerin uyumundan oluşan ahengi ile gerçek bir sanat eseri, ulusal marşımızın şiiri.Dizeler, hem hece hem aruz ölçüsüne uygun, nasıl yazılabilmiş, anlamak mümkün değil.

Bayrak törenlerimizde öğrencilerimize "olmadı tekrar"diyerek birkaç kez söyletirdik marşımızı.Kalabalıkta ezgiler, yanlış da söylense aradaki doğrularla kaynayıp gidiyor.Sanatçılar da, bazen salondaki dinleyicilere şarkılarını söyletiyorlar.Marşımızı da, mikrofonda idare eden bir kişinin önderliğinde kalabalıklar söyleyebiliyor.Ama iş tek başına söylemeye gelince, işte o, herkesin yapabileceği, hakkıyla yapabileceği bir şey değil...Benim aklıma, Hadise'yi eleştiren müzik otoritelerinin, kendilerinin tek başına marşı söylemekte ne kadar başarılı olacakları sorusu takıldı:))))))))))))))

Erovizyon şarkı yarışmasında ülkemizi başarı ile temsil eden Hadise'yi seven gençler, belki onun sayesinde, marşımızı daha bir ilgi duyarak,daha severek söyleyecekler diye düşünemez miyiz. Yabancı ülkelerde yetişen gençlerimizin vatan sevgisini kaybetmediklerinin bir kanıtı olamaz mı Hadise'nin bu davranışı.ABD de, bir propaganda vesilesi oldu diye değerlendirmemiz çok mu yanlış olur...

Niye bu kadar severiz eleştirmeyi bilmem..".Kendi eksiklerinden rahatsız olanlar,çok eleştiri yaparlar" savı, doğru bir saptama bence...

Kavramların, değer yargılarının birbirine girdiği,çorba olduğu günümüzde,vatansever olmak neredeyse ayıp sayılır oldu.Örneğin, milli günlerde olsun, evin balkonuna bayrağımızı asmayı ayıp, saçma,"banal" bulanlar...Demokrasi, insan hakları sakızları çiğneyip,tarihin hiçbir döneminde millet olmamış, etnik kökenleri farklı vatandaşlarımızın-bazılarının- bayrağımızı indirmelerini, hoş görmeyi entellektüel olmanın gereği sayanlar...Aslında bunlar, birilerine şirin görünmek adına, kendi ezikliklerini sergilediklerinin farkında değiller....

Bunları düşünerek; ben kendi adıma, Hadise kızımıza, kocaman bir AFERİN diyorum.. .On üzerinden on veriyorum.

 
Toplam blog
: 307
: 1382
Kayıt tarihi
: 08.08.07
 
 

Emekli Türkçe öğretmeniyim.Şimdi Marmara Üniversitesi bünyesinde bulunan, Atatürk Eğitim Enstitüsü ..