Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '18

 
Kategori
Siyaset
 

“İster Hırsız Ol İster Uğursuz, Yeter ki Yanımızda Ol!” Mantığı Doğru Bir Mantık mıdır?

“İster Hırsız Ol İster Uğursuz, Yeter ki Yanımızda Ol!” Mantığı Doğru Bir Mantık mıdır?
 

Siyasi partilerin örnek aldığı yanlışlardan en önemlisi "Ne Olursan, Ol Yine Gel" sözünü yerli yersiz hayata geçirmeleridir!

Bu arada, "Ne Olursan Ol Yine Gel" Sözü Hz. Mevlana’ya Ait Değildir. Yine gel, yine gel! Ne olursan ol yine gel! İster kâfir, ister Mecusî, ister putperest ol yine gel! Diye devam eden şiir Mevlânâ Celaleddin-i Rumi’nin hiçbir eserinde geçmemektedir. Şiir ilk olarak İran coğrafyasında yetişmiş iki âlimin eserinde yer almıştır. Bunlardan biri Ebû Saîd Ebu'l-Hayr'ın (Ö. 1049) Divân-ı Eş'ar'ındaki rubaileri arasında geçer. Öbürü Baba Efdal-i Kâşî'ye (Efdalüddîn-i Kâşânî, Ö. 1268) atfedilir.

Ancak şu kadarı bilinmelidir ki, burada "ne olursan ol yine gel" sözünden "İman etmeyenlerin kendi inancını bırakarak iman edip İslam dairesine girmeleri..." anlaşılmalıdır.” (kynk Fazilet takvimi)

Oysa siyasi partiler bunu “kim olursan ol, yanımızda ol” yani ister vatan haini ol, ister arsız, ister uğursuz, ister hırsız, ister edepsiz, ister cahil, ister basiretsiz ve beceriksiz ol ama oy-unla, guruplarınla, soyunla, sopunla bizimle ol ki seçim kazanalım!

(Tüzük kuralları hiç edilerek)

Yani kim olursa olsun gelsin; yeter’ki söz konusu parti bölgede seçimi kazansın! Peki, sonra ne olacak? Halk vaat edilenleri iş, aş, hizmet beklemeyecek mi? Gömlek değiştirir gibi parti değiştirenlerin amacı nedir, parti ve partililer hiç araştırıyor mu? Ajanlarınız var mı, soruşturma yaparak kişilerin hakkında rapor hazırlatıyor musunuz? Her seçimde Parti değiştirerek seçilenlerin amacı; yarım kalmış hizmetleri tamamlamak, temsil ettiği halkın çıkarlarını korumak mıdır gerçekten bunların maksatları?  

Siz siyasi partiler bir bölgede bir başkanlık kazanmanız halinde kırk gün kırk gece eğlence yapmadan önce sorumluluğunuzun başladığını gerçekten biliyor musunuz? Başkanlığını kazandığınız bölgede seçim kaybetmenizin sebepleri nelerdir hiç analiz edip kendinizi bu konuda yenileme gereği duydunuz mu?

Öncelikle seçim sonuçları açıklandığında birden şapkalarını havaya atarak “kazandık” diye sevinenler partizanlardır! Halk seçim kazanmaz, halk hizmetkâr kazanır. Başkanlık süresi bittiğinde halk hesabını kitabını yapar ve geçen süreçte ne kazandığının ne kaybettiğinin muhakemesini yapar. Verilen sözler vaat edilen işler yapılmış mıdır yapılmamış mıdır? Doğal olarak sonraki seçimlerde hak edene hakkı verilir!

Ancak bu halkın kaybettiği zamanı ve haksız yere alınan maaşları boşa harcanan paraları, peşkeş çekilen yerleri geri getirmeyecektir! Başarısız başkanlar utanmadan sıkılmadan yine halkın sorgulamamasından, hesap sormamasından dolayı aday olacaklardır. Partilerde başarısız olmalarına rağmen oy hesabı yaparak aynı kişileri tekrar tekrar aday göstereceklerdir. Halk yine aynı kişileri kahvehane köşelerinde eleştirip duracak ve aday oldukları partilerine sövüp sayacak (!)

Bu nedenle siyasi partilerin seçim bölgelerinde kazanmak için “Ebû Saîd’i” veya “Baba Efdal-i“ taklit etmelerini “Yine gel, yine gel! Ne olursan ol yine gel! İster kâfir, ister Mecusî, ister putperest ol yine gel!”  Diyerek her önüne gelenleri araştırmadan geçmişini bilmeden partilerine davet etmelerini ben şahsen esefle kınıyorum!

Öncelikle kendi çıkarları için parti değiştirenlere takılan rozetleri gördükçe; halka atılan yeni bir kazık olarak görüyor ve yöneticilerin bu sorumsuzluklarını hazmedemiyorum. Düne kadar karşı kıyıda olanların bizim tarafımıza ettikleri hakaretleri, küfürleri parti menfaati için unutup kendilerini davet edenleri de esefle kınıyorum. Kazanmak için kalitesizleşmeye, karaktersizleşmeye hayır diyorum!

Halkı ile alay eden basiretsiz, beceriksiz, saygısız, dinozorlara; halkın geleceğini, istikbalini yeniden teslim etmektense kaybetmek daha helaldir!  

Yıllardır siyasi arenada öncelikle kendi kişisel çıkarları için koşturup siyasetten öyle ya da böyle çıkar sağlamayı kendine meslek edinmiş, kaybettikçe muhalif partilerin safına geçmek için bukalemun gibi şekil değiştiren adeta bu işte kaşarlaşmış politikacıları, siyasetçileri, kişileri esefle kınıyorum!

İnsanların umudu ve geleceği birilerinin intikam hırsına feda edilemez dolayısı ile gözden düşenlere, miladı dolanlara, kredisi bitenlere “kim olursan ol ne kadar beceriksiz olursan ol, ne kadar hain olursan ol yine de gel” denilemeyecek kadar önemli bir konudur partili olmak!

Allah bu tip insanlara (!) utanma duygusu versin…

 

 
Toplam blog
: 438
: 826
Kayıt tarihi
: 07.01.07
 
 

Milliyet Blog'a hangi vesile ile kayıt olduğumu doğrusu hatırlamıyorum!  Bende birçoğunuz gibi ya..