Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '08

 
Kategori
Kitap
 

"İzm" ler nedir?

"İzm" ler nedir?
 

1960 devriminden 1990 lı yılların başına kadar ülkemizde siyasi ve iktisadi alanda ortaya yeni ve farklı görüşler çıktı. Batı dünyası, sonları "İZM" le biten doktrinlerin çatışması içinde kendisine en uygun düzeni aramak için yaklaşık yüz elli yıl tartıştı. Bizde ise, Atatürk devrimleriyle Türkiye'nin pencereleri zaten batıya açılmıştı. Bu dönem Türk ulusunun olgunluğunu hazırladı, Batı düşüncesiyle kaynaşmamızı sağladı.*

"İZM" li günler insanın ufkunu açan, her türlü fikir tartışmalarının yoğun olarak yaşandığı, insanların fikir hücrelerini yenileme kaynağı idi adeta. Ta ki aşırı uçlara teslim olup ta şiddete bulaşıncaya dek. Şimdiki gibi kurumlarla zıtlaşma veya içi boş türban tartışmaları değildi. Emperyalist devletlerin çıkarları yönünde iki kutuba ayrılmış, savaşların ve kardeş kavgalarının nedeni olmuş "İZM" ler, 1990 yılında Komünizmin çökmesi ile meydanı Kapitalizm- Liberalizm ikilisine terk etmiştir. Bu değişimlerden ülkemizin payına düşen ise, Muhafazakar - Liberalizm karışımı garip bir sistem olmuştur.

Necati Zincirkıran'ın çok değerli ve kendi dalında ilk olan "İZM"ler nedir? adlı kitabı elime geçince yeniden o günleri anımsadım. Yaklaşık 35 senedir kitaplığımda yer alan bu eser, içeriği ve yalın anlatımı ile her zaman başucu kitabı olmayı hakketse de, Berlin Duvarının yıkılmasıyla o da tozlu raflarda ki yerine kalkmıştır...

Çoğumuzun özellikle yeni neslin bu gün adlarını bile zor hatırlayabildiği "İZM" ler geri dönseydi şayet; kim bilir hangi ideolojinin peşinden koşuyor olacaktık şimdi?

Liberalizm: Basit bir örnekle açıklanırsa; ortada bir süt ineği vardır. Devlet sahip çıkamadığı için bu iş özel girişimcilere kalmıştır. İsteyen diğerlerinin hakkını da gözetmek şartı ile bu ineği sağabilir. (Başkalarına zarar vermeden ferdin istediğini yapabilmesidir. Fertlerin tabi haklarını kullanırken, diğer fertlerin aynı haklarını kullanmalarına mani olunduğu hallerde sınırlanır ve bunu kanunlar tayin eder.Liberalizm, her sistemde olması gereken çeşitli fikirleri bünyesinde toplayan bir düşünce tarzıdır.)

Kapitalizm: Burada ki amaç, devletin sahiplenemediği süt ineği sayısını ikiye çıkarıp en çok kim sağar kapışmasına girmektir.(Hareket noktası fertlere serbestiyet sağlamak, onları teşvik etmektir. Bütün üretim vasıtaları fertlerin mülkiyetindedir. Amaç (!) sermaye sahibine kar, işçiye de emeği karşılığı ücret vermektir. Rekabetin artmasına ortam hazırlamakla beraber, karlılığın artmasıyla sınıflar arasında ki farkların daha da çoğalmasını sağlar ve bu yüzden de her geçen gün daha fazla düşman kazanmaktadır.)

Sosyalizm: Süt ineğinin mülkiyeti devlettedir. Sırası gelen eşitlik ilkeleri dahşilinde ineği sağabilir. Bu da girişimci ruhunun körleşmesine yol açmaktadır.
(Bu sistemde istihsal vasıtaları dediğimiz toprak, fabrika, makineler ve madenler devletin elindedir. Yani şahsın değil de devletin (toplumun) emrindedir. Sosyalizm, kapitalizm sisteminde ki sınıf farklılıklarını ortadan kaldırarak hürriyet ve adalet sağlamak yolunu tutmuş, kapitalizm ve komünizm arasında ılımlı bir düşünce tarzıdır.)

Komünizm: İneğin eti, sütü yani tamamı devletin malıdır. Bireyler verilene razı olmak durumundadır. (Sosyalizmle karıştırmamak gerekir. Komünizm kanun ve nizama dayanmadan ferdin rızası dışında her şeyi devletleştiren siyasi bir diktatörlüktür. Her şey devletindir ve herkes emeği karşılığında ücret alır. İneğin tamamı devletin malıdır. Bireyler verilene razı olmak zorundadır)

Anarşizm: İneğin eti de sütü de yok edilmelidir. (Otorite insanı daha iyiye, daha ileriye götürmez. Şu halde otorite yıkılmalıdır. Anarşizmin hedefi de otoriteyi yıkmaktır. Bu gün anarşistler aşırı uçların çevresinde dolaşan gizli küçük gruplarda barınan ve faaliyet gösteren elemanlardır.)

Faşizm: İneğin canıda kanıda şefindir. Şef mutluysa toplumda mutludur. (Vatandaşın malı da canı da devletindir. Devlet, milletin ve onun her bir ferdinin hayatının tümünü yönetir. Tek bir parti idareyi ele geçirir. Bu parti askeri disipline tabidir ve devlet bir Şef'in elindedir. Komünizmle ortak yönleri çoktur.)

Nazizm: Kendinden olmayan insanlarla uğraşmaktan ineğin yüzüne bile bakılmaz. (Irkçı, aşırı milliyetçi bir idare şeklidir. Faşizmde olduğu gibi Şef ulu bir varlıktır. Halkın kaderine o yön verir.)

Demokrasi: İneği kimin sağacağına iktidarlar karar verir. Bir bakıma inek devlete, memeleri özel sektöre çalışır.(En güzel tarifi; halkın halk tarafından idare şeklidir. Demokrasi, yalnız modern toplumları yönetmenin en kullanışlı yolu değil, ayrıca her insanın değerini teslim eden bir siyasi sistemdir.Demokrasinin esas gayesi her ferde mümkün olduğu kadar büyük bir özgürlük vermektir. Bu özgürlükler; kamu özgürlüğü, yazma özgürlüğü, konuşma özgürlüğü, dini özgürlük ve cemiyet kurma özgürlüklerdir.)

KEMALİZM: Atatürkçülük Türk milletinin dirilişidir. Türkiye’de cereyan olaylara benzer bir olay dünyada görülmemiştir. Tabiri caizse bütün bir millet derisini değiştirmiştir.
Kemalizm, Türk devleti ve milletinin amacına ulaşması için takip etmek istediği yolu gösteren bir ideolojidir. Türk milletinin yolu budur.
Kemalizm; Sosyalizm, Faşizm, Liberalizm gibi bir doktrin değildir.
Kemalizm Türkün özbenliğini, çağın görüş ve düşüncesiyle bağdaştırarak yeni bir dünya görüşü ve yeni bir gelişim yaratmıştır.


(*)Necati Zincirkıran(Hürriyet yayınları)

 
Toplam blog
: 156
: 5679
Kayıt tarihi
: 05.11.06
 
 

Söz konusu Atatürk ve Laik Cumhuriyet ise; asla tarafsız olamam! Ben; İş ve özel hayatımda Cumhur..