Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mart '13

 
Kategori
TV Programları
 

‘İki Buçuk Adam’a iki buçuk eleştiri

‘İki Buçuk Adam’a iki buçuk eleştiri
 

Google İmaj


Bir:

Hep şöyle denir: Holywood kendini öyle bir eleştirir ki döner dolaşır yine ABD’yi aklar.

Ancak bu kez öyle olamamış gibi:

Aile kurumunun bu kadar kötüleyen bir dizide ‘Yanki tarzı yaşam’ın aklandığını söylemek zor. Hatta, ‘özdeşleşerek yabancılaşma’ ve ‘yabancılaşarak özdeşleşme’ konusunun bile girizgah içerdiği epik bir durumdan bile söz edilebilir.

Artı, bunun devamında:

Marjinalliğin; yani alkolizmin, keşliğin, grup seksin, eşcinselliğin, vd birarada feci tiye alındığı bir dizi bulmak herhal zor olur. En önemlisi, rantiyeliğin insanı ne hale getirdiği bundan güzel ironize edilemezdi bence.

İki:

Charlie Sheen ve Ashton Kutcher gibi beş benzemez iki benzemezin peşpeşe aynı role sokulması çok eğlenceli bir sonuç vermiş.

Sheen bildiğimiz Sheen, gerçek yaşamında da uçuk biri. Kutcher ise, o eksi zekalı ön-ergen yüzüyle, RB yazarlarının da muzdarip olduğu post-4-modernist dönemin epistemik kabızlığını, hiç oynamadan doğal olarak veriyor, o da gerçek yaşamında öyle herhal...

Buçuk:

Velede çok rol vermemişler. Bunun temel nedeni rol yeteneksizliği oabilir maa velet konusu, aile eleştirisinden ‘Ghost in the Shell 1-2’deki kabuk-çocuk-insan modelin kadar epeyi konu açılımı içerir.

Dipnot: TV dizilerinin 2010’larda kazandığı kültürel moment sinema eleştirmenlerini epeyi şaşırtıyor. Açıkçası, eğer yaratı üretimin varsa, TV’de (en azından kablolusunda) kendine yer bulmaması imkansız, yeter ki yeni ve farklı şeyler olsun... Eh, reklam ve klip, (ta 1995’te) kısa film olduktan sonra, TV dizilerine (2010’da) bu düzey çok değil bence.

 

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..