Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mayıs '09

 
Kategori
Dünya
 

“Katliamdan kurtulanlar” anlatıyor!

“Katliamdan kurtulanlar” anlatıyor!
 

Katliamlardan kurtulan Çangar ailesi... O döneme ait görüntüleri izlediklerinde, hüzün kaplıyor evi.


KIBRIS’ta, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Talat ile Rum lider Dimitris Hristofyas arasındaki görüşmeler devam ederken, 20 Mayıs’ta Kanal D’de çok önemli bir haber yayınlandı.

İngilizler, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’na ilişkin yeni görüntüleri de içeren arşivlerini açtı.

Arşivlerden bugüne kadar hiç yayınlanmamış savaşın çok çarpıcı

görüntüleri ortaya çıktı.

Görüntülerde Rumlar’ın “dünyayı aldatmak” için kullandıkları sahte deliller görülüyor.

Görüntüler 1974 yazında, Temmuz ayında İngiliz televizyonları tarafından kaydedildi.

Türk paraşütçülerinin inişi sırasında anons yapan ITN televizyonu muhabiri Michael Nicholson da tarihe tanıklık etti. (1)

Görüntülerin Kanal D’de ekrana gelmesinin ardından Kuzey Kıbrıs’ta da bütün kanallar, bu haberi verdi.

Haber, Kıbrıslı Türkler arasında “şok” etkisi yarattı.

Kıbrıslı Türkler “eski günleri tekrar yaşadı.”

Biz de, görüntüleri izleyince; “Acıyı yaşadık”

Rumların “esir kamplarında” Türklere, “teller” arkasından yiyecek dağıtması...

Ellerinde “çocukları”yla Rum katliamından kurtulmaya çalışan anneler.

Ne olduğunu anlamayacak yaştaki çocuklar!

Hepsi acı bir görüntüydü.

Ki, 20 bin Kıbrıslı Türk Temmuz sıcağında, “esir kampları”nda dışarda tutuldu!

Susuz, yiyeceksiz bırakıldı.

Görüntülerde de var...

BM, Kıbrıslı Türklere su dağıtmaya çalışıyor.

Ulaşabildiklerine.

***

Ya, BM askerinin Rum askerinden “Türkleri öldürmeyeceklerine yönelik garanti” istemesine ne demeli?

“Korkunç” bir durum.

“Öldürmeme garantisi...”

Bunu isteyen kim?

Birleşmiş Milletler (BM)

Ya garantiyi veren?

Kıbrıslı Türkleri katleden Rum askeri!

Ve BM’ye rağmen; katledilen yüzlerce Kıbrıslı Türk.

***

Bu görüntüleri izlerken, arayan bir arkadaşım; beni hem çok şaşırttı.

Hem de sevindirdi.

Telefondaki ses, “Görüntülerde Rum katliamından kurtulan ve yaşayan çocuk ve anneler var...”

Heyecanla; kimler olduğunu öğrendik.

Sevincimizde bundan.

Sonra düştük yollara.

İlk önce; Annan Planı döneminde Rumlarla birleşmeye en fazla “evet” diyen Güzelyurt’a...

Görüntülerde, 6 yaşındaki oğlu Mehmet’i sımsıkı tutan ve o dönem 25 yaşında olan Kezban Çangar’ı (60) bulduk.

Görüntüleri izleyince; duygulandı, o eski günleri tekrardan yaşadı.

Gözlerini yaş bürüdü.

“Çok zor günler geçirdik. Ölüm korkusuyla yaşıyorduk” diyor.

Çangar, şöyle konuşuyor; “O dönem daha yeni evlenmiştim. Her şeyimiz yeniydi. Savaş çıkınca bırakıp kaçtık. 6 aylık Mehmet’im kucağımda, korku yaşıyorduk. Mehmet’imin başına bir şey gelmesin diye, O’nu sıkı sıkıya kucaklamıştım...”

Kezban Çangar’ın kucağında 6 yaşında olan Mehmet Çangar, şuanda 35 yaşında.

Evli ve 7 yaşında Nazım adında bir çocuğu var.

Yaşanan acıların gelecek nesillerce bilinmesi gerektiğine vurgu yapıyor.

“Yaşananlar bize anlatıldığı zaman masal gibi gelirdi” diyor ve ekliyor, “Görüntüleri izleyince tüylerim diken diken oldu. Anlatmak başka, görmek başkaymış...”

Bir diğer isimde, Ayşen Tabak.

47 yaşında.

Görüntüler çekildiği zaman 12 yaşındaydı.

Bir kızı ve bir oğlu var.

Görüntüleri kızı Simge’yle birlikte izliyor.

Görüntülerde annesi Hatice Hurmalı’yı görüyor; “İşte bu benim annem...”

Duygusal bir hava sarıyor ortamı.

