Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Nisan '11

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

“Kazasız belasız”

Zor aslında, anlayabiliyorum… Yıllar boyunca bize bir şey öğretiliyor, iyi bir şey yaptığımızı düşünüyor ve buna yürekten inanıyoruz. Sonra birileri çıkıyor başka şeylerden bahsediyor; asıl bu yeni bilgiye yürekten inanmamızın iyi olduğunu söylüyor. 

“Kazasız belasız atlatsak şu süreci” 

“Kazasız belasız gidin gelin inşallah” 

“Kazasız belasız bitse şu ilk yarı…” 

“Yeni araban hayırlı olsun, kazasız belasız, güle güle kullan.” 

 

Hepsi de iyi dilekler değil mi? 

Hmm… Niyetler iyi, evet… Ama dileklerin ne kadar iyi olup olmadığını merak ediyorum. Gelin beraber bakalım. 

 

Kelimelerin Gücü 

 

Küçükken kelimelerin bir gücü olduğunu hayal ederdim… Her kelime bir anahtardı ve karşınıza bir kilit çıktığında doğru anahtarı bulmak ustalık isterdi. Bazı geceler kendimi o ustalıkta bir sihirbaz gibi ortaçağda hayal ederdim. Ejderhalar, kara şövalyeler, kötü krallarla kelimeleri kullanarak mücadele ederdim. Kim bilir belki bu yüzden yazarlığı seçtim kariyerimin ilk yıllarında… 

 

Hayalini kurduğum gibi olmasa da kelimelerin ne kadar güçlü hayat enstrümanları olduğunu hepimiz biliyoruz. Her bir kelime bir hatırayı canlandırabildiği gibi geleceğe dair zihinsel bir projeksiyona da neden olabiliyor. Üstelik harf ve hecelerin peş peşe gelmesinin yarattığı fonetik etkiler de söz konusu. 

 

Şu kelimeleri -tane tane- okuyun bakalım ne hissedeceksiniz: 

Çürük,  

Karamsar,  

Şeytanî,  

Simsiyah,  

Korkunç,  

Soğuk,  

Hüzünlü,  

Kanser,  

Kalbim kırık,  

Ne çirkin,  

Beceriksiz,  

Karanlık,  

Yapayalnız,  

Sırtlan,  

Kaza,  

Sakat,  

Ölüm,  

Dert,  

Bela,  

Felaket… 

 

Gerçekten felaket! 

İçim sıkıldı yazarken, yemin ederim! 

Bunu sizi etkilemek için yapmak, iyi bir fikir gibi gelmişti ama yazarken bu kadar sıkılacağımı düşünmemiştim. Hadi gelin rahatlayalım: 

Güzel,  

Bebek,  

Can,  

Dostluk,
aşk,  

Sevgili,  

Yeni bir gün,  

İyimser,  

Gülümser,  

Mutlu,  

Yavru kedi,  

Masmavi,  

Yemyeşil,  

Sımsıcak,  

Tatil,  

Beraber,  

Harika… 

 

Hadise nasıl da değişiverdi değil mi? Bu konuda başka bir şey söylememe sanırım gerek yok. 

 

Arkadaşımın fotoğrafı 

 

Bir arkadaşım yeni aldığı motosikletin resmini paylaşmış Facebook’ta. O resmin altına “Güle güle kullan; hep mutlu, hep keyifli zamanlarda inşallah” yazdım… Arkadaşım cevaben “Kazasız belasız olsun da başka bir şey istemiyorum” yazmış. Sonra onun başka arkadaşları ve kuzeni falan da “iyi dileklerini” bildirmişler… İstisnasız tüm fotoğraf altı yorumlarda “kazasız belasız” dileği söz konusu, HEPSİNDE! 

 

Eh şimdi her bir “kazasız belasız” lafı için -biz farkında olsak da olmasak da- beynimiz bir projeksiyon yapıyor ve zihinde bir kaza bela görseli canlanıyor… Biraz önce okuduğunuz kelimeler siz isteseniz de istemeseniz de canınızı sıktı ya da içinizi rahatlattı. Bunu bilinçli olarak hissetmediniz, kelimelerin gücü bunu size hissettiren çünkü zihin o kelimeyle ilgili projeksiyonu otomatik olarak yapıyor. 

 

Niyetimiz iyi olsa da olumsuz kelimelerle yapılan niyet olumsuz titreşmemize neden olur. Yani bizden çıkıp evrene yayılan enerji dalgasında biz hiç öyle demek istememiş olsak da “kaza bela” düşüncesi vardır. 

 

Korkularımızı iyi niyetlerimizden ayırmanın iyi bir fikir olabileceğini, arkadaşımın bu fotoğrafı ve ona yapılan yorumlar yüzünden paylaşmak istedim. Deneyimle biliyorum ki; dilekler de niyetler kadar olumlu olursa hayatımız hep daha hayırlı bir yönde akıyor. Çünkü hayatımızı inşa eden kelimelerin gücü daima yanımızda... O gücü hayrımıza kullanmak, aklımıza tatsız şeyler getirmekten daha akıllıca olmaz mı sizce de? 

 

Ağzımızdan çıkan kelimelerin olumlu olması çok önemli… 

Zira onlarla şekilleniyor hayatımız. 

İyi ve mutlu kalın. 

 
Toplam blog
: 4
: 1475
Kayıt tarihi
: 20.02.11
 
 

1971 İstanbul doğumlu. 18 yıllık reklâmcılık tecrübesinden sonra ID International Coaching kurumunda..