Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Nisan '11

 
Kategori
Sinema
 

‘Kötü Adam’lar ne ister...?

‘Kötü Adam’lar ne ister...?
 

Doğru, yanlış, iyi, kötü gibi kavramlar şekillendirir hayatımızı. Her birimizin iyi veya kötü diye nitelediğimiz, dolayısı ile doğru ve yanlış olarak tanımladığımız değerleri var. Oysa ki bu kelimelerin her birisi göreceli kavramlardır. Her birisi topluma ve zamana bağlı olarak büyük farklılıklar gösterir. 

Çocukluğumda tek kanallı, siyah beyaz televizyonlarda tanıdım ilk kez kötü adamları. Aradan yıllar geçti ve ben çocuktum; belki hatırlayamadığım başka detaylarda vardır. Ama hiç unutamadığım, hatta aklıma geldikçe gülümsediğim bir de film repliği var. Birbiriyle alakasız bir çok filmde, aynı replik, benzer görüntülerle servis edilirdi bizlere… 

Kadın sert bir hareketle elbisesinin göğüslerini gizleyen bölümünü açarken şu sözleri haykırırdı: “bedenime sahip olabilirsin ama, ruhuma asla”. Bu sözler çoğu kez en taş kalpli adamı bile etkilerdi. İçinde ruh olmayan bedeni kabullenemez; “benim istediğim bu değildi” der, kadına arkasını dönerdi kötü adam. 

Elbette ki gerçekleri yansıtmaktan çok uzak, bir dönemin film kalıpları bunlar. Ancak ekranın karşısında gözyaşı döküldüğü, hatta hatta bunların bir kurgu olduğunun unutulup, kötü adamın yuhalandığı bir sosyal gerçekliğe de karşılık düşüyor. 

Günümüzde gişe başarası ne kadar önemliyse, doğal olarak o dönemde de önemliydi. Toplumun talepleri, ya da daha doğru bir ifade ile düşünce biçimi ve değer yargıları aslında senaryonun gerçek belirleyicisi idi. Dolayısı ile “bedenime sahip olabilirsin ama, ruhuma asla” repliği, aslında Türk toplumunun o dönemde dünyaya bakışını yansıtan bir cümle idi. 

Eski dönem Türk filmlerinin neredeyse vazgeçilmezi olan o replik ve ona eşlik eden davranış kalıbı, yeni dönem filmlerde unutulmaya yüz tuttuysa, hatta o sahneler artık bize saçma ve komik görünüyorsa, aradan geçen süre zarfında toplumsal bir dönüşüm yaşanmış demektir. Hatta o filmlerin ‘eski dönem’ filmi olarak nitelenmesinin sebebi bile bu toplumsal dönüşümdür. O kalıp, eski kuşağın dünyaya bakışı özetleyen bir kalıptır. 

O dönüşümün sebeplerini tam olarak açıklayabilmek ve ne yönde bir dönüşüm olduğunu söyleyebilmek oldukça zor. Çünkü ekonomik, siyasi, kültürel bir çok faktörden söz edilebilir. Ancak dönüşümün, tam aksi istikamette olduğunu iddia etmek mümkün. 

Artık süreç, kadının vücut hatlarını gizleyen pardesünün en üst düğmesini iliklerken “ruhuma sahip olabilirsin ama, bedenime asla” dediği bir istikamete doğru gidiyor. Kötü adamlar ise asla arkalarını dönmüyor artık; çünkü istedikleri zaten bu… 

 
Toplam blog
: 57
: 1683
Kayıt tarihi
: 29.05.08
 
 

21/12/1966 doğumlu olup Mersin Meslek Yüksek okulu İşletme bölümü mezunuyum. Bir deri firmasında ..