Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ocak '14

 
Kategori
Müzik
 

"Kargalar Kafeste" İle İnanılmaz Bir Las Vegas Şovu İzledik

"Kargalar Kafeste" İle İnanılmaz Bir Las Vegas Şovu İzledik
 

Hayatın bir müzikal tadında yaşandığı, herkesin her daim iki dirhem bir çekirdek giyindiği, beylerin gerçek birer "centilmen" kadınların tam bir "lady" olduğu dönemleri yansıtan 50'lerin büyük hayranıyım. 

 

 

Hatta öyle ki; düğünümüzdeki ilk dansı; Dean Martin'den "That's Amore" şarkısıyla, hem de biricik eşimi ikna ederek, en basitinden de olsa aldığımız dans dersi sayesinde, küçük bir Vals koreografisi eşliğinde yaparak, davetlilerimize yaptığımız sürpriz, o anlamlı güne imzasını atan, en güzel anılarımızdan biridir. 

 

 

 

Müzik dinlemek istediğinde ilk tercihi Frank Sinatra, Dean Martin, Sammy Davis, Nat King Cole şarkıları olan biri olarak, uzun zamandır akşam çıktığımızda, nezih bir mekanda bir piyano eşliğinde, sakin sakin bu tarz canlı müzik yapılan bir mekan arayışı içindeydim. 

 

Tür olarak Jazz olsa da, daha çok smooth Jazz diyebileceğim, bu hayalimdeki ortama ulaşabilmek için İstanbul'da aramadığım Jazz klübü, 5 yıldız hotel Roof'u kalmadı diyebilirim. 

 

Sordum soruşturdum araştırdım durdum. Tam umudumu kaybetmeye başladığım bir anda, annemin de arkadaşı olan İlham Gencer'in canlı piyano performansıyla çay saatlerinde konuklarına harika zaman geçirttiği Pera Palas Hotel'i geldi aklıma. İşte aradığım tam manasıyla o müzikler ve yanında kadife sesli bir solist... Ne fazlası ne eksiği diye düşünürken, kendi kendime dedim ki "Pera Palas'ı bir arayıp, akşam için böyle bir şov var mı sorayım en iyisi" 

 

Telefona cevap veren Bey, belirli haftalarda Cuma geceleri "Kargalar Kafeste" grubunun çıktığını söylediğinde, açıkçası isim biraz iddialı geldi. Acaba dedim yanlış mı anlaşıldım. "Karga" denilince insanın aklına daha çok, gençlerden oluşan bir "rock" grubu filan geliyor. Biraz detaylı bilgi istediğimde ise, tam aradığım tarz müziklerin yapıldığı ve birbirinden değerli müzik adamlarının bir araya geldiği bir şov olduğunu anlar anlamaz, hemen rezervasyonumuzu yaptırdım.

 

 

O büyük gün gelip de, Pera Palas Hotel'e, geldiğimizde, hemen şovun gerçekleşeceği Orient Bar'e geçerek, Kargalar Kafeste'yi (Crows At the Cage) izlemek üzere yerimizi aldık. 

 

 

İzleyicilerin yaş ortalamasını bizim masamız biraz aşağı çekse de, yaşı kaç olursa olsun, herkesin "kaliteli müzik aşkı" ortak paydasında toplandığı güzel ve loş ışıklı bir salonda, içecek siparişlerimizi vererek, sanatçılarımızın çıkmasını beklemeye başladık.

 

 

Gece 22:00 gibi başlanacağı belirtilen şov, yaklaşık 22:30 gibi bu süper ekibin her bir değerli üyesinin kapıdan görünmesiyle başladı.

 

 

Önce Önder Bali piyano başında yerini aldı. Allahım bu ne tatlı biri böyle. O kadar sempatik ki, şov esnasında yaptığı esprilerle ve konuşma tarzıyla, Muppet Show'da kenarda oturup, ara ara konuşan iki amca vardır ya, aynı onları anımsatıyor. Zaten az sonra ağız birliği etmişcesine, Neco da kendisine aynen bu benzetmeyle takılıyor:)

 

 

Zihni Yeşilnil ve Veysel Çadır'ın da enstrümanlarının başına geçmesi ile gencecik bir kız olan Gökçe Coşkun da kemanıyla yerini alıyor. Derken yılların delikanlısı Neco ve NTV'nin karizmatik Meteoroloji Sunucusu Gökhan Abur da mikrofonları başına geçiyorlar. Ah ah değmeyin keyfimize! :)

 

 

En sevdiğim ve banyoda verdiğim konserlerde en çok seslendirdiğim şarkıları peşpeşe söylemeye bir başlıyorlar. Bizi de bizden alıyorlar. Neco, arada tatlı tatlı anekdotlarla geceye renk katıyor, Gökhan Abur durur mu?  Saatin 23:00 olduğunu fark eder etmez, araya bir de hava durumu sunumu ekliyor. 

 

Piyanosuyla yaşattığı eşsiz nameler yetmezmiş gibi, gecenin en fenomen ismi Önder Bali, klarnetle "Bir zamanlar Amerika" filminin müziğini çalarak, herkesi mest edip, kendine bir kez daha hayran bırakıyor.


Show'dan kesitlerden de sunan "Aykırı Sorular" programından bir video ekliyorum ilgilenenlere. Öndeki sohbet de çok keyifli... Direkt şarkılara geçmek isterseniz de 22. dakikadan sonrası, tam kulaklarınızı pasını silmek için birebir...

 

 

Saat gece yarısı 00:30 olduğunda ise Neco artık son şarkıya geldiklerini ve bu şarkıda herkesin ayağa kalkarak danslarıyla şarkıya eşlik etmesini rica ettiğinde, "nasıl yaa, bitemezzz!!!" diyerek herkesten bir "AAaaaaa!" sesi çıkıyor ama sağolsun Önder Bali yine o babacan edasıyla sandalyesinden kalkıp, öne koşuyor ve "siz onun ne dediğine bakmayın, ben demeden hiç bir şey bitemez" diyerek bizleri biraz rahatlatıyor. 

 

"Acaba hangi şarkıya böyle özel muamele yapıyoruz" diye heyecanla beklerken, bir bakıyoruz ki o da ne? Kulaklarımıza inanamıyoruz ama evet bu bizim düğünümüzün dans şarkısı "That's Amore"... Hem de hiç utanmaya sıkılmaya gerek olmadan, yıllar sonra kalkıp yine dans edebileceğiz, çünkü herkes ayakta ve içinden geldiği gibi şarkıya kendini kaptırmış halde. İnsan daha ne ister! 

 

Mutluluktan uçacak haldeyken, arkasından Önder Bali sözünü tutuyor ve Gökhan Abur'un o etkileyici sesinden, yine en etkilendiğim şarkılardan "Bir Başkadır Benim Memleketim"i de söyleyerek, artık istemesek de kapanışı yapıyor ve tam manasıyla muhteşem bir gece geçirerek, sanatçılarımızı tebrik ederek mekandan ayrılıyoruz.

 

 
Toplam blog
: 230
: 5958
Kayıt tarihi
: 03.04.13
 
 

Öncelikle "Üşengeç Şef"e olan ilginiz için sizlere teşekkür ederim. "Şef" denilince aklınıza heme..