Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ocak '07

 
Kategori
Dilbilim
 

"Ke" neden "ka" oluyor?

"Ke" neden "ka" oluyor?
 

Türk abece'sinde 29 ses yer almaktadır. Bu seslerden ünsüz olanlarını tek başına söyleyemediğimizden, ünsüzlerin başına ya da sonuna bir ünlü getirerek seslendirebiliriz onları: ab, eb, ba, be; ak, ek, ke, ka... Türk abece'sindeki harfleri seslendirmedeki kural ise, ünsüzlerin sonuna "e" ünlüsü getirerek söylemektir. Bu nedenle ilköğretime başlayan herkese ilk önce bu kural öğretilir. İlkoöğretim 1. sınıf öğrecisi abece'yi okurken " be, ce, de..." deyip de "k"ye sıra gelince "ka" demez, "ke" der. Yine aynı biçimde "h"ye sıra gelince "aş" demez "he" der.

Türk abece'sinin okunuşundaki bu özellik nedeniyle, Türk Dil Kurumu'nun hazırlamış olduğu yazım kılavuzunda da kısaltmaların okunuşundaki temel kural şöyle belirtilmektedir:

"...Büyük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde ise kısalt­manın son harfinin okunuşu esas alınır: BDT'ye, TDK’den, THY'de, TRT'den, YTL’nin. Ancak kısaltması büyük harflerle yapıldığı halde bir kelime gibi okunan kısaltmalara getirilen eklerde kısaltmanın okunuşu esas alınır: ASELSAN'da, BOTAŞ'ın, NATO'dan, UNESCO'ya." (Yazım Kılavuzu, TDK)

Yukarıdaki "TDK" örneğinin sonuna "-den" ekinin gelmesi kısaltmanın sonundaki "K"nin "ke" olarak okunmasındandır. "TeDeKa" değil, "TeDeKe"dir bu kısaltmanın okunuşu.

Peki ilköğretim 1. sınıfta doğrusunu öğrenen insanlarımız, yetkili ve etkili yerlere geldiklerinde neden "TeDeKa", "SeSeKa", "KaKaTeCe", "PeKaKa" demektedirler?

Hangi mantıkla, hangi dil bilinciyle bunu yapabilmekte, anadillerine karşı böylesine duyarsız davranabilmektedirler?

Başbakanlar, bakanlar, ÖSYM başkanları, profesörler, öğretmenler "KaPeSe" , "TeDeKa" demekte sakınca görmezken sınavlara giren öğrencilerin bu konuyla ilgili soruları doğru yanıtlayabilmeleri için, kurala uygun bir biçimde "TeDeKe" diye okumaları ve bu kısaltmalara gelen ekin ünlü uymuna uygun biçimde eklendiği (TDK'den, SSK'de) seçenekleri görebilmeleri gerekmektedir; yoksa girdikleri sınavlarda o sorudan puan alamayacaklardır.

Anadilimizi yanlış kullanmak, başbakan, bakan, ÖSYM başkanı, profesör, öğretmen, yargıç, savcı, general, gazeteci, köşe yazarı, TV'de sunucu, konuşmacı... olmaya engel değil; ama okullara giriş sınavlarında öğrencilerin başarı göstermesine engeldir. Bu nasıl bir tutarsızlıktır.

Üniversiteye girmek isteyen öğrencilerin anadillerini doğru kullanmalarının istenmesi ne denli gerekli ve önemliyse, bizleri yönetmeye, eğitmeye kalkışanların da anadillerini doğru kullanmaları savsaklayamayacakları önemde bir gerekliliktir.

Anadilimize gereken özeni gösterme duyarlılığından yoksunluk, anadilimizdeki yozlaştırmaya karşı umursamazlık içinde olanlar, ulusumuzu eğitirken de yönetirken de aynı duyarsızlık, aynı umursamazlık içinde olduklarının ayrımına bile varamazlar.

Anadili, insanın kendisidir, kişiliğimizi biçimlendiren özdür; kişiliğimiz yoğrulurken oluşur anadili bilincimiz. Bu nedenle anadiline saygısızlık, insanın kendisine saygısızlığıdır.

 
Toplam blog
: 6
: 2727
Kayıt tarihi
: 04.10.06
 
 

1971' den bu yana ortaokullarda, liselerde, Buca Eğitim Enstitüsü'nde, Buca Yüksek Öğretmen Okulu'nd..