“İdeolojik” bunların hepsi...

Bizim gençlik yıllarımızda. Gençler, işçiler ne yapsa birileri yaptığımıza “anarşi” derdi. Bizlere de “anarşist” “Yok öyle değil.” dedikse de olmadı. Dinletemedik. Üzerimize yapıştı bir zaman kaldı, anarşistlik...

Hemen anlardık, bazıları bilmeden kullanıyordu. Ağız alışkanlığı. Duyduğunu tekrarlama merakı. Artık siz adına ne derseniz diyin. Ama birileri dediğinin çok iyi farkındaydı. Bilerek kullandıkları kesindi...

Şimdilerin moda sözcüğü “ideolojik”

Başbakan durmadan her konuşmasında belli eylemleri, o eylemlere katılanları, konuşmacıları ideolojik ilan ediyor. Konuşmanın içeriği, ideoloji kelimesine yaptığı vurgu; ne dediğini bilen adamların erdemli duruşundan çok uzak.

Bir zamanlar anarşi, anarşist sözcüklerine yapılan vurgu gibi iğrenç bir demagoji ile ideolojik bir duruştur başbakanın yaptığı...

Ne garip değil mi?

Üstelik bu gibi durumlarda halkın; “Dinime söven bari Müslüman olsa” dediğini en iyi bilenlerden başbakan...

Şimdi biz ne diyeceğiz: en hafif sözcüklerle bu durumu nasıl izah edeceğiz bir düşünelim...

“Başbakanımız ne dediğini bilmeyen işkembeden atan biri.” desek olmaz. Çünkü okuduğu aynalardan atıyor... Aynalardan okuduğu her şeyden başbakanı sorumlu tutmak doğru olur mu bilmiyorum...

Başka, başka nasıl izah edilebiliriz bu durumu. “Bu tipik kendine Müslüman, kendine demokrat olanın çifte standart ideolojik duruşudur” desek...

Bu söz dizimi derdimizi fazlası ile anlatıyor. Ama biraz hafif kalıyor. Artık idare edeceğiz. Biz de biliyoruz ağır laf nasıl edilir. Avuç nasıl yalatılır ama emekli aylığımızı başbakana tazminat diye kaptırmak niyetinde değiliz...

Şimdi devam edelim...

Başbakanın söylemi ile söyleyelim. Eylemler, eylemlere katılanlar velev ki; ideolojik davranıyorlar. Evet, Eczacılar yürüyor, ilaç ideolojik. Doktorlar yürüyor, neşter ideolojik... Tekel İşçileri ekmek diyor, ekmek ideolojik...

Başka ne olacaktı... Siz ne bekliyordunuz...

Elbette bu eylemler ve eylemlere katılanlar, konuşanlar ideolojik davranıyorlar. Hem de en az; başbakanın işçilerin taleplerini küçümseyen, görmezden gelen ve kandırıldıklarını söyleyip; sendika yöneticilerine avuç yalatığı kadar ideolojiktir..

Bunda şaşacak bir şey yok.

Şaşılması gereken başbakanın ideolojik tavır belirlemeyi salt kendine hak görmesidir...

Siyaset salt seçilmişlerin yaptığı, dar alan paslaşması değildir. İktidar muhalefet çekişmesi, söz dalaşı hiç değildir.

Hemen ekleyelim: Siyasetin yapıldığı tek alan sanıldığı gibi siyasi partiler ve parlamento değildir. Demokratik her ülkede, Demokratik Kitle Örgütleri, Meslek Odaları, Sendikalar hatta derneklerle de siyasete aktif katılırlar. Parlamento dışı muhalefetin yapıldığı alanlar çoğu kez sokaklar ve meydanlardır...

Siyaset meteoroloji tahminleri ile yapılmayacağına göre, kaçınılmaz olarak ideolojiler ile yapılacaktır.

Bunu içine sindirmemiş iktidarlar. Kendi dışında siyasete katılmak isteyenleri susturmaya çalışanlar. Her fırsata parmak hesabı ile aldığı oyu sayanlar. “Bunlar ideolojik” diyenler demokrasi ve demokratlıktan uzak ideolojik tavır belirlemelerdir.

Son söz yerine ideolojinin sözlük tanımını verip yazımıza noktayı koyalım...

İdeoloji: Siyasal veya toplumsal bir öğreti oluşturan, bir hükümetin, bir partinin, bir grubun davranışlarına yön veren politik, hukuki, bilimsel, felsefi, dinî, moral, estetik düşünceler bütünü: (TDK, Güncel Türkçe Sözlük)

Hasan Kaya
www.noktahaberyorum.com