Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Haziran '13

 
Kategori
Deneme
 

"Hayat bir kutu çikolatadır. İçinden ne çıkacağını bilemezsin". Forrest Gump

"Hayat bir kutu çikolatadır. İçinden ne çıkacağını bilemezsin". Forrest Gump
 

“Kavramlardan bahsedebilmek için insanın otuz beş yaşına gelmiş olması gerekir. Onun öncesinde kavramlardan bahsetmek, soyutlama yapabilmek doğal olarak mümkün değildir”*


Uzak geçmişte okunan bir kitap yeniden ele alındığında ya da bir film belki de; sayısı anımsanmayan bir tekrarda yeniden izlendiğinde akılda kalanın ne olabileceğiyle ilgili kimsenin önceden bir fikri yoktur. Ne okunan kitapta birbiri ardına dizili sözcüklerin yarattığı anlam, ne de izlenen filmin her sekansında aktarılan görsel algı bir öncesindeki aynı olmaktan uzaktır. Ve gerçek bir yeninin keşfini sunar. Gerçeği sıradanlıktan uzak tutan ise; o güne, hatta o an’a dek biriktirilenler ve etkileşimi yeniden biçimlendirme yetisinin kaynağı bilgidir.

Kült kitap ya da filmlerin okuyucu ve/veya izleyicisine kattığı en önemli artı elbette ki ona kült olma özelliğini kazandıran felsefesi ve bunu işleyiş dilidir. Öyledir ki; bir önceki okumadan, izleyişten daha farklı sonlara ulaşır kişi. Sonlar bir önceki sonun başlangıcından türer ve sonsuz bir sarmalmış gibi düşünce evreninde var olur gider. Her yeni bir başkasını doğurmuş onun başlangıç noktası olmuştur artık. Onlarca yıl önce okunan kitabın o günkü algı dağarcığının el verdiği ölçüde içselleştirilmesi gibi izlenen filmin sinematografi çözümlemesi de bundan nasibini alır. Bilinmesi gereken şudur ki insan; algılayabildiğini, doğru süzgeçten geçirip rafineleştirdiği ölçüde izlediğini, gözlediğini, okuduğunu ve elbette ki yaşadığını içselleştirebilir. Bu bir döngüdür ve aşamalardan herhangi biri olması gerektiği kıvamda değilse eğer sonuca ulaşmak mümkün olmaktan çok ama çok uzaktır.

Yıllar önce tanıma fırsatı yakaladığım güzel insanlardan biri; “Kavramlardan bahsedebilmek için insanın otuz beş yaşına gelmiş olması gerekir. Onun öncesinde kavramlardan bahsetmek, soyutlama yapabilmek doğal olarak mümkün değildir”* demişti. O günlerde ne demek istediğiyle ilgili tam fikir sahibi olduğumu söylemek güç. Söylenenin o sıra bitirmek için uğraştığım doktora tezimle ilgili bir eleştiri olduğunu düşünmüştüm bile diyebilirim. Ancak kilit sözcüğün birden daha fazla olduğunu şimdi anlıyorum. Kavram, soyutlama ve otuz beş yaş. Sihirli üç sözcük belleğimde gülümsüyor. Otuz beş yaş, kemik yaşının anlatılmak istendiği bir ifade olmaktan uzak; düşünsel birikimin olgunlaşmaya başladığı, yorumlama yetisinin geliştiği, var olanı okumanın daha analitik ve tepeden bakan bir gözün titizliğinde yapılabileceği zamanı tanımlıyor. Hayatı okumak sahip olunan entellektüel birikimle şekilleniyor ve anlam kazanıyor.

Bu gece, saatin bire yaklaştığı şu sıralar yıllar önce izlediğim bir filmi yeniden seyretmenin üzerimde bıraktığı hoş duyguları anlamlandırmaya çalışıyorum yazarak. Forrest Gump’ın sadece Oscar almış bir film olarak kültleşmediğini; senaryo, mekan kurgusu ve zaman dilimlerinin yumuşak, birbirini takip eden doğal geçişlerle verilişinde... Ve de kurgu kişiliklerin yaşama tutunma çabasının işlenişinde, o günün koşullarının içselleştirilme biçimi ve aktarılışında, bakış açılarında ve pek tabii ki hayatı okuma perspektifinin sunumundaki mucizevi uyumda olduğunu gözlemledim. Sistemin parçası gibi gözükürken protest bir hayat duruşu sergileyişin mucizevi anlatımı... Önce kendi için bir şey yapmanın toplumsal kabullerin tersine kötü ve bencilce bir şey olmadığı... İyi ya da kötü gibi kavramların her zaman bilinenler çerçevesinde tanımlanamayacağını karşıtlıkları zamanlı eşişleyerek gözler önüne sermiş, kült bir yapıtmış Forrest Gump. Zaman zaman yeniden okuduğum uzak geçmişe ait kitapların üzerimde bıraktığı farklı ve yeni izlerin benzerleri bu gece de yeniden keşfettiğim filme ait görsel sahnelerin yerleştiği belleğimde benimle birlikte.

Öncesinden farklı duygu ve çıkarımlarla bir şeyi daha tanımladım. Hayat içinde bir başka yeniyi kurgularken gerçek olanın filmin açılış sahnesindeki cümlelerde saklı olduğunu artık biliyorum. “Hayat bir kutu çikolatadır. İçinden ne çıkacağını bilemezsin”.


Özlem Salman
Kıbrıs, 28/05/2013

*Yüksek Mimar Selçuk Batur’un aziz hatırasına saygıyla.

 
Toplam blog
: 3
: 206
Kayıt tarihi
: 07.11.12
 
 

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nden yüksek lisans derecesiyle mezun oldu. İstanbul Tekni..