Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ocak '13

 
Kategori
Magazin
 

‘İntikam’ın farkı ayrıntılarda…

‘İntikam’ın farkı ayrıntılarda…
 

Başlangıç yaptığı gecede arka arkaya üç defa ekrana gelerek hem ‘görmemişin oğlu olmuş’ pozisyonuna düşen, hem de izleyiciden hayli tepki çeken ‘İntikam’, ilk yayında birinciliği ‘Kurtlar Vadisi Pusu’dan kapamasa da toplamda yeterince ilgi görerek adeta yeni sezonun Perşembe intikamını aldı.

‘Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler’in ‘Bir kadın yedi erkekle aynı evde nasıl yaşar’ diyenlerce ‘müstehcen’ bulunup şikâyet edildiği günümüzde, Amerikan uyarlamaları halen özgürlüğün tadını çıkartırken ekrana gelen ‘İntikam’, diğer kanallarla rekabeti kızıştırmakla kalmayıp aynı kanalın dizileri arasında da sirkülâsyona yol açtı.

‘Kayıp Şehir’ dizisini Pazartesi saat 20.00’ye yollayıp Perşembeleri yine ‘Beren Saat gecesi’ haline getiren ‘İntikam’, öte yandan ‘Kayıp Şehir’in gelmesiyle yerinden olan Gülse Birsel’in ‘Yalan Dünya’sını da gezgin hale getirdi.

 

Uyarlamanın uyarlamasından uyarlamadaki uygunsuzluklar…

‘20 Dakika’nın peşi sıra Ay Yapım’ın uyarlama yapım merakını gösteren ‘İntikam’, Amerika’da hayli revaçta olan ‘Revenge’in uyarlaması gibi görünse bile, ‘Bu bir affetme hikâyesi değil’ diyen orijinal dizi de aslında ‘The Count of Monte Cristo/Monte Kristo Kontu’ kitabının yeni bir yorumu! Bundan dolayı ‘İntikam’, uyarlamanın uyarlamasından uyarlama durumunda.

‘Ezel’e de ilham olan haksızlığa karşı intikam öyküsünü, kurbanın kızının intikam versiyonu haliyle ekrana taşıyan ‘Revenge’ ile aynı nişan açılışını yapıp aylar öncesine giderek kurgusunu başlatan ve sloganı dahi orijinaliyle aynı olan ‘İntikam’, oyuncularının tipleriyle de Amerikan yapımının yansıması durumunda.

Ancak farkını ayrıntılarıyla aksettiren yerli uyarlamada dikkat çeken bir değişiklik var. O da, babaya yüklenen suç konusu. Emily’nin babası, uçak düşüren teröristleri parayla destekleyen vatan haini ilan edilmişken Derin yani Yağmur’un babasına yüklenen suç, zimmetine para geçirip bankada parası olan vatandaşı zarara uğratmak.

Orijinaline göre hayli cılız ve yapay kalan bu suç atımıyla bağlantılı akıl kurcalayan bir diğer ayrıntı, Hakan Eren’in şirketiyle ortaya çıkmakta. Hakan, Derin’in babasının yardımı sayesinde şirketini batmaktan kurtardığını ve yüzde 49 hissenin Derin’e ait olduğunu söylemekte. Bu ise orijinalinden fark yaratmak için Derin’in para çalmakla suçlanan babası Adil’in masumiyetini şaibeli hale getirmekte.

Zimmetine para geçirdiği varsayılan birinin mal varlığına el konulacağına göre nasıl oluyor da kızına bu hisseler kalabiliyor? Dahası, yönetici maaşıyla şirket kurtarılamayacağından Adil hangi parayla Hakan’ın batık şirketini desteklemiş? Bunun için ya bankanın başındayken kredi verdirmiş ya da gizli parasını yatırmış olmalı.

Her iki durum da, aslında patronunun karısına âşık olarak başına gelenlere sebebiyet veren, Adil’in ‘İntikam’a zemin yaratan masumiyetini zedeleyecek cinsten.

Anlaşılan çok beğendiğim ‘Son’ dizisinin senaristi Berkun Oya, genelinde iyi olan uyarlamada bu noktayı atlamış.

