"Kendine Demokrasi" Ülkesi Türkiye

Demokratik söylemle gündelik yaşamda değiştirilmeye çalışılan birçok unsur demokrasi sevdalılarının desteği ile gerçekleştirilmeye tüm hızıyla devam ediyor. “Demokrasi” kaygısı ve algısıyla yapılanların sonucunda ülkemizi daha aydınlık ve güzel günlerin beklediği ve asker vesayetinden kurtulacağımız gibi cümleler söyleniyor. Ülkelerin demokrasi algıları ve uygulamalarının karşılaştırıldığı listede ise maalesef ki ülkemiz kusurlu demokrasilerin görüldüğü Haiti, Bolivya, Umman gibi ülkelerle aynı kategoride. Bu açıdan bakıldığında hala demokraside arpa boyu kadar yol alamamışız herhalde.

Demokrasi, insan hakları, fikir ifade etme gibi konularda ne halde olduğumuzu medya aracılığı ile evlerimize giren görüntüler, fotoğraflar ya da yazılardan takip edebiliyoruz. Sadece fikrini açıklamaya çalıştığı için domuz bağı benzeri biçimlerle yok edilmeye çalışılan bireylerin olduğu bir ülkede kim özgürlük ve demokrasiden bahsedebilir ki…

Şu demokrasi kavramı bizim ülkemizde kendine demokrasiye dönüşmüş durumda. Geçmişte şu ya da bu şekilde canı yanmışların her biri yönetimi devraldığında “kendine demokrasiyi” uygulamaya başlayıp işi çığrından çıkarıyor. Yapılanların her biri demokrasi adı altında meşrulaştırılmaya çalışılıyor.

Bu derece geri demokrasi uygulamalarının olduğu bu ülkede bireylerin kendilerini bir nebze de demokratik hissettiği bir mecra var o da internet. İnternette saygı ve hukuki sorumluluklar çerçevesinde engele takılmadan ifade edebildiğimiz düşüncelerimiz ile kendimizi açıklamaya çalışıyoruz. Ancak internet üzerinde artan baskılarda öyle bir hal aldı ki bilgisayar başına geçen ahlak savunucuları sağa sola saldırmayı bu özgürlükler çerçevesinde kendine görev biçti.

Sadece kendi düşüncelerimi ifade ettiğim ve kendi baktığım yerden görebildiklerimi paylaşmak üzere yazılar yazdığım internetten yine internet aracılığı ile aldığım küfür, tehdit ve hakaretin bir sonu gelmedi. Klavyeye parmaklarıyla dokunabilen her yaratığın bu derece özgür, bu derece kaygısız, bu derece sorumsuz, bu derece düşüncesizce salyalarını akıta akıta cümleler meydana getirebilmesi demokrasi normlarına sığabilecek bir durumda değil maalesef.

Temel siyasi kavramların birbirine girdiği; sağ, sol, demokrasi, özgürlük, egemenlik, devlet gibi kelimelerin anlamlarının bilinmediği ya da açıklanamadığı bir ülkede en temel sorun bu kavramların insan zihninde aydınlatılması amacıyla çalışmalar yapılmıyor olması. Bu konuda çalışmalar yapılmamaya devam edildikçe her kelimeyi ağzına sakız ederek kendini sonsuz bir özgürlük içerisinde gören ve sınırsızca konuşan bir kitle ile karşılaşmaya devam edeceğiz. Kitle toplumunun özelliklerini yansıtan bir toplumda ise özgür iradenin cereyan ettiği bir demokratik mücadeleden bahsetmek oldukça güç.

A.Buğra TOKMAKOĞLU

Abtokmakoglu@gmail.com