Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Aralık '11

 
Kategori
TV Programları
 

‘İffet’e taklitçilik yakışmıyor!

‘İffet’e taklitçilik yakışmıyor!
 

'İffet' neye dönüşüyor?


‘Gerçek olamayacak kadar güzel, hayal olamayacak kadar acı bir aşkın hikâyesi’ tanıtımıyla başlayan dizi, önceleri özgün bir tat verse de gittikçe kendinden uzaklaşmakta. ‘İffet’ özellikle son bölüm içeriğiyle, hangi eserin uyarlaması sorusunu akıllara getiriyor. Başlangıcıyla, Yavuz Turgul tarafından kaleme alınan 1982 yapımı filme benzeyen ancak sonraki gelişmelerle oldukça farklılaşan öykünün Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın ‘İffeti’yle zaten isim dışında uzak yakın ilgisi yok. Hani nev-i şahsına münhasır bir eser desek, bunu söylemek de mümkün değil. Sonuçta, izleyici sofrasına konan, alışılmış söylem garnitürüyle süslenmiş, bir karışık kebap! Isıt ısıt yedir…

‘Girdik bir Yeşilçam klasiğine Allah sonumuzu hayretsin’ diyor Ali İhsan’ın kızı Nil, İffet’in eski sevgilisi Cemil’e… Bu çok güzel benzetmeyle aslında dizinin durumunu da özetlemiş oluyor. Onların sonu hayra mı gider şerre mi bilmem ama hızlı ilerleyen ‘İffet’, tıkandığı noktada ikinci bir ‘Hanımın Çiftliği’ dizisi olma yolunda! Nasıl mı? Hem karakterleri, hem de sahneledikleriyle.

‘Hanımın Çiftliği’nden gelen Ali İhsan, Muzaffer Bey’in ikizi… Dizilerdeki zengin erkekler fakir kız düşkünü olduklarından ve de hemen evlendiklerinden, İffet de hanımlık konumuna yükselen Güllü olmak düşer! Dayakçı baba Cemşir, kasap baba Ahmet kimliğiyle karşımızda… Dayağı, içkisi yine mevcut ama para konusunda tutumu farklı. Tecavüzcü paragöz şoför Cemil de her geçen bölüm biraz daha Kemal’e dönüşmekte. Hırçın Dilek, Halide Hanım’ın ta kendisi… Kibirli Dilek Hanım, dengi olarak görmediği İffet’i ve ailesini aşağılamayı sürdürürken kendisine karşı çıkan Ali İhsan’la oluşturdukları tablo, Dinçaslan Çiftliği’nden farklı değil. Evin kıdemli kâhyası olarak Osman Amca bile mevcut.

İffet’i önce terk eden, evlenmesinin ardından peşine düşen Cemil’in, ona yanaşmak için abla yerine evin kızını gözüne kestirmesi bir fark gibi görünse de aileye giriş için ‘şoför’ bahanesinin bulunması tastamam aynı. Tıpkı Kemal gibi ona da evin hanımına direksiyon öğretmek görevi verilmesi; arabada Cemil’le yalnız kalan İffet’in çıkışmaları ve giden arabadan atlamaya kalkışması kare kare ‘Hanımın Çiftliği’ni hatırlatmakta. Dejavu gibi izlenen sahnelerde, hani İffet kıpkırmızı ruj sürse, kocaman bir şapka taksa, bir de yerde çamur olsa ve topuklu ayakkabısı saplansa tam Güllü olacak!

Suyu çıkartılmış bu benzerlikte, eski sevgilisi-yeni şoförünü kocasına şikâyet edip aşağılayan İffet’in sıraladığı gerekçeler bile aynı. Ali İhsan da Muzaffer Bey’den ilham almış olmalı ki, şoförü azarlama işini yemek masasında hallediyor. Dizide, elbirliğiyle Cemil’i seven İffet öldürülürken yeni bir kimlik doğuyor… Ama bu Müjde Ar’ın canlandırdığı ‘İffet’ filmindeki gibi Demet adını almayıp Serap’laşan Güllü’ye dönüşüyor! Huzurlarınızda, ‘İffet’in Çiftliği’… Girdik bir dizi keşmekeşine Allah sonumuzu hayretsin.

Anibal Güleroğlu

http://www.sinematur.com

 
Toplam blog
: 1210
: 1542
Kayıt tarihi
: 10.04.10
 
 

İstanbul'da başlayan yaşamım, eski İstanbullu ailemden edindiğim kültürle gelişti. Birinciliklerl..