"Hiçbir şey gözyaşından daha hızlı kurumaz."

Kadehdaşlık makamında pırasa bıyıklı adamlar
Çok eskimiş  tozlu takımlar edilir iri laflar
Yanaklarından pıtır pıtır dökülür gümüşi yaşlar
Elimi arı kovanına sokmuş gibiyim.

Nazımlarda bir avunma kül bağlarlar 
Temcit pilavı gibi ısıtıp önünüze koyarlar 
Sultan-i bir tembellikle yürür tosbağalar 
Elimi arı kovanına sokmuş gibiyim.

Doğdu kuyruklu yıldız öldürür zehirli ışınımlar
Yıkılan duvar-lar görünen her yerde bahar 
10 metrelik dalgalar kıyıya vurur  ateşli naralar
Elimi arı kovanına sokmuş gibiyim. 

Mezaristanda- sanki -asırlardır ölüler
Kafası örümcekli nesebi gayrisahihler 
İp merdivenler de kafa- kol yerler
Elimi arı kovanına sokmuş gibiyim.

Bi anamın koynunda güneşi ön cebime koydular
Karıncaezmezler dizili kaymak kâğıdındalar
Sundurmada kan kırmızı gülü kurutanlar 
Elimi, parmağımı kestane balına sokmuş gibiyim.

…

Yıl 3797 dünyanın sonu kehanetler çıkar mı çıkar

Nenem dedi ki;  “ hiçbir şey gözyaşından daha hızlı kurumaz ” 
Dedim ki;  “ben bir yar isterim derun-i dilden “
Hayat dedi ki; “taşındığım her yerde çiçek açacağım… “

....la la lala laaaa......... 
 içinizdeki çocuk hiç büyümesin, söylesin NEŞELİ  şarkılar

Nil Alaz

*Hiçbir şey gözyaşından daha hızlı kurumaz.
Nihil lacrima citius arescit