Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Haziran '15

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

“Kafa tatilimden dipnotlar”

“Kafa tatilimden dipnotlar”
 

Bir süredir  buralarda değildim. Okulun final tatiline, ofisin de son yarışma öncesi motivasyon tatiline girmesiyle kendime 5 günlük bir tatil planı yaptım; kafa tatili… Ne kadar iyi geldi anlatamam sizlere… meğer tek ihtiyacım kendimi dinlemekmiş. Yenilendim !  ne için, kim için yaşıyorum? Bunları sordum kendime ve harika cevaplar aldım. Kendimden çıkıp yine kendime döndüm. O beş gün, kısacık gibi görünen ama beni kendime getirecek kadar uzun olduğunu düşündüğüm o beş gün, gerçekten inanılmazdı. Neler mi yaptım ? Hemen kısaca anlatayım.

Ani bir karar ve neredeyse son dakika yapılmış bir planla sekiz kız toplanıp Antalya’nın doğallığı bozulmamış nadir ilçelerinden olan Olimpos’un yolunu tuttuk. Bikiniler, şortlar, birbirinden renkli elbiseler, şapkalar, güneş gözlükleri iki dirhem bir çekirdek attık kendimizi Olimpos’un serin sularına...  Akşam vakti gelip çattığında ise uzun bir yürüyüş yaptık. Sonra güzel bir erkek sesi eşliğinde tatlı bir gitar sesi çalındı kulağımıza. Hal böyle olunca kendimizi canlı müzik yapan bir mekanda bulduk. Bir an durdum baktım çevreme. Herkes o anın tadını sonuna kadar çıkarıyordu. Kimi ağaç çardaklarda sevgilisine sarılmış sessizce bir seyler anlatıyordu, kimi ateşin başında oturup yanındaki arkadaşıyla gülüşüyordu, kimileriyse bizim gibi kalabalık gelmiş ortak bir sohbetin tadını paylaşıyorlardı. Benim gözümden bakınca herkes fazlasıyla rahat ve mutlu görünüyordu. Gerçekten öyleler miydi, bilinmez.  

Tarihi Helenistik döneme kadar dayanan, her köşesi buram buram tarih kokan Olimpos Antik Kenti’ni ortadan geçerek denizle buluşan bir dere ayırıyor. Eski dönemde bu derede taşımacılık yapılırmış fakat  bugün o derenin suyu çok az. Antik kentin bir tarafında kral mezarlari, lahitler ve tapınak yer alırken diğer tarafında antik tiyatro yer alıyor. Büyük bir kısmı ayakta olan kentin 1500 kişilik antik tiyatrosu maalesef  çok az bir kalıntısını bırakabilmiş günümüze. İşte ikinci gün bu tarihi yolculuğa çıktık kızlarla. Hemen hemen her köşesinde bir fotoğrafımız oldu. Ben de bol bol fotoğraf çektim. Gözüme farklı görünen ne varsa, o an ne dikkatimi çektiyse hepsini çektim. Şimdi elimde kocaman bir arşiv var. (Ha bu arada, 2 gün boyunca telefonumu kapattım ve yanımdaki arkadaşlarım dışındaki herkesle iletişimi kestim. Şehrin gürültüsünden, yoğunluğundan bunalanlara şiddetle tavsiye ediyorum. Bunu mutlaka yapın, iyi geliyor .)

Ve Antalya’ ya dönüş… Olimpos yolculuğumuz böylece son bulurken benim. 2 günlük Adana ve 1 günlük Hatay serüvenim başlamış oldu. Antalya’ya dödükten sonraki sabah Adana’ya ailemin yanına uçtum.onları da özlemiştim ve yanlarında olmaya ihtiyacım vardı. Onlarla hasret giderdikten sonra Hatay’ın şirin ilçesi İskenderun’a gittim. Çocukluk arkadaşım Özge orada okuyor ve bu yıl mezun oluyor. Onu da görmem gerekiyordu ve günübirlik de olsa atladım gittim yanına. Tüm gün İskenderun’u gezdik birlikte, ordan burdan sohbet ettik. Özge’nin bir arkadaşıyla tanıştım. Ne olursa olsun yeni insanlarla tanışmak ve yeni yüzler görmek güzel. İskenderun da küçük hatta minicik ama samimi bir yer. Göbeğinde küçük bir iskelesi var. O iskelenin sağına soluna çay bahçeleri yapmışlar. Gençler, çocuklar, aileler denizin tadını burdaki çay bahçelerinde çıkarıyorlar. Çok keyifliydi. İlerde bir gün yeniden gitmek isteyebilirim.

Sonraki gün yine Adana’daydım ve ailemle beraberdim. Son günüm alışverişle geçti.  O yüzden bu kısımları geçiyorum.

Şimdi gelelim bugüne. Antalya’ya evime döndüm ve ne kadar güzel bir 5 gün geçirdiğimi düşündüm. İyi ki yapmışım dedim kendi kendime. Çünkü hayat bazen zorlar insanı, yorar.  Bir bakarsınız sabahlara uyanmak istemiyor başınızı yastığa gömüyorsunuz. Kalkıyorsunuz bir şekilde, o güne başlıyorsunuz ama isyan ederek… İşte tam da böyle durumlarda tehlike çanları çalar. Hayat der ki “çok çalıştın, çok yoruldun, çok bunaldın. Şimdi topla eşyalarını ve bir es ver!”  kulak ardı etmek yerine hayata geçirmeli… Deşarj olmak ve yeni güne sağlam kafayla başlayabilmek için, hepsinden önemlisi güzel sabahlara mutlu uyanabilmek için bu es’ler şart. O an geldiğinde ki muhtemelen hissedeceksiniz,  bu hissi elinizin tersiyle itmeyin, yapın yaşayın.

Bu hayatta hiç kimse kendimizden daha önemli değil SEVGİLİ OKURLAR,  Tam da bu sebepten, üstüne basa basa söylüyorum;

KENDİNİZE İYİ BAKIN , BİR DAHA VE BİR KEZ DAHA !

 

 

 
Toplam blog
: 3
: 105
Kayıt tarihi
: 12.06.15
 
 

Merhaba :)  Adım Selin. İstanbul'da yaşıyorum. Sosyal Medya Uzmanıyım ama bu hayatta beni en çok ..