"İşte kanserin yeni ilacı, iki gün içinde yok ediyor."

Ulu ülkemiz Türkiye… Anadolu… Her derdin devası: Suyu ile, havası ile, dört mevsimi ile, kaplıcaları le, çeşit çeşit bitkileri ile, sebzeleri ile, evcil ve yabani canlı varlıklarıyla, taşıyla, toprağıyla, yaylalarıyla, yemekleriyle… Türküleriyle, sevgisiyle, hoşgörüsüyle, candanlığıyla… İnsanıyla…

Anadolu sevgidir… Anadolu ilaçtır, Anadolu hayattır…

Anadolu umuttur… Anadolu hepimizin geleceğidir… İnsanlığın da umudu ve geleceğidir Anadolu…

Bugün Sabah Gazetesi’nde okuduğum bir haber, ülkeme, her zaman neden ulu ülkem Türkiye dediğime sizler de hak vereceksiniz… Evet Anadolu uludur; insanı yücegönüllüdür…

Hele de köylerimiz… Yaylalarımız… Gidelim; dönelim köylerimize, elimize alalım birer kazma, birer kürek çeşit çeşit ağaçlar dikelim… Tarlalarımıza yeniden ekelim arpa ile buğday… Çalışmaz haldeki değirmenlerimizi yeniden çalıştıralım; küskünce bir kenarda duran, dönmeyen o koca değirmen taşlarını yeniden döndürelim… Buğdaydan da, arpadan da un elde edelim; unundan hamur, hamurdan ekmek edip yiyeylim… Yanında tereyağı da olsun!..  O zaman keçilerimiz, koyunlarımız da olsun… Köyümüzün ağası, toprağımızın sahibi, koyun ile keçilerimizin çobanı olalım… Ne dersiniz olalım mı?!..  Köy vatandır!.. Bakmayın siz küçük oluşlarına; gerçekte her bir köy birer büyük vatandır; birer büyük Türkiye’dir… Ulu ülkemin, Türk Milleti’nin umududur köylerimiz… Anadolu insanının umudu topraktır… Topraktan elde edilenlerdir…

Anadolu her derde dermandır… İnsanı cana can katandır…

Baksanıza IŞGIN en onulmaz hastalığın dermanıymış…

Okuyalım bu haberi ve Pazar Pazar dolaşıp bir demet ışgın alalım.

“…ABD'deki araştırmada, Anadolu'da yayla muzu olarak da bilinen "ışgın" isimli sebzenin kanser hücrelerinin gelişimini durdurduğu ortaya çıktı

ABD'nin Atlanta Üniversitesi'nde iki aşama hâlinde yapılan deneyler fareler üzerinde gerçekleştirildi. Işgında bulunan parietin isimli kırmızı pigmentler kanser hücrelerine enjekte edildi. Sadece iki gün içinde kanser hücrelerinin yarısının öldüğü görüldü. Pigmentlerin modifiye edilmiş bir çeşidinin de tümörlerin gelişimini azalttığı belirlendi. Araştırmadan çıkan bu bulgu yeni bir kanser ilacının da habercisi. Uzmanlar ışgından yapılmış kanser ilacının birkaç yıl içinde kanser tedavisinde kullanılabileceğini belirtiyor. Ancak her ne kadar deney sonuçları olumlu olsa da ışgının ilaca dönüştürülmesi için birçok yeni araştırma yapılması gerektiği belirtiliyor. Işgın hakkında bulunan keşif bilim dünyasında büyük bir heyecan yarattı. İngiliz Daily Express gazetesinde "Işgın hayatınızı kurtarabilir" başlığıyla yayımlanan haber dünya basınında büyük yankı buldu.

ANADOLU'DA SEVİLİYOR

Kuzukulağıgiller familyasından olan ışgının Latince ismi Rheum ribes. Işgın Anadolu'da ışkın, aşgın, aşkın, eşkin, eşgin, ıçgın, ıçkın, uçgun, uçkun, uşgun ve uşkun isimleriyle de biliniyor. Doğu Anadolu bölgesinde ise yayla muzu ve dağ muzu olarak da bilinen bu sebzeye yetiştiği yöreye göre Van muzu ve Hakkâri muzu gibi isimler de veriliyor. Işgın, Güneybatı Asya'nın ılıman ve subtropikal bölgelerinde yetişiyor. Tozlaşması rüzgârlarla olan ve kendi cinsinin diğer türleriyle melezlenebilen ışgın tıbbi bitkiler sınıfına girdiğinden farmakolojik araştırmalarda çok sık kullanılıyor. Çiğ olarak yenen, zeytinyağlı, yumurtalı yemeği ve reçeli de yapılan ışkın oldukça farklı tariflerde kullanılıyor. Ancak Türk botanik bilimciler bilinçsiz ve uygun olmayan yöntemlerle toplanan ışgının Anadolu'da yok olma tehlikesi altında olduğu uyarısını yapıyor. …”(Sabah Gazetesi, 01.11.2015. “İki gün içinde yok ediyor. İşte kanserin yeni ilacı” başlıklı haber.)

Of, Sürmene türkümüzün sözlerinde de Anadolu şifası ne güzel dile getirilmiş:

"Oy benum sevduceğum da

Olur mı boyle keder

Of Sürmene yaylası da

On beş doktora bedel"

Yeniden yazayım... Hiç durmadan yılmadan, usanmadan yazayım:

Her bir köyümüz büyük birer vatandır; ulu Türkiye’mizdir…

Anadolu sevgidir…

Anadolu hayattır…

Anadolu yaşama sevincidir…

Türk Milleti’nin umudu, emeğinin bereketi topraktır; toprak sevgidir, varolmaktır…

Işgın…

Ve daha bilemediğimiz ne çok çiçek, bitki, meyve var ki, Lokman Hekim olmak gelir içimizden değil mi?!..

Saygılar sunarım…