Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ağustos '12

 
Kategori
Güncel
 

'Hesabı Tayyip Ödesin'

'Hesabı Tayyip Ödesin'
 

Suriye’de çıkan iç savaş sonrası 80 bine yakın sığınmacı ülkemiz topraklarına sığındı. Sığınmacıların sayısı arttıkça bölge insanından gelen şikayetler, göçmen kamplarında çıkan olaylar, Türk bayrağının indirilmesi, marketlerin yağmalanması olayları yazılı ve görsel medyada yer buldu.

Son günlerde ise Suriyeli göçmenlerle ilgili şikayetler, bölge insanının günlük yaşamını tehdit ettiği yönünde yoğunlaştı.

Suriye’deki şiddetten kaçıp Türkiye’ye sığındığı söylenen Suriyelilerin yaptıkları pek öyle “mağdur” zümresinin yaptığı şeylere benzemiyor.

Hatay’la yaptığım son görüşmelerin birinde, meselenin hangi noktaya geldiğini gözler önüne seren şu olay nakledildi. Suriyeliler Hatay’da “Harbiye” olarak bilinen turistik bölgede yedikleri yemeğin hesabını ödemek istemezler. Restoran sahipleri ısrar edince tartışma çıkar, tartışma kavgaya döner ve, vatandaş Suriyeli “hadsizleri” pataklamak zorunda kalır.

Kavga bir yana, Suriyelilerin yediklerinin parasını isteyen mekan sahibine verdikleri cevap Suriyeli sığınmacı meselesinin geldiği noktayı gözümüze sokuyor: biz misafiriz, hesabı Tayyip ödesin…

Kendine kucak açan Ülkenin yöneticisine terbiyesizlikte beis görmeyen “sığınmacı” güruhun artık bir düzene sokulması gerekiyor.

Bölgeden gelen şikayetler sadece ödenmeyen hesaplardan ibaret değil.

Kendilerine “özgür Suriye ordusu” mensubu diyen kimi Suriyelilerin şehir merkezlerine silahla girdiği bunun da bölge insanımızda huzursuzluğa yol açtığı uzun süredir konuşuluyor.

Hatay ve İskenderunlular başta olmak üzere bölge insanı “sokağa çıkamıyoruz” diye feryad ediyor.

Ben bunu bir aydır bölgeden görüştüğüm herkesten duyuyorum; yetkililer duymuyor mu?

Suriyeli sığınmacıların haddini bilmez tavırları sadece alış verişlerde değil, kendilerine uzanan yardım ellerinde de kendini gösteriyor.

Sığınmacılar kendilerini tedaviye gelen doktorlara “Alevi isen beni muayene etme” veya “bize sünni doktor gönderin” türünden taleplerde bulunuyorlarmış.

Bir de Suriye’de savaşıp Türkiye’ye dinlenmeye gelenlerin durumu var. Kimi “savaşçılar” Türkiye’ye dinlenmeye geldiğini söylüyorlarmış, Türkiye sınırı nasıl bir sınır ki savaşçılar elini kolunu sallayıp, dinlenip gidiyor.

Yoksa birileri ile gizli bir “pansiyon” anlaşması mı yapıldı?

Anlaşılan o ki Antakya ve yöresi Suriye hükümetine karşı savaşanlara lojistik destek sağlayan bir bölge haline dönüştürülmüş durumda. Özgür Suriye Ordusu yorulduğu zaman bölgeye koşuyor. Yaralılarını tedavi ediyor ve belki de cephane ihtiyacını buradan karşılıyor.

Bu konuda o kadar rahatlar ki bazı “savaşçılar” nöbetleşe dinlenmeye geliyorlarmış…

Sivil insanlar dışında askerlerin sınırlarımızdan bu kadar kolay girip çıkması, bu işe birileri tarafından göz yumulduğunu gösteriyor.

Sınır güvenliğinin Suriye tarafı Özgür Suriye Ordusu, Türkiye tarafı Türkiye tarafından sağlandığına göre ve silahlı Suriyeliler elini kolunu sallayarak ülkemize giriş çıkış yaptığına göre ortada “gizli” bir anlaşma olduğunu söylemek çok da afaki değil.

Bu arada, Suriyelilerin fukaraları kamplarda kalıp çevre köy ve şehirlere huzursuzluk verirken zenginleri Suriye’de alıştıkları hayatlarına Türkiye’de devam ediyorlar.

Bu günlerde Antakya’nın yedi yıldızlı otellerinden Ottoman Otel’de yer bulmanız imkansız, çünkü Suriye’den kaçan zenginler burayı mesken edinmiş haldeler.

Görünen o ki Suriye’den ülkemize sadece savaş mağdurları değil çok sayıda serseri ve savaş kaçkını da geldi.

Ve yine görünen o ki Başbakanımıza çok güveniyorlar…

Bu güven o kadar ileri noktaya varmış ki Suriyeli “mağdurlar” yedikleri yemeklerin hesaplarını bile Tayyip Bey’e yazdırıyorlar.

Bu hesabı kim öder bilemem ama, bölgeden aldığım mesaj “bıçağın kemiğe dayandığı” yönünde. Eğer, Tayyip Erdoğan hükümeti Suriyeli göçmenleri kamplarında tutmayı beceremez ve Suriyeli misafirlerimiz hadsizliklerine bir son vermezse bölge insanı bu arkadaşları kamplarına tıkacaklar.

Benden söylemesi…

 

 

 
Toplam blog
: 31
: 1153
Kayıt tarihi
: 06.07.06
 
 

Memleketi ve kendini ilgilendirenler üzerine yazmayı "tutku" edinmiş bir fen bilimci, konuşmaya v..