Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ağustos '15

 
Kategori
Güncel
 

"İlkesiz siyaset" anlayışıyla nereye kadar gidebiliriz?

"İlkesiz siyaset" anlayışıyla nereye kadar gidebiliriz?
 

Bir ülkenin siyasi ahlakı oturmamışsa, her türlü tutum ve davranış olağanlaşır. Kişileri değil, sistemi değiştirmek gerek.


Sanki bu ülke saf değiştiren, partisini bırakan, güçsüzken güçlünün yanına kurulan siyasetçi modeliyle ilk kez karşılaşmış gibi; ağzı olan, Tuğrul Türkeş’e saydırıyor!

Yakın siyasi geçmişimizde, adı “fırıldak Kubilay”a çıkan çok sayın ve sevgili bir vekilimiz vardı mesela…  Kırk yılın Sosyal demokratıyken; hiç yüksünmeden, zerre gocunmadan koyu muhafazakar AKP’de yıllarca bakanlık yapan bir Ertuğrul Günay’ımız oldu... ANAP markasını yaratan beyin takımının en has adamları; Abdulkadir Aksu, Murat Başeskioğlu, Cemil Çiçek örnekleri duruyor ortada. Bal arısı partisinin Mesut Yılmaz’dan sonraki varisi gösterilen, o partide genel başkanlık da yapan Erkan Mumcu modelini; Süleyman Soylu, Numan Kurtulmuş gibi kendi başlattıkları siyasi hareketlerin ex lideri olmuş kişileri nereye koymalı?

Parti ya da taraf değiştirmek, yalnızca sayın Türkeş’e özel bir durum mu? Kaldı ki, sayın vekil, siyasi çizgisini değiştirmediğini, MHP’li bir milletvekili olduğunu, -doğru ya da yanlış- ülkeyi hükümetsiz bırakmamak için, kendisine yapılan öneriyi “devlet işi” saydığından kabul ettiğini üzerine basa basa vurgularken… Tek yanlı bir ateşle, karşı tarafa söz hakkı bile tanımadan, orantısız güç ölçülerinin de kat be kat üstünde bir hışımla saldırmak, söz konusu şahsı; kişiliksizlikle, karaktersizlikle, kendini ve soyadını satmakla suçlamak; ucuzun da ucuzu bir yaklaşım değil mi?

Aslında asıl telaş şu: Tuğrul Türkeş, AKP’ye oy taşır mı? Erdoğan ve AKP karşıtı cepheden belli bir güce, hissedilir, kayda değer  bir oy yüzdesine saf değiştirtebilir mi? Olabilir tabii. Neden olmasın? Siyaset bu! Ağlayıp sızlanacağınıza, yediğiniz golü nasıl çıkaracağınızı, takımınızı nasıl öne geçireceğinizi hesaplayın. Laf salatası karın doyurmaz çünkü.

AKP’nin siyasi tarzından zerre hazzetmem. Bu yaklaşımın, ülkemin başına açılan en büyük dertlerden biri olduğunu düşünürüm. Söz konusu zihniyetin, ülkeme ve insanıma verdiği zararın, yol açtığı ahlaki yıkımın, yarattığı düşünsel tahribatın, neden olduğu politik yozlaşmanın ortak geleceğimizden en az 20 yıl çaldığına inanırım. Ancak her şeye rağmen, sapla samanı karıştırmamak lazım.

Niyetiniz bu tür siyasi suistimalleri önlemekse, geniş kapsamlı bir siyasi ahlak yasası çıkarır, yapacağınız o kanuni düzenlemede, partiler arası geçişleri zorlaştıran, bunu düşünmeyi bile kişisel bir siyasi risk haline getiren ağır müeyideler Koyarsınız. Olağanüstü durumlar hariç, bu yola sapanlara bir dönem meclise girememe şartı koşun mesela. Ama aldığınız tüm önlemlere rağmen, saf değiştiren olursa, buna da eyvallah etmek düşer hepimize. Aksi davranışlar, kuru gürültüden ibaret benim için.

İlkesiz siyaseti hoşgören, popilist politikalarla oy avcılığını marifet sayan, oportunizmi baş rehberi bellemiş, pragmatizm = fırsatçılık diyen, ne olursa olsun seçim kazanmaya odaklanan, sandıktan galip çıkaran her yol mübahtır sığlığındaki bir felsefe; Türkiye’yi tutarlı politikacı profiline taşıyamaz elbet.

Malum bakanların hukuk önünde hesap vermesinden, kişisel ve siyasal itibarlarını Türk adaleti önünde temize çıkarmalarından, halk önünde aklanmaktan kaçanlar; ne olursa olsun, falanca kişiyi kurda, kuşa yem etmeyiz, diye; en faiş hatalarını bile örtbas edenler; elbette İlkeli siyaseti umursamaz. Şahsından çok çok önde tutması gereken ülkesinin siyasi itibar ve uluslararası prestijini önemsemez.

Ne yani! Sırf seçimi kendileri kazanamadı diye, allem edip, kallem edip,” yeniden seçim” türküsü tutturanlardan; “Rabim erken seçim dedi” diyenlerden; bugüne kadar her seçimde binbir madrabazlığın kitabını yazanlardan bi de ilkeli, erdemli, ahlaklı bir siyasi duruş mu bekliyorsunuz?! Ya siz bu ülkede yaşamıyorsunuz, ya da burnunuzun dibinde olanlardan habersizsiniz!

İlkesizlik baştacı edildikçe, bu ülke siyasetinden kimseye hayır yok! Görünen köy kılavuz istemez!  

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..