"Islak imza'da parmak izi yok.."

Hürriyet Gazetesinin bu günkü nüshasındaki habere göre:

Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı’nda parmak ve avuç izi taraması yapıldı. Belgede Kurmay Albay Dursun Çiçek’in parmak ve avuç izinin olmadığı bildirildi.

Yani o belgede Albay Dursun Çiçek’in parmak izi yok. O belgeye hiç elini sürmemiş Dursun Çiçek.

Peki nasıl “imzalamış” o zaman?.

İmzalamamışki.

Ama imza var.

Dur bakalım orada, o imzayı makine de atabilir. Böyle makineler var.

Peki makine de imzalasa o belgede kimsenin el izi, avuç izi olmaz mı?.

Olur tabi.

Zaten Jandarma Kriminal Dairesi de bulunan el ve avuç izlerinin kime ait olduğunun belirlenemediği hakkında görüş bildiriyor.

Bu davaya “mağdur” ve müdahil olarak katılan AKP yönetiminin, bu imzayı makine de kimin tarafından attırıldığını araştırmak ve ortaya çıkarmak zorunluluğu yok mu?.

Var, var olmasına da AKP yönetiminin o “Taraf’a” bakma niyeti var mı?. O tartışılır işte..

Türkiye’de bu kağıt parçasını gündeme getiren ve “Darbe yapmak isteyen ordu” hezeyanları ile malum cemaatin ve AKP’nin ücretsiz avukatlığını yapan ve bu yolda her türlü sahtekarlığa başvuran kişi ve kurumları araştıracak bir makam yok mu?.

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın bu kağıt parçasını ortaya atan kişiye “gel kardeşim sen bu belgeyi nereden aldın?.” diye sorması gerekmez mi?..

Efendim Jandarma Kriminal Dairesi askeriyenin bir kurumudur, o kurumun verdiği bir rapora ne kadar itibar edilir?.

Orada da dur bakalım.

Sen değilmiydin aynı Jandarma Kriminal Daire Başkanlığının; “Islak imzalı belge ile fotokopisi üzerindeki imzanın Çiçek’in imzası olduğuna ilişkin kanaati” üzerine, bu imza Albay Dursun Çiçek’indir diye bas bas bağıran.

O kanaat raporuna inanıyorsan, aynı dairenin bu raporuna da inanacaksın.

Burada Albay Dursun Çiçek’in ileri görüşlülüğünü ve dikkatini bir kez daha tebrik etmek lazım.Ya o belge incelemesi için eline tutuşturulmak istendiğinde eldivensiz olarak inceleseydi?. Bu gün o belgede Çiçek’in el ve avuç izleri çıkacaktı ve biz büyük bir ihtimalle yarın Taraf’ta şöyle bir başlık görecektik: “İmzanın Dursun Çiçek’e ait olduğu kesinleşti.”

Bu gelişmelere göre belgede imzasının olmadığı ve suçsuzluğu kesinleşen Albay Çiçek hakkında, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Çiçek hakkında yakalama kararı verdiğini öğreniyoruz. Gazetelerin İnternet sayfalarında “Flaş” haber olarak verilen bilgilere göre, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün’ün muhalefetine rağmen diğer iki hakimin isteği ile çıkmış bu karar.

Mahkeme hakimleri bu karara nasıl vardılar?. Kafamı kurcalıyor.

O Jandarma Kriminal Dairesi kararı ortada iken böyle bir kararın verilmesinde başka nedenler var mı merak ediyorum!!!. Her halde bu merakımı giderecek ve neden Anayasa Mahkemesinin 17 üyeli olması gerektiğini, bu değişikliği de AKP’nin yapması gerektiğini savunan çok “aydın” ve “liberal” dostlarımız vardır!!!.

Saygılar..

29.04.2010