Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Haziran '15

 
Kategori
Sinema
 

Jamie Dorrnan - Racing Hearts / Flying Home

Jamie Dorrnan - Racing Hearts / Flying Home
 

"Grinin Elli Tonu" filmi, adını ilk duyduğunuzda sizde nasıl bir çağrışım yaptı, bilmiyorum ama ben filmin adını ilk kez okuduğumda, öncelikle bir rengin o kadar çok  tonunun olamayacağını bu nedenle uyduruk bir isim olduğunu düşündüm.Çeviri yaparken bir değişime uğramıştır belki derken, filmin başkarakterinin soyadının "Grey" olduğunu ve ayrıca romanın da aynı adı taşıdığını öğrendim, bu arada kitabı okumadığımı belirteyim.

Christian Grey gri renge takıntılı biraz; ton, ton, desen, desen bir sürü gri renkli kravatı var, yanında çalışan kadınların giysileri de hep gri. Ne siyah, ne beyaz ortada kalmış gri-bulanık bir adam, anlayacağınız. 

Filmi hiç beğenmedim, fakat başrol oyuncuları göz dolduruyor. Adam çok yakışıklı, zaten ünlü bir Calvin Klein modeliymiş. Başroldeki kızın ( Dakota Johnson ) da yabana atılır tarafı yok, oldukça masum-duru bir güzelliği var. O da Melanie Griffith'in kızıymış.

Neyse konumuz o film değil zaten, yazıya giriş yaparken herkesin tanıyabileceğini düşünerek seçtim. Filmi hem konu itibarıyla hem de sinema izleyicisi olarak basit buldum. Böyle görselliği, çekiciliği olan oyuncuların başka filmleri de vardır mutlaka, diyerek aramaya başladım. 

Bir oyuncunun şöhretini hak edip etmediğini anlamanın yollarından biri de, onun farklı zamanlarda, farklı konularda ve farklı rollerde nasıl bir performans sergilediğini görmek olabilir.

Bir önceki yıl çekilen 2014 Almanya-Belçika yapımı "Flying Home-Racing Hearts", Türkçe adıyla Eve Dönüş-Uçuş filmi çıktı karşıma. Başaktör Jamie Dorrnan, yine bir şirkette önemli bir görevi olan yönetici rolünde, yine iş bitiriyor. Demek ki o rollerin adamı; köylü-işçi-çiftçi çıkmayacak ondan. Zaten Amerika televizyonlarında yayınlanan dizilerde oynamış çoğunlukla. Sadece  farklı olarak Marie Antoinette filminde yer almış.

Filmin konusunu çok beğendim, belki güvercinlerle haşır-neşir olduğum için ilgimi çekti. Bizim daha önce beslediğimiz güvercinler, 2 kez 14-15 km. yol kat ederek bize, eski evlerine geri dönmüşlerdi ki, bu övünülecek bir şey değilmiş, biz hayretle anlatıp dururduk her zaman.

Filmde yarış için yetiştirilen ve özel eğitim alan güvercinler, ta Barcelona'dan Paris'e, Brüksel'e uçuyorlar. Değerleri ise bir servete mal oluyor, bazen parasını versen bile satın alamıyorsun. Sahibine prestij sağlayan bu özel varlıkları elde etmek için de onlarca kez takla atmak gerekiyor, aynen New Yorklu Colin'in yaptığı gibi.

Ana konusu para, güç, sadakat ve iş bitirme taktikleri olsa da muhteşem doğa manzaralarıyla birlikte, sıradan insanların yaşadığı küçük bir köyde yaşanan güzel bir "aşk öyküsü" nü de izleyeceksiniz!

İyi seyirler!

FİLMİN ÖZETİ :

İddialı bir finans yöneticisi olan New Yorklu Colin, Dubaili bir şeyh ile anlaşmaya varmak üzeredir. Şeyhin tek zayıf noktası ise güvercinler ve Barcelona'da yapılan uluslararası güvercin yarışıdır. Bunu öğrenen Colin, şeyh ile anlaşarak onun için yarışabilecek bir güvercin bulmak için yollara düşer. Belçika'nın Flanders bölgesinde aradığı güvercini bulur. Adam onu satmak istese de güvercinsever sahibi bunu reddeder. Bunun üzerine Colin bölgede dolaşıp, kuşu sahibinden ayırmanın yollarını ararken, bu küçük yörenin büyüsüne kapılır ve güvercin yetiştiricisinin kızı İsabelle'e aşık olur...

 

 

 
Toplam blog
: 480
: 2046
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..