Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ağustos '16

 
Kategori
Siyaset
 

'Kötü komşu' ve istihbaratta yeni süreç

'Kötü komşu' ve istihbaratta yeni süreç
 

'Kötü komşu' ve İstihbaratta yeni süreç


’Kötü komşu insanı ev sahibi yapar’ cümlesi, ülkemizde sıkça kullanılır. Anlaşıldığı üzere, mevcut bir konuda yaşanılan rahatsızlıktan dolayı değişim ve dönüşüme evrilen tarafın yeni varlıklara sahip olmasının değerini ifade eder. Yani yaşanılan tatsız bir durumun, kendi içerisinde büyük fırsatlarda getirdiğinin açıklamasını gayet anlaşılır bir dille özetler. Sözün doğruları sayısız kez hemen her vatandaşın yaşamında somutlanmış bir realitedir.

Fakat sadece vatandaşlar için geçerli bir durumda değil elbette bu. Bireylerinde toplamda yarattığı toplum ve ülke gerçeğinde de aynı durumlar yaşanıyor. Bizim burada ele almayı amaçladığımız noktası da ülkemizin içinden geçtiği son süreç ve ‘kötü komşuların’ isteyerek olmasa da ortaya çıkardığı durumlardır.

15 Temmuz darbe/iç savaş kalkışması, Allah-u Teala’nın rızası ve milletin büyük direnişiyle boşa çıkarıldı ancak bu ihanet şebekelerinin nasıl bunca imkana erişebildiği, nasıl bu kadar ileri derece kademelere uzanabildikleri gibi bir yığın soru işaretlerinide beraberinde getirdi. Bu kapsamda gündemimizin en tartışılan konularının başında Türkiye İstihbaratı konuları geliyor. Başta yöneticilerimiz olmak üzere toplumun tüm kesimleri bu konuyu tartışıyor.

Ne mutlu ki, tartışmalarda meyvesini verdi ve sorunun adı konularak yapılması gerekenlerin üzerine çalışmalar yoğunlaştırıldı ve konu geniş anlamlı ele alındı. İstihbaratın ülke güvenliğini ilgilendiren her konuda bilgisi olması, gerekli yerlere gerekli çalışmaları yaparak bilgi kazanımına ulaşması gerekirken bunu yapamadığı net bir şekilde tespit edildi. Örneğin FETÖ Terör Örgütü örneğinde somutlarsak, Türk İstihbaratı onlara sızabilmeli ve önleyici-karşı istihbaratı yürürlüğe koyabilmeliyken görüyoruz ki tam tersine örgüt ülkenin tüm kademelerine sızabilmiş ve asıl İstihbaratı kendisi pratikleştirmişti.

Şu da bir gerçektir ki; meseleleri tarihsel arka boyutuyla ele almazsak eğer doğru analizi yapamayız. Yani ülkemiz bundan 10 yıl kadar önce çok farklı bir pozisyondaydı.Gerek ekonomik açıklar, yaşamın hemen her alanındaki istikrarsızlıklar, çapda yaşanan boyutsuzluk ve hemen her alanda dışa bağımlılık ve IMF politikalarının söz sahibi olması gibi birçok açmazın içindeydik. Değil sadece İstihbarat alanı, diğer alanlarda da büyük bir geri kalmışlık söz konusuydu.

Son yıllarda büyüyen ekonomik ve atılımsal yapımız, doğal olarak ihtiyaçlarda da büyük gelişimleri dayattı. Bunlardan en önemlilerinden birisini de İstihbarat alanı oluşturuyor. Özelliklede 15 Temmuz’da yaşananlardan dolayı herşey daha da iyi irdelenmeye ve çözümler aranmaya başlandı.

Son tartışmaları da MİT’te yapılacak değişiklikler oluşturuyor. Ülkede ilk defa, İÇ ve DIŞ İstihbarat kavramları gündeme gelmeye başladı. Büyük bir zorunluluk ve biran önce gerçekleştirilmesi gereken bu yöntem, umudumuzdur ki önümüzdeki günlerde faal duruma geçecektir. Buna göre diğer ülkelerde de olduğu gibi ülke içi birimler ile dış istihbaratları birbirinden ayrılacak ve ortaya daha verimli bir çalışma biçimi çıkacaktır.

Türkiye, yaşamın her alanında özelliklede İslam dünyasında liderlik vasfıyla bilinirken, oluşan ve olası gelişmelerden habersiz olması düşünülemez. Ve böylesi bir durum devletin istikrarında derin yaralar açacaktır. Bu nedenle, söz konusu tartışmalar tamamı medya üzerinