Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '08

 
Kategori
Sinema
 

"Issız (Ada)-m"

"Issız (Ada)-m"
 

sen oradaydın ve bir gün benimle tanışacağını bilmiyordun...


(**)Bazen aşk yetmiyor … Öleceğim aklıma gelirdi, ayrılıksa katiyen… Ne kadar iyi niyetliydik ikimizde başlarken, dedim ya sevgilim aşk yetmiyor ki bazen… hayatta her şey senin istediğin gibi olmuyor, bu yüzden nice aşklar mutlu sonla bitmiyor, flu gibi netleşmiyor…

İnsanların hayatlarında en unutamayacağı duygu, sanırım pişmanlık hissi… Hani çok değerli bir şeyiniz sırf kendi dikkatsizliğiniz yüzünden kaybolur ya yada çalınır… Bunun tek sorumlusu kendimizdir, niye bu kadar akılsız davrandım diye ve keşkelerin nihayetinde suçlarda suçlarız için için kahroluruz… İşte bu his ömrümüzce yüreğimizden atamayacağımız bir histir… Ve bazen asla da dönüşü yoktur, telafisi yoktur, özelliklede pişmanlık yaratan “kaybedilen bir yürekse” eğer…

Alper, “Allah’ın ona ömründe verebileceği en güzel şeyi Ada’yı ve yüreğini” kaybetti… “Karda donuyor, uyku tatlı geliyordu ama farkında değildi, aslında ölüyordu”…

“Çılgın kalabalıktan uzakta, mavi ve telaşsız” bir yaşam vaat ederken Ada, o yaşadığı ve çarçabuk tükettiği ıssızlaşan yüreğinde kaybolmaktaydı beklide…

“Issız Adam” gerçekten de Filmin Senarist ve Yönetmenlik koltuğunda gördüğümüz Çağan Irmak’ın imzasıyla tam anlamıyla istenildiği gibi ifade edilmiş…

İlk etapta klasik bir aşk hikayesi gibi düşünürken filmi, aslında filmin adı gibi derin bir hikaye ile karşılaşıyorsunuz… Günümüzde beklide kendi evreninde kaybolan nice insanı, ruhu ve bedeni anlatan bir yapıt olduğunu söyleyebilirim…

Alper ve Ada arasında eğlenceli komik repliklerle başlayan film, sonralarda Alper’in karmaşasını, Ada’nınsa seven her kadın gibi mücadelesini yansıtıyor… Filmin bitmesine yakın keşkeleriniz de başlıyor…

Alper kurtara bilseydi içinde bulunduğu girdaplardan kendisini, Ada kaybettirmeseydi izini… diyor diyorsunda işin içinde çıkamıyorsun…

Çağan Irmak, “ Bana Şans Dile”, “Mustafa Hakkında Her şey”, “Babam ve Oğlum”, “Ulak” ve son olarak “ISSIZ ADAM” filmiyle beyaz perdeye aşkı - yitikliği – ıssızlaşan yürekleri – düşündürerek yansıtıyor… Filmin nostaljik şarkıları ise daha önce fark etmediğiniz üzerinizdeki boşluğu fena halde anlamlandırıyor…

Fonda Ayla Dikmen’in sesi hüznü doruklara taşırken… “ Anlamazdın anlamazdın… Kadere de inanmazdın… Hani sen acı veren kalpsizlerden olmazdın… Dilerim ki mutlu ol sevgilim…"

- Hoşça kal diyorlardı ama içten içe devamında öyle yürekten öyle derinden öyle pişmanca “sevgilim” deniyordu ki… Ayrılıp, sonra sımsıkı sarılıp, tekrar ayrılmaksa en vurucu karesiydi bu filmin… beklide kendi filmimizin…

(**) Ajda Pekkan- Flu gibi.

 
Toplam blog
: 26
: 797
Kayıt tarihi
: 29.06.08
 
 

Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü 3. sınıf öğrencisiyim. İzmir-Konya aras..