Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ocak '12

 
Kategori
Siyaset
 

Hayrola, böyle vakitsiz nereye, yoksa Silivri’ye mi?

 Hayrola, böyle vakitsiz nereye, yoksa Silivri’ye mi?
 




CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “adil yargılamayı etkilemeyi teşebbüs” iddiasıyla hakkında soruşturma açtığını öğrenince, dudaklarından şu soru cümlesi dökülür?

"Beni de mi Silivri'ye götürecekler?”

İkinci sözcük, “de” bağlacı, “götürme” eyleminin başkala "giden"ler olduğunu anlatır. Biliyoruz ki, Silivri’ye en son götürülen, götürülenler içinde “en yüksek unvan”ı taşıyan, emekli Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’du. 

Kılıçdaroğlu’nun “Beni de mi...” demesini “büyük”lük açıdan değerlendirmek gerekiyor.

*****

Kılıçdaroğlu’nun “adil yargılamayı etkilemeyi teşebbüs”  iddiasıyla soruşturmaya zemin hazırlayan sözleri, Silivri’de tutuklu milletvekilleri Mehmet Haber ile Mustafa Baybay’ı ziyaret ettikten sonra Silivri çıkışı, yargılama/ yargıçlar için söyledi.

Kılıçdaroğlu'nun o söylediklerinden birkaç alıntı:

“Burada aslında bir yargılama yapılmıyor, burada bir adalet dağıtımı söz konusu değil. Burada önyargılı olan yargıçların, siyasi otoritenin emrinde olan yargıçların, sadece oynadıkları bir tiyatro var. Bunun adına yargılama diyorlar. Buna demokrasi diyorlar. Bu ne demokrasidir, ne de adalet dağıtmadır.”

“Onlara yargıç demeyi içime sindiremiyorum. Çünkü yargıç, vicdanıyla hareket eden kişi demektir. Toplumun beklentilerini, duygularını bilen ve ona saygı duyan demektir. Vicdan her şeyin üstündedir. Vicdanıyla hareket etmeyen bir yargıç yargıç olabilir mi?”

Milletvekilleri, Kılıçdaroğlu’nun Silivri’de söylediklerini, dünkü CHP GrupToplantısı’nda “ant içme” töreni misali koro halinde ayakta yinelediler.

Denmek istenen, aynısı suçsa, o suçu biz de işliyoruz, 

Haklarında işlem yapılmasını kolaylaştırmak için dokunulmazlıklarının kaldırılması yönünde, TBMM Başkanlığı’na toplu dilekçe verme yolunu seçtiler.

*****

Kılıçdaroğlu hakkında “fezleke” hazırlandığı haberi üzerine CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler’den parti adına sert tepki gelmişti. “Ayakta kalan tek ve muhalif kale”nin CHP olduğunu söyleyen Güler,AKP'ye, özel yetkili mahkemelere 'hodri meydan' diyoruz" demişti.

Güler’in dünden bugüne gelen değerlendirmesi de şöyle/ydi:

"Öyle görünüyor ki daha önce üniversiteleri susturan, daha sonra askeri yönetimin hiyerarşisini alt üst eden, sonra yargıyı siyasallaştıran ve yargıyı Türkiye'de güvenilmez kurum kılan AKP iktidarı, şimdi bütün bu diktatoryal gelişmelere direnen ana muhalafet partisini de hedef almış görünüyor."

*****

Bugünlere, “uzun tutukluluk” tartışmalarından geldik.

“Uzun tutukluluk” süresi, Cumhurbaşkanı’ndan başlamak üzere etkili ve tepkili her makamda oturanlarca öteden beri dile getirildi, getiriliyor; ancak bunun çözümü için hiçbir girişimde bulunan olmadı. Söylenenler, hep “söz”de kaldı.

“Uzun tutukluluk”un cezaya dönüştü anlamına gelen açıklamalar, istenirse, “adil yargılamayı etkilemeyi teşebbüs”e sokulabilir mi?

Bir zamanlar, belli kesimlerden, yargıçların kararlarına tepkiler olduğu zaman, bunun olağan karşılandığına çok tanık olduk. İktidar kanadı, onlara yakın çevreler/ kişiler, yıllarca, kararlar açıklanır açıklanmaz, dört bir koldan yargıya yönelik eleştiriler yapmadı mı?

Şimdi, bakıyoruz, dün unutulmuş, zamanında kendilerinin eleştirdiklerinden daha ağır olan kararlar karşısında, “yargıya intikal etmiştir” deme kolaycılığına gidiliyor, “yargılamanın bir an bitmesi” temennisi dile getiriliyor.

Olanlar/ gelişmeler gösteriyor ki, istenirse, her söylenen, yürürlükteki yasalardaki bir maddeye sokulabilir.

*****

CHP, “fezleke”ye tepki olarak, dokunulmazlıklarının kaldırılmasında ısrarlı:

"CHP Genel Başkanı ile hesaplaşmak mı istiyorsunuz, kaldırın dokunulmazlığımı. Ben oyunun nerelerde kurgulandığını da çok iyi biliyorum. Egemen güçlere taşaronluk yapanların tehditlerine boyun eğmem ben!"

MHP Genel Başkanı Bahçeli, konuyla ilgili olarak, dokunulmazlıkların kaldırılması Meclis gündemine geldiğinde “Hayır” diyeceklerini açıkladı.

Başbakan Erdoğan, “fezleke”in hazırlanması için “Olması gereken olmuştur” dedi.

Adalet Bakanlığı, acaba ne diyecek, ne yapacak?

Kılıçdaroğlu hakkındaki soruşturma istemine “Olur” verilse, açılan yol, nereye gider?

İç siyasette kazan, kaynamayı sürdürüyor.

TURGUT ÇELİK/ Mersin

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..