Ve anlatıyor; “Ölüm korkusuyla yaşıyorduk. Ne olacağı belirsizdi. Görüntüleri izleyince aynı korkuyu yaşadım. Allah bu günleri bir daha bizlere göstermesin.”

Ayşe Tabak’ın kızı Simge ise, 25 yaşında.

Üniversite öğrencisi; “Annem eski günleri anlatırdı, ama fazla etkili olmazdı” diyor.

Görüntüleri izledikten sonra; “Açıkcası bu benim için bir tarihe tanıklık etmek. Yanımda tarih yaşıyor” sözlerini kullanıyor.

***

Bunlar sadece kısa örnekler.

Rumların “katliamları”yla karşı karşıya kalıp,

“katledilmeden” kurtulanlar...

Ya Kıbrıs Rum Yönetimi’ne ne demeli?

“Katliam yok”

Rum Yönetimi “katliam yok” derken, EOKACI Andreas Dimitriu, Taşkent’te 89 Kıbrıslı Türk’ün katliedilmesiyle ilgili olarak, “Biz ne yaptıysak, devletin yasal güçleriyle birlikte yaptık” diyor (2)

Peki; EOKA-B üyesi üç Rum’un, Gazimağusa'daki üç Türk köyünde günlerce tecavüz ettikleri kadınları, Türk ordusunun yaklaştığını öğrenince iz ve canlı şahit kalmaması için çocukları ile birlikte katlettiklerini ifşa etmesi...

EOKACILAR, 1974’te Kıbrıslı Türklere yaptıkları katliamı nasıl anlatıyor?

“Üç Türk köyündeki erkekleri toplayıp esir olarak Maraş'a gönderdiler(...) Sonrasında kadın kız demeden tecavüzlere başladılar. Köylerin kahvelerine giderek yaptıklarını marifetmiş gibi anlattılar. Karşı koyan kadınların şakağına tabancayı dayıyorlardı. Tecavüzler gecelerce sürdü."

“(...) İşledikleri cinayetleri örtbas etmeleri gerektiğine karar verdiler. Geride iz ve tanık kalmamalıydı. Korunmaları için Mağusa'ya götüreceklerini söyleyerek kadınları ve çocukları otobüslere bindirdiler. Otobüsleri tenha yerlerde durdurup indirdikleri kadın ve çocukları katlettiler." (3)

Rum Yönetimi ne kadarda, 1963 ve 1974 arasında yaşanan “katliamları” “gizlemeye” çalışsa da görüntüler “gerçekleri” açıklıyor: “Tecavüz... Katliam...”

“Kadın... Çocuk demeden”

***

Bu görüntüler;

1974’ü “Barışa müdehale” olarak kabul edenlere;

Tarih boyunca, “kan ve gözyaşı”nın hakim olduğu Kıbrıs’ta, 1974’ten sonra “huzur”un gelmesini gözardı edenlere;

“Barış-çözüm” adı altında, Kıbrıslı Türkleri Rum’a “yama” etmeye çalışanlara;

Rum liderin, “Türkleri asimile” edeceğiz sözüne “ses” çıkarmayanlara;

KKTC’de 19 Nisan’daki seçimlerde ortaya çıkan iradeyi “kabullenemeyenlere...”

Bir yanıt aslında.

1)Hürriyet

2)22 Kasım 2004 Alithia

3) Politis Gazetesi 19 Ağustos 2007

İkinci yazı

“AÇ GÖZLÜ TALAT”

Bu hafta; Rum lider Hristofyas’ın Talat’a yönelik yeni “suçlamalarına” tanık olduk.

Daha önce, “Talat içerde başka dışarda başka konuşuyor...”

“Talat sütten kesilsinde gelsin...” diyen Hristofyas hazretleri, son olarak;

“Aç gözlü Talat”, “Talat karmaşa içinde” sözleriyle Talat’a verdi veriştirdi.

Talat ise, “kabul edemem aç gözlü sözünü”

“Rumlar da çözüm istiyor...” dedi...

Talat, Rum liderin sözünü kabul edemiyor, ama “Rumlar da çözüm istiyor” diyor.

Yani; Kıbrıs Türk tarafından; Hristofyas’ın açıklamalarına net cevaplar verilmiyor.

Rum lideri “kızdırmamak” için elden gelen yapılıyor.

“Korkuluyor...”

“Aman Hristofyas masadan kalkmasın...”,

“İllaki Rumla birleşelim” diye...

Kıbrıs’ta “çözü(l)me” böyle gidiyoruz.

Rum lider “verip-veriştiriyor...” “konuşuyor”, Türk tarafı “izliyor...”

Eleştiri ve sorularınız için:sefakarahasan@gmail.com

 
Toplam blog
: 40
: 708
Kayıt tarihi
: 08.02.09
 
 

SEFA KARAHASAN, 1997’den beri gazeteci milletinin aktif üyesi. Gazeteciliğe halen Milliyet gazete..