Atlanan bir başka nokta da, Nejat İşler’in ve sevimli köpeği Çakır’ın yaşları… Beren Saat’e göre hayli büyük duran ve Derin’in attığı maket yelkenliyi olağanüstü tesadüfle denizde bulan Rüzgâr’ın yaşlı görünümü bir yana köpeğinin durumu daha ilginç. Ortalama 10-14 yıl ömrü olan köpeğin çoktan ölmüş olması gerek. Hadi müthiş gayretle uzun uzun yaşadı diyelim o vakit de hoplayıp zıplayacak takati kalmamış olmalı.

Dolayısıyla her halinden yaşlı olmadığı belli olan köpeğe sadece ‘Ne kadar yaşlanmışsın’ ya da ‘Çok yaşlandı ama aklına esince böyle oynuyor’ gibisinden sırıtan vurgulamalarla yaklaşmak tam yerli işi.

Ayrıca Rüzgârın babasının kredisini ödeyemeyip dükkânı kaptırma tehlikesiyle karşı karşıya kalma durumu da aynı şekilde fazlasıyla arabesk işlenmiş. Nerede görülmüş bankanın kredi uyarısında bulunmak için özel eleman yolladığı? Üstelik de gün içinde yetmiyormuş gibi gece vakti… Açar telefonu yapar uyarısını. Daha da ödenmezse icradan satar olur biter. Borcu ödemek için soran oğluna miktarın söylenmemesi de ayrı bir espri ya neyse.

‘İntikam’da göze çarpan bir başka uygunsuzluk, ilk çarpı işaretini yiyen Leyla Hanım’la Haldun Arsoy’a kurulan tuzakta… Meşhur siyah peruğu takmayı ihmal etmeyen Derin, acaba Haldun ile Leyla arkalarını dönüp manzara seyrine dalmasalardı ilacı nasıl koyacaktı fincana merak ettim doğrusu. İzleyiciye Haldun’un nasıl fenalık geçirdiğini aktarmak için yaratılan bu göze sokma sahnesi de yerli versiyonun eksi hanesinde.

 

Beren Saat olmasaydı…

Her bölümünde resimdeki bir kişiden intikam alınarak sürecini dolduran orijinaline göre iki misline çıkartılmış süresi, ‘İntikam’ın en büyük dezavantajı! Süre doldurmak adına düşen tempo ve ağırlaştırılan geçişler orijinalinin dinamizmine alışkın olanları sıkacaktır.

Sadece yerli dizi izleyenler için ise ‘İntikam’, saydığımız mantıksızlıklar ve benzerleri dışında genelinde başarılı bir uyarlama. Nitekim izleyici oranı da bunu doğrular yönde.

Ancak bu noktada aklıma takılan acaba çocukluğuyla göz rengi denkleştirilemeyen, Hakan’ın boğazına bıçak dayarken fazlasıyla basite kaçan tavırlar sergiletilen Beren Saat yerine bir başka oyuncuyla çıksaydı ekranlara dizi, aynı ilgiyi görür müydü?

Bu soruya verilecek dürüst cevap kesinlikle ‘Hayır’ olurdu. Çünkü bizde önemli olan uyarlamanın kendisi değil ona ivme katacak oyuncu!

Başlangıcında iş yapan şimdilerdeyse ikinci kuşağa atılan bir başka Amerikan uyarlaması ‘Umutsuz Ev Kadınları’ ya da kısa sürede ekrana veda eden Orhan Kemal uyarlaması ‘Kötü Yol’ örnekleri canlı canlı karşımızda…

Dolayısıyla ‘İntikam’ın en büyük kozu Beren Saat! Diğer oyuncuların hakkını yemeyelim ama nasıl ki, tüm gereksizliklerine ya da gerçekle bağdaşmayan yansıtmalarına karşın ‘Fatmagül’ün Suçu Ne’ finale dek ilgi çekmeyi başardıysa, ‘İntikam’ da orijinal konuyu tüketip kendince uzatmalar yaratması kuvvetle muhtemel ikinci sezonda bile Beren Saat’in mevcudiyetinde aynı yoğunlukta izlenecektir.

Beren Saat’le elini yeniden kuvvetlendiren Kanal D’nin reyting kaygısı taşımayan yeni dizisi hayırlı olsun.

 

Anibal GÜLEROĞLU

guleranibal@yahoo.com

www.twitter.com/guleranibal

 

 
Toplam blog
: 1210
: 1542
Kayıt tarihi
: 10.04.10
 
 

İstanbul'da başlayan yaşamım, eski İstanbullu ailemden edindiğim kültürle gelişti. Birinciliklerl..