Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Şubat '10

 
Kategori
Güncel
 

"Köşe yazanları"na uyarı

"Köşe yazanları"na uyarı
 

"Köşe yazanlar, kaleminize kuvvet!...


Yaz babam yaz!.. Yıllardır yazıp duruyorsunuz. Osmanlı döneminden günümüze değin “Ülke Meselesi” dediniz, yazdınız. Kiminiz iktidara muhalif oldunuz, kiminizde iktidara yalakalık yaptınız. Bir çoğunuz patronunuzdan çıkış alarak işsiz, bir çoğunuz da iktidarlardan sürgün yiyerek hapislerde çürüdünüz!...

Allah’ını severseniz, sizin işiniz gücünüz hep ülke meselelerini yazmak mı? Dünya sorunları sizin neyinize! Tutturmuşsunuz iktidarın ve muhalefetin yaptıklarını irdeleyip duruyorsunuz!... Size ne ülkemiz üzerinde oynanan çeşitli oyunlardan, size ne PKK’lıların Habur’dan girerek jet hızıyla seyyar yargılanmaları sonucu beraat etmeleri ve sonrasında yeni kurulan partilerinin İl merkezi açılışlarını yapmalarına! Size ne darbe söylentileriyle tutuklananlardan, içeride yatan Ergenekon sanıklarından!

Bakın bazı köşe yazarları hiç ‘Deniz Feneri Derneği’ davasını yazıyor mu? Sizde yazmayın bunları! Başka işiniz gücünüz yok mu sizin? ( ! ) Üstüne üstlük iktidarların hiç sevmediği “ İşsizliği” ve “ Ekonominin kötü Gidişatı”nı yazıyorsunuz. Tekel İşçileri’nin C4’ü size mi düştü. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ne güne duruyor! Siz gidin Citroen’un C4 Modeliyle uğraşın! Ne kadar satıldığını öğrenin sonrada köşenizde yazında, otomobil satışlarını millet bir okusun!... Yok! “ Balyoz, Hortum, Pusat, Şafak ve Çadır gibi daha nice operasyonlar. Bırakın bunları ya! Polisimiz ne güzel ilgileniyor! Tuttuğunu savcı karşısına, oradan da hâkim karşısına çıkartıp, sonrada cezaevine gidenlerden sana ne!

Bakınız Fenerbahçe ve Galatasaray UEFA Kupa’larından elendiler… Bu konuyu uzun uzadıya yazın! Hatta köşenizde kemikleştirin. Binlerce futbol severin nasıl hoşuna gider biliyor musunuz? Siyaset yazan köşe yazarları, bırakın bu işleri ya, sizlerde katılın spor yazarlığına da rahat edin!... Futbol bitti mi, o zaman, dizilerdeki konuları ele alın. Behlül ne yenge dinliyor, nede köşkteki kızları, millet bunlara odaklanmış, siz hala ülke sorunlarına bozuk plak gibi takılmışsınız!.

Köşe sayfalarınızda bir de tutturmuşsunuz, “ Demokrasi” ve “Adalet” diye… Bu memlekette “Adalet Bakanı” yok mu? Siz ondan daha mı iyi bileceksiniz? Adamın bilgisi olmasa, onu Adalet Bakanı makamına getirirler miydi? Bir de köşelerinizde, Cemaatleri inceleyen Cumhuriyet Başsavcısı’nın tutuklama haberini yazıyorsunuz! İyi de, günlerce yazılmaz ki! Hem okuyan kesim kim? Mesaj vermek istediğiniz vatandaşlar inan ki sizleri okumuyor. Onlar başka dünyanın haberleri içindeler… Onun için sen gel vazgeç! Köşende yazacak bir şey mi bulamıyorsun? Sana boşuna gazeteci dememişler. Gazetecilikte “Asparagasyon” diye bir deyimi bilirsiniz. Kur kafanda magazinsel bir haber, bak bizim millet ve iktidar seni nasıl beğeniyor.!

Tutturmuşsun AKP’li iki milletvekilinin abuk - subuk konuşmalarını köşene taşıyor, sonrada onların “AKP Parti Disiplin Kurulu”na gitmelerine neden oluyorsun. Partiden ihraç edilseler, iyi mi olacak! İki tane gül gibi milletvekilinin oyundan mahrum kalacaklar! Yazık değil mi? Gel yapma etme! Böyle şeyler yazma!...

İllaki ‘yazacağım’ diyorsan yine de sen bilirsin! Yazarsan sonunda, Başbakan’ın “ <ı>O gazetelerin patronlarına sesleniyorum ‘ Ne yapayım, köşe yazarı’ diyemezsin. Piyasalar yüzde 6, 5 düşüyorsa sebebinin kimler olduğu belli. O insanlara o kalemleri teslim edenler, kusura bakma kardeşim bizim dükkânda sana yer yok, der. Köşende yazı yazanın maaşını sen veriyorsun. Yarında feryat etmeye hakkın yok” sözüyle tehdidini yersin. Köşe yazanları sen neymişsin ya! Koskoca Ekonomi’den Sorumlu Bakanlar dururken Borsa’yı ne hale getiriyorsun! Hadi yarından tezi yok, her ne olursa olsun, iktidarı öv ve onu göklere çıkar da inişe geçen borsa ‘tavan’ yapsın. Sizlerde belki bu arada Başbakanla birlikte uçarak görmediğiniz ülkeleri anılarınıza eklersiniz! Hiç değilse, bırakın yurtiçini gezmeyi, yurtdışına çıkmayan vatandaşlarımıza da anılarınızı anlatarak bir nebze olsun ülke sorunlarını unutturursunuz! Ne dersiniz? Yoksa maaşınızdan da olacak sizlerde işsizler ordusuna katılacaksınız! Allah’tan benim patronum yok. Ne de İnternette yazdığım site sahiplerinden aldığım maaşım var!.. Hadi bakalım kaleminize kuvvet!... Son zamanlarda ağzımızdan düşürmediğimiz “Demokrasi Açılımı” sanırım sizden bunu bekliyor!... Sevgiyle ve sağlıcakla kalın…

Ertuğrul Erdoğan/Bursa 28 Şubat 2010
 
Toplam blog
: 300
: 466
Kayıt tarihi
: 06.05.08
 
 

Ertuğrul Erdoğan, 1958 yılının sonbaharında Ankara'da doğdu. 1968 -1980 yılları arasında babasını..