Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ocak '14

 
Kategori
Yoga / Meditasyon
 

"İlk"ler...

"İlk"ler...
 

2013 yılı benim için "ilk"lerin yılı oldu. Yoga dersleri vermeye her ne kadar 2012'nin sonbaharında başlamış olsam da, 2013'ün hayatımda ayrı bir yeri oldu. İlk özel dersimi, ilk çocuk yogası dersimi ve ilk hamile yogası dersimi hep 2013'de verdim. 2013'te bir yoga stüdyosunda çalışmaya başladım ve yine geçtiğimiz yıl bir spor tesisinde yoga dersleri vermeye başladım. Madem "ilk"lerden bahsediyoruz. Yine 2013'de gençlere yoga dersi vermeye başladım. Genç derken gerçek anlamda gençlerden bahsediyorum. 11-12 yaşlarında... Bedenleri, zihinleri ve ruhları hamur gibi işlenmeye hazır...
Kasım ayının ortalarıydı. Bir yoga stüdyosunda işe başladım. Bu stüdyoda çocuklarla, gençlerle ve hamilelerle çalışacaktım. O güne kadar çocuklarla çalışmıştım ama gençlerle bir deneyimim yoktu. Sadece onların dikkatinin de kolay dağılabileceğini az çok tahmin ediyordum. Genç gruba yetişkin yogası yaptırmaya karar vermiştim.
O gün geldi çattı. Stüdyoya gittim. İki genç kız. Genç bedenler, genç zihinler... Ne verirsen almaya hazır...
Derse meditasyonla başladık. Ardından yerde birkaç asanayla devam ettik. Omurgayı esnetmek için "marjaryasana-bitilasana" (kedi-inek esnetmesi) ve "uttana shishosana" (uzanmış köpek yavrusu). "Adho mukha svanasana" (aşağı bakan köpek) ile ayağa kalktık. "Surya namaskara" (güneşe selam serisi) ile ısındık. Gençler, benden önce başka bir yoga eğitmeniyle çalışıyorlardı. O yüzden asanalara ve akışlara aşinaydılar. "Öğretmenim, aya selam yapabilir miyiz?" diye sordular. Neden olmasın?
Yeni akışlar ve asanalar öğrenmeye niyetliydiler. "Chandra namaskara" (aya selam) ve yin yoganın yang akışlarından "golden seed" ile devam ettik.
Genelde her dersimde bir zirve duruşu yaptırdığım için, gençlerle çalışırken de zirve duruşlu bir ders yapmaya karar vermiştim. Zirve duruşumuz, "urdhva dhanurasana" (köprü) olacaktı. Bunun için "chandra namaskara" ile üst bacak kaslarımızı (kuadriceps) açmaya devam ettik. Biraz da göğüs kafesimizi açmalıydık. "Virabhadrasana I" (birinci savaşçı), "virabhadrasana II" (ikinci savaşçı), "parsvakonasana" (yan açı duruşu), "ardha chandrasana" (yarım ay duruşu), "anjaneyasana" (alçak hamle), "ashva sanchalayasana" (yüksek hamle) ve "trikonasana" (üçgen) gibi duruşlarla göğüs kafesini ve üst bacak kaslarını esnettik.
Göğüs kafesini biraz daha esnetmek için "salabhasana" (çekirge) ve "bhujangasana" (kobra) yaptık.
Sıra, dersin zirve duruşuna gelmişti. Önce "setu bandhasana" (yarım köprü) ve ardından da "urdhva dhanurasana" (köprü)... Esnek bedenli gençler, her iki asanayı da layıkıyla yaptılar.
Zirve duruşundan sonra, bedenimizi dengelemek için öne eğilmemiz gerekiyordu. "Janu sirsasana" (baş dize duruşu) ve "paschimottanasana" (yerde öne eğilme) ile omurgayı rahatlattık. "Marichyasana" (Bilge Marichy burgusu) yaptık ve yere uzandık. Yerde "jathara parivartanasana" (karından burgu) yaptıktan sonra sıra "savasana"ya (derin gevşeme ve dinlenme pozisyonu) geldi.
Sözel yönergelerle gençleri "savasana"ya hazırladım. Başlarının altında minder, üzerlerinde battaniye, gözlerinde yastık. Tam bir derin gevşeme keyfi... Birden portakal yağı gördüm stüdyodaki rafta. Hemen portakal yağını avuçlarıma boşalttım ve gençlerin yanı başına geçtim. Başlarına masaj yapmaya başladım. Gözlerinin etrafına, başlarının tepesine, başlarının arkasına, boyunlarına... İyice gevşeyip rahatladılar.
İşin ilginç yanı, ders boyunca gençlerin sevdiği şarkıları dinlememizdi. Mantralar yoktu, hafif caz dinlememiştik. Gençlerin moda şarkılarını dinlemiştik. Hareket ederken, asanadan asanaya akarken sorun yoktu belki ama derin gevşemede... Sordum derin gevşemeye geçmeden önce, bu şarkılarla mı "savasana"ya yatmak istiyorsunuz yoksa ben size daha sakin şarkılar çalayım mı diye. Onlar da kendi müziklerini tercih ettiler. Mutluydular. Kasmaya veya dertlenmeye gerek yoktu. Kendi hallerine bıraktım gençleri. Masaj yaparken farkettim; çok rahatlamışlardı. Demek ki böylesine hareketli bir şarkıyla da gevşeyip rahatlayabiliyorlardı.
"Savasana"dan uyanma vakti gelmişti. Yönergelerle uyandırmaya başladım gençleri. Kalkmaya hiç niyetleri yoktu. Benim yönergelerim bitti ama onlar kalkmadı. Ben de onlara veda ettim. Sınıftan ayrılmadan önce "ben çıkıyorum, sınıfı siz toplarsanız sevinirim" dedim.
Sanırım bir süre daha kalkmadılar. Sonra bir baktım, sınıf toplanmış. Bir tek minderleri yukarıya kaldıramamışlar. Minderler biraz tepede duruyordu. Boyları yetmemiş. Yardım ettim kızlara.
İşte gençlerle ilk yoga dersim böyle geçti. İlginç bir deneyimdi. Onların şarkılarıyla yoga yapmak... Dikkatleri dağılınca hemen asanayı değiştirmek ya da araya bir akış koymak... Arada birbirlerine bakıp kıkırdanmaları... İlk derste beni yoklamaya çalışmaları... "Eski öğretmenimiz şöyle yapardı, böyle yapardı, siz de bunları yapacak mısınız?" gibi soruları... Kıyaslamaları... Dersin başında bana alışana kadar benden uzak durmaları, sonra bana daha yakınlaşmaları... Onları biraz zorlayıp yorduğumu düşünmeleri... Ama sonra dersin akışının ve yoğunluğunun hoşlarına gittiğini görmek gözlerinde... Gerçekten de ilginç bir deneyimdi benim için.
Yeniliklere açık olmak... Yeni yılla birlikte, yeni deneyimler yaşamak... Sürekli gelişmek... Gerektiğinde o anın getirdiklerini kabul etmek ve kalıpların dışına çıkmak...
2013 bana "ilk"leri yaşattı. Bunlardan biri de gençlerle ilk yoga dersimdi. 2014'de yeni yeni "ilk"ler yaşamak dileğiyle...

 
Toplam blog
: 201
: 432
Kayıt tarihi
: 08.05.13
 
 

Uluslararası Yoga Alliance onaylı hatha, vinyasa, yin ve prenatal yoga eğitmeni... Hayata bambaşk..