Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Eylül '09

 
Kategori
Siyaset
 

“Kandıramazsın beniiiiii…”

“Kandıramazsın beniiiiii…”
 

Gülben ERGEN’den dinlediğimiz ve sevilen bir şarkı dudaklarımdan dökülmeye başladı. Gelin beraber söyleyelim…

<ı>

<ı>“Aşka bekçi mi gerekli, sevginin anlamı yok mu?
<ı>Azalttığın bu güven duygusu, sana siper olur mu?
<ı>Kandıramazsın beni
Susturamazsın beni
Durduramazsın beni
Ben kötüyüm sen iyi mi
Bir iki üç dört tamam
Daha da katlanamam…”

<ı>

Bakın bu şarkı niye aklıma geldi, biliyor musunuz?

Şu günlerde <ı>“Türkiye Cumhuriyeti ve Ermenistan Cumhuriyeti arasında ilişkilerin geliştirilmesi hakkındaki protokol”, imza aşamasına yaklaşıyor.

Yıllardan beri Türkiye’den <ı>“Toprak talebinde” bulunan, sözde <ı>“Soykırımın” tanınmasını isteyen ve bu nedenlerle de diplomatik ilişkilerin dondurulduğu Ermenistan ile yeniden <ı>“Diplomatik ilişki” kurulması yönünde adımlar atılıyor.

Ermenistan ile Türkiye arasındaki gerginliğin giderilmesi, bizim açımızdan olduğu gibi, dünya ülkeleri açısından da önem taşıyor. Bu açıdan baktığımızda, elbette bu girişimlerin olumlu ve umut verici yolda ilerlemesi sevindirici…

Bugüne kadar Ermenistan’ın Türkiye’den istediği üç temel istek var. Birincisi, sözde <ı>“Soykırım”ın tanınması, ikincisi <ı>“Toprak talebi” ve üçüncüsü de<ı> “Türkiye-Ermenistan sınır kapısının açılması…

Buna karşılık Türkiye’nin ise, <ı>“Soykırım” konusunda uluslar arası komisyona devlet arşivlerinin açılarak birlikte incelenmesi, toprak talebi konusunda <ı>“Moskova anlaşması”nın kabul edilmesi, sınır kapsının açılmasının ise Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çekilmesi şartıdır.

Diplomaside <ı>“Dil” ve <ı>“Üslup” çok önemlidir. Öyle bir cümle kurarsınız ki, çok güzel görünür, ama altından çıkanı algılamaya çalıştığınızda başka şeyler görürsünüz…

Örneğin; birinci mutabakattaki şu cümle: <ı>“İki ülke, eşitlik, egemenlik, üçüncü ülkelerin içişlerine karışmama, toprak bütünlüğü ve sınırların dokunulmazlığı prensiplerine hem ikili ilişkilerinde, hem de uluslar arası ilişkilerinde uymayı yeniden taahhüt ederler.”

<ı>

Bu cümle ile Ermenistan, Dağlık Karabağ konusunda sözde <ı>“Çözüme” itiraz etmiyor…

Peki zamanlaması ne?...

<ı>

Bakın, ikinci protokolde ilişkilerin <ı>“nasıl geliştirileceği” üzerinde duruluyor ve şöyle deniliyor… <ı>

Protokole göre, iki ülke parlamentolarındaki onay sürecinin tamamlanmasından <ı>“İki ay içerisinde ortak sınırın açılması” öngörüyor. Ama Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’dan ne zaman çekileceği konusunda bir açıklık veya kesin tarih yok. Erivan hükümeti, komşuları ile sorunları ne olursa olsun, diplomatik yollarla çözmeyi taahhüt ediyor ama Dağlık Karabağ’dan çekileceğine dair bir söz ve zaman vermiyor…

Ama biz Türkiye olarak, bu protokole rağmen, Dışişleri bakanımızdan <ı>“Çelişkili” ifade duyuyoruz…

Bakan <ı>“Türkiye-Ermenistan sınırının açılması söz konusu değil” diyor…

Bu nasıl olacak peki?

Tamam… Şunu anlayabiliyorum… Türkiye ile Ermenistan arasında diplomatik ve ekonomik ilişkilerin kurulmasında her iki ülkenin sonsuz çıkarları var. Hatta Türkiye’nin çıkarları belki de daha fazla…

Peki, Azerbaycan’ın çıkarları ne olacak?

Dağlık Karabağ’dan Ermenistan ne zaman çekilecek?

Şu bir gerçek ki, Türkiye-Ermenistan kara sınırı açılmadıkça, Ermenistan’ın ekonomisine etkisi olumuzdur.

Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan ve İran sınırları ile komşudur ve Avrupa’ya çıkacağı iki kapı vardır. Bir; Gürcistan, iki Türkiye… İran sınırı yoğun dağlık bölge olduğu için ulaşıma olanak vermez. Gürcistan, iç sorunları nedeniyle güvenli değil… Geriye kalan ne? Türkiye…

O halde <ı>“Muhtaç” olan öncelikle Türkiye değil…

Ama biz ne yapıyoruz, Azerbaycan ile ilgili sorun kökünden çözülmeden sınır kapılarını açmak içim protokol imzalıyoruz…

Bu protokol TBMM tarafından onaylanmadıkça yürürlüğe girmez. Meclise gelecek bu çekinceler muhalefet tarafından elbette dillendirilecektir.

Ben şimdiden merak ediyorum…

Hükümet veya Dışişleri Bakanı <ı>“Türkiye-Ermenistan Kara Sınır Kapısı”nın 2 ay içinde açılması taahhüdünü, Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’dan çekilmesine ilişkin bir süre vermemesine rağmen nasıl açıklayacak?

Siz isterseniz yazımın başındaki şarkıyı mırıldanmaya başlayın… İlerde gerek olacak…

<ı>01 EYLÜL 2009

 
Toplam blog
: 146
: 576
Kayıt tarihi
: 17.01.09
 
 

Yazacak belki bir çok şey vardır, ancak sadece "Yazmak en büyük tutkum" desem!... Sonrasında da zate..