Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Nisan '09

 
Kategori
Güncel
 

"Kabak tadı" verdi...

"Kabak tadı" verdi...
 

<ı>

Ben, kabağın tadını pek bilmem…

Hani <ı>“Cennet taamıdır” derler ya, ona da pek inanmam. Eğer bilip de bir daha tatmak istemediğim gibi ise tadı, cennette ne işi var o sasık sebzenin?

Benim bu sözümü doğrulayan bir sözümüz vardır, beğenilmeyen şeyler için <ı>“Kabak tadı verdi” derler.

Demek oluyor ki <ı>“Kabak” çok da tat verici bir şey değil.

<ı>“Kabak” başka şeylere de benzetilir. Örneğin saçı olmayanlar, yani <ı>“Keller” için kabak kafalı deniz. Dahası, kafatasının içinde <ı>“Beyin” diye bir organ olmasına rağmen, çok da doğru olmayan işleri yapanlar da <ı>“Kabak kafalı” olarak tanımlanır.

Lafı nereye getireceğimi mi merak ediyorsunuz?

Elbette bütün çekincelerime rağmen <ı>“Ergenekon” denilen konuya getireceğim.

Hani <ı>“Yargı aşamasında, etik olmaz” düşüncesinden hareket ederek <ı>“Çekincelerime rağmen” kelimesini kullanıyorum, yoksa korkumuzdan filan değil…

<ı>“Dorusu budur” düşüncesi ile yargıya intikal etmiş konuların tartışılmasından yana değilim, sonucunu görelim, sonra fikir açıklarız.

Lakin…

BU <ı>“Ergenekon davası” öyle bir seyirle gidiyor ki <ı>“El insaf” değerlendirmesi içinde artık <ı>“Kabak tadı verdi” diye de düşünmeden edemiyorum.

Savcıların ortaya attığı <ı>“İddianame” içeriği öyle bir hal aldı ki kendi ifadeleri ile mahkeme heyetine de açıklama yaptıkları gibi <ı>“Gülünç ve dayanaksız” olduğu kanısı güçlenmeye başladı.

Gözaltına alınanlara baktığımızda bu kanı daha da açık hale geldi.

Hiçbir suçun cezasız kalmasından yana değiliz elbette, varsa bir suç, cezası verilmeli.

Ancak <ı>“Hukuk devleti” kuralları içinde bir kişinin suçlanması için ortaya konulacak kanıt, hiç kuşku yok ki somut olmalı ve suçlanmadan önce açık ve net olarak da ortaya konulmalı.

Neredeyse tümüyle <ı>“Sahte hahamın” ifadelerine dayandırılan iddianameden sonra, adı geçen kişinin ifadesinin işkence altında alınması ve bunun da <ı>“Net” olarak ortaya çıkmasından sonra o <ı>“İddianame” tamamen boşlukta kalmıyor mu? İçi boşalmış olmuyor mu?

Davanın bu şekle bürünmesi, aklıma elbette <ı>“Kabak tadını” getirdi…

Evet, bu dava artık <ı>“Kabak tadı” verdi…

Umarım yiyenlerin midesini bozmaz, hazırlayanların da <ı>“Aşçılık” ehliyetine helal getirmez…

<ı>XXX

<ı>

<ı>Not: Lütfen, fırsat bulabilirseniz Org. İrfan BAŞTUĞ paşanın Harp Akademilerinde yaptığı ’Yıllık Değerlendirme Konuşması’nın metnini bulup okuyunuz.

Link adresi: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11428355.asp?gid=229

 
Toplam blog
: 146
: 576
Kayıt tarihi
: 17.01.09
 
 

Yazacak belki bir çok şey vardır, ancak sadece "Yazmak en büyük tutkum" desem!... Sonrasında da zate..