Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ekim '12

 
Kategori
Siyaset
 

“Kardeşim Abdullah Gül" ve gerçekler…

“Kardeşim Abdullah Gül" ve gerçekler…
 

"KARDEŞ"LER Mİ ACABA?


TBMM’nin açılışında “Adetten” olduğu gibi, Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül açış konuşması yaptı.

Konuşmasında, bugüne kadar olmadığı bir şekilde “Net” mesajlar verdi. Örneğin; tutuklu milletvekilleri ile ilgili.

Şöyle dedi: Seçimlere yasal olarak katılmış, halkın oyunu almış, milletvekili sıfatını taşımaya hak kazanmış herkesin, haklarında kesin yargı kararları ortaya çıkana kadar yasama faaliyetine katılması gerektiğini düşünüyorum.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın konuşmasındaki “Önemli” gördüğüm sözlerin altını çizerek alıntı yaptım. İçime sindirerek, anlayarak yapmaya çalıştım ki yanlış bir şey yapmayayım diye.

Ve o bölümleri sizlere aktarmaya çalışıyorum.

Böyle dönemlerde daha fazla konuda ortak tavır alabilmemiz gerekiyor. Bunun için de daha geniş istişareye, çok yönlü diyaloga ve her düzeyde daha yakın çalışmaya ihtiyacımız var.

Birbirimizin düşünce ve kaygılarına empatiyle yaklaşalım. Doğrularımızı söylemeye devam edelim, ancak bunu yaparken dışlayıcı ve birbirimizden uzaklaşmayla sonuçlanacak bir üslup kullanmaktan da kaçınalım. “Sözün gücü” nün ne olduğunu hep hatırda tutalım.

Sözümüz güçlü olsun derken kendi söylemlerimizin esiri olabilir ve ileride telâfisi çok zor noktalara varabiliriz.

Dış politikayı ilgilendiren meselelerde dostlar ile düşmanlar çoğu kez karışır; intikam duyguları devreye girer; kıskançlıklar depreşir. Bu nedenle, takip ettiğimiz politikanın yan etkilerini dikkatle izlemeli ve her bölge ülkesinin tehdit algılamasını anlamaya çalışmalıyız.

Milletimize kasteden terör odaklarına karşı herhangi bir müsamaha gösterilmesi ve teröre karşı mücadelede en ufak bir zafiyet içine girilmesi asla söz konusu olmayacaktır.

Bu bağlamda, hepimiz bu Meclis çatısı altında yaptığımız “Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini” koruma yeminine sonuna kadar sadakat göstermeliyiz. Terör ile demokrasi hiçbir ahvalde kol kola gezemez. Terörün kucaklanmasına, övülmesine ve meşru gösterilmesine müsamaha eden bir demokrasi de dünya üzerinde mevcut değildir.

Buna ilaveten, atacağımız her adımda gözetilmesi gereken temel hususun, milli menfaatlerimiz olduğunu da hep akılda tutmalıyız.

Dış politikadaki kazanımlarımızın en değerlilerinden biri olan komşularla ilişkilerde kaydettiğimiz ilerlemeleri de titizlikle muhafaza etmeliyiz.

Ülkemizde bugün herkesin görüşlerini rahatlıkla ifade edebileceği bir özgürlük ortamı bulunuyor. Bu yolda eksikler veya yanlış uygulamalar, demokrasiyi zedeleyen görüntüler söz konusu ise, bunların hepsi hiç gecikilmeden ortadan kaldırılmalıdır.

Yukarıdaki sözlerin her birinin “Altının çizilmesi” ve "Kalın" yazılması gerekiyordu, ben de öyle yaptım.

“Sonra n’oldu” diye soracak olursanız, işte orada biraz işler karıştı.

Başbakan, “Polemiğe girmek istemiyorum, ama aynı düşünmüyoruz” dedi…

Aslına bakarsanız, gazeteci tayfası konuşmayla ilgili sadece “Tutuklu milletvekilleri” ile ilgi sordular, ona cevaben “Aynı düşünmediğini” ifade etti Sayın Başbakan…

Ancak gerçeğin öyle olduğunu hiç sanmıyorum. Sayın Başbakan, artık Sayın Cumhurbaşkanı ile birçok konuda aynı düşünmüyorlar.

Dün Cumhurbaşkanı seçiminde “Adayımız kardeşim Gül’dür” demişti…

Sayın Cumhurbaşkanımıza o günlerde “Aldanma bun sözlere” demiştim, ama olmadı. Çünkü daha evvel kime “Kardeşim” dediyse sonradan düşmanı oldu…

Mesela Beşar Esad…

Başbakan, Osmanlı Padişahları gibi… İktidar uğruna kimseye acımaz…

Demedi demeyin…

Umarım Sayın Cumhurbaşkanı bu sesimi duyar veya birileri duyurur…

11 EKİM 2012
İBRAHİM PEKBAY

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..