Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Temmuz '07

 
Kategori
Siyaset
 

"Kal gelmek"

"Kal gelmek"
 

Yalnızca “tiki” neslinin literatüründe yer edinmiş bir anlatım biçimi olduğunu sanmıyorum bunun. Tilki olmadığım gibi tiki de değilim ama ben de kullanırım bu ifadeyi.

Kafatasımın içindeki organik belleğim aşırı ısındığında “error” vermişsem...
Truva atlarını engelleyemediğinde güvenlik duvarım; işletim sistemim çöktüğünde, görüntü donduğunda, bön bön bakakalmışsam...
“Kal gelmiştir” yine bana.

***

Makinenden vazcayamıyorsan eğer; antivirüs programlarına, kullandığın yazılımlara dikkat edeceksin. “Kal getiricileri” silecek, yeni nesil gelişmeleri deneyeceksin.
Ctrl+Alt+Del…
Belleği tazele, ekrana yeniden gel!
Kurtulduysa kurtuldu. Kurtulamıyorsa, başka şeyler deneyeceksin. Monitöre kafa, kasaya tekme atmayacak; sabredeceksin!

***

Seçim sonuçlarının bana “kal getirmediğini” söylemeliyim. Bay-kal’a gelmiş olabilir; şu ana kadar ortada görünmedi. Bana göre bunlara çok önceden “kal gelmişti”. Donup kaldıklarından, şoklanmış ithal uskumrular gibiydiler. Lezzetsizdiler. Ne var ki alternatif yoktu. "Deniz"leri kurutmuştuk. Bunlara kalmıştık. Bir gazetenin reklamlarıyla dalgalanmış gölü deniz varsaymış, kendimizi kandırmıştık.. Belgeselleri gözardı etmiş; reklamlara körü körüne dalmıştık.

***

Kampanyalar, kumpanyalar, reklamlar… Yalnızca duyurmaya, tutundurmaya, anımsatmaya yarar; denemeye çağırırlar. Sloganına kapılırsın. Görselinden etkilenirsin. Alır, denersin. Umduğunu bulamazsan, beklentini karşılamazsa terkedersin. Ürün farklı olmalıdır, işine yaramalı, yaşantına bir artı katmalıdır. …ki kalasın, onda karar kılasın. “Çakar çakmaz çakan çakmak” muhteşem bir slogandır. Buna güvenip aldığın çakmak, çakmazsa o çakmağa elinin tersiyle “bi” çakar, kaldırıp atarsın. İyi-kötü çalışan eskisine -bu, ilkel kibrit de olabilir- biraz daha sarılanlara şaşırmazsın.

***

Toplumun güvenini kazanıp markanı oturtabilmek uzun soluklu bir süreç. Arada yenilsen de yılmayacak, formülündeki eksikleri arayacak, tüketicinin gereksinimlerine çare bulacak, ucuz söylemlere girmeden yalansız dolansız kalite sunacaksın.

Göz boyamacı, çürük, alt yapısız duble yollar yerine doğruya, gerçeğe ulaşan kaliteli şeffaf otoyollar yapacak, genç düşüncelerin önünü açacaksın.

Yürüyen merdiven olamasan da yangın merdiveni olacaksın. Sen artık köşende kalacak, gelişime set olmayacaksın. Ahmet Hâşim gelecek aklına, onun Merdiven’ini okuyacaksın:

Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak…
Sular sarardı… Yüzün perde perde solmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta…

Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisân-ı hafîdir ki rûha dolmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta…

***

Kal gelmesine izin vermeyecek; ulaşmak istedikleri hedef için her türlü çabayı mübah belleyip inatla kılıktan kılığa giren... sosyal(d)i(n)stlerden örnek alacaksın.

 
Toplam blog
: 8
: 373
Kayıt tarihi
: 05.05.07
 
 

İşletme Müh. ve İktisat öğrenimleri aldım. Kısa bir süre yabancı sermayeli bir işletmede çalıştık..