Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ekim '11

 
Kategori
Güncel
 

"Kadına Şiddette Son Nokta"

"Kadına Şiddette Son Nokta"
 

Şiddet” kelimesi çoktandır etkisiz eleman konumunda zaten, şimdi o fotoğrafı görmüş olmanın rahatsızlığına da alışılırsa ne olacak? Bunu kutsayan bilinçaltı psikolojisi kaç sütuna manşet olacak?


Manisa’da bir adam,- denirse tabi-  aldatıldığını öne sürerek iki çocuk annesi eşini, sırtına sapladığı koca bir ekmek bıçağıyla öldürdü. Yakacaktı da üstelik…

İç kıyan  cinayetin özeti bu.

 Cinayetin ardından gazeteler, kullandıkları  dil, fotoğraf, haberin mizanpajı, işlenişi gibi konularda  temel gazetecilik kurallarına titizlikle uyarak   bilinçli/ bilinçsiz şekilde suçu ve suçluyu övme tuzağına düşmedi.   

Failini büyüterek  mağdurunu ön plana çıkarmadan olayı kamuoyuna aktarmaları takdire değerdi.

 Yazılı ve görsel medya, alanında yetkinliği kanıtlanmış  akademisyenlerle açık oturumlar ve röportajlar  yaptı.

 Çeşitli gazete ve televizyonların günlerce sürdürdüğü yazı dizileri ve açık oturumlarda, cinayetlerin arka planında ne tür sosyo-ekonomik, toplumsal, psikolojik   travmaların yaşandığı, bu tür olayların oluş sebepleri, yasal yaptırımların yanı sıra, toplumsal duyarlılık oluşturma, kamuoyu baskısı yaratma, suça bulaşma eğiliminde olanları önleme yolunda neler yapılacağı  ayrıntılı  ve çarpıcı bir şekilde aktarıldı. 

Cinayetlerin  artacağı tehlikesine dikkat çekildi.

Kadına uygulanan şiddetin kökenleri ve  cinayete kadar giden  sebeplerin irdelendiği programlarda, çözüm önerileri de somut olarak sunuldu. 

İlgiyle izlenen  dizilerin, senaryolarında   başrol oyuncularının rol modeli olacağı göz önüne alınarak, bu konunun işlenmesine ağırlık verilmesi, böylelikle  toplumsal ilginin diri tutulması ve  bilinç oluşturulması hedeflenirken, Türkiye’de aynı korkuyla yaşayan sayısız kadının  yasal haklarının neler olduğu, nerelere başvurmaları gerekeceği bilgisinin de  yer aldığı kısa tanıtım filmlerinin çekileceği, bu filmlerde  kültür sanat dünyasından çeşitli yıldızların rol alacağı öğrenildi. 

Bir diğer sevindirici gelişme, bugüne kadar işlenen benzer cinayetler ışığında   çeşitli kurumlarla irtibata geçen üniversitelerin,  suç ve suçlu profillerinin sosyal ve psikolojik yönlerden incelendiği   bir  veritabanı oluşturmasıydı. 

Kadın cinayetlerinin hangi bölgelerde ne tür sebeplerle işlendiği,  şiddet mağduru kadınlarla  yapılan mülakatlar ve konuya ilişkin doyurucu grafik  ve sayısal verilerin yer aldığı araştırma, bir kitap haline getirilerek başta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olmak üzere ilgili bakanlıklara gönderildi.

 Bu tür cinayetlerin bir bütün olarak nasıl aktarılması gerektiği,  haberin veriliş şekliyle toplumsal bellekte ne tür izler kaldığı, hangi  sonuçlara yol açtığı konusunun da işlendiği kitapta, kadın cinayeti hükümlüleriyle yapılan anketler ve yüz yüze  yapılan görüşmelerden çıkan  sonuçlar da uzman gözüyle değerlendiriliyor.

 “Kadın cinayetlerinde son nokta” başlığıyla çıkacak kitabın basılması için bir çok yayınevi sosyal sorumluluk alırken,  kitabın  bu ay, büyük bir tanıtım kampanyasıyla  okurla buluşacağı bildirildiği… şeklinde bir dizi masal aleminde gezindim durdum. Bunları  görmek isterdim.

Heyhat!

 BÜTÜN BUNLARIN HİÇBİRİ OLMADI!

 Önceki gün,  Habertürk gazetesi, bu cinayet haberini  dokuz sütuna manşetten verdiği bir fotoğraf eşliğinde  okurlarına duyurdu. 

 Yıllardır kadına uygulanan  görünür ve görünmez her türlü şiddeti yazılı ve görsel basının arızalı sunum  şekliyle iyiden iyiye köpürttüğünün ayırdına varmaksızın  çıkan  haberde, bir kadın; bir sedyede yüzüstü ve yarı beline-iç organlarına  kadar açık, sırtından bıçaklanmış vaziyette teşhir edildi.

Hiç sakınılmadı, hiç esirgenmedi. Olduğu gibi, öylece “servis edildi”

 Haber olan,  olayın kendisinden ziyade, fotoğrafın sunum şekli oldu. Fotoğraf, haberin önüne geçmiş, bir körlük yaratılmıştı.

 BİR MANİPÜLASYON GÜZELLEMESİ!

 Neredeyse cinayet  değil; müthiş bir başarıyla (!)  kotarılan manşet konuşuluyordu.

 Başlık : ”Kadına şiddette son nokta”

Haberin veriliş şeklinin rahatsızlığı ortadayken, gazetenin Genel Yayın Yönetmeni, yapılanın doğruluğunu ispata girişen bir yazı kaleme aldı. Yazı masasıyla yaptıkları toplantıda, neredeyse tek başına aldığı bu karardan övünme tınıları da taşıyordu yazısı.

 Suça meyleden sebepleri bulmak, sosyal politikalar geliştirmek, yasal yaptırımlar uygulamak yerine şu anda gündem yaratan şey: gazetenin manşeti. 

İster istemez atılan başlığın, fotoğrafı basan zihniyet için de  kullanılabileceği geliyor akla. 

Bir kadın daha, içi boşaltılmış sıfatla,  “ şiddet”  kurbanı  oldu.

Gazeteye bakılırsa  amaç, şiddeti yüzümüze çarpmaktı. 

Şimdi sormak gerek. 

AMAÇ HASIL OLDU MU?

 “Şiddet” kelimesi çoktandır  etkisiz eleman konumunda zaten, şimdi o fotoğrafı görmüş olmanın  rahatsızlığına da  alışılırsa ne olacak?  Bunu kutsayan bilinçaltı  psikolojisi kaç  sütuna manşet olacak?

 Seçin bir sonraki manşetinizi.

 Şiddeti bu şekilde uluorta  manşete taşıyan zihniyet, şiddetin dik âlâsıdır.

Önceki gün, bir gazete diri  diri  yeterince meta olduğu yetmezmiş gibi, ölü bir kadın bedeni üzerinden vardığımız son noktayı mimliyordu.

Doğru başlığa ne denir ki, hakikaten de,

“Kadına şiddette son nokta”  

 
Toplam blog
: 80
: 1644
Kayıt tarihi
: 02.12.06
 
 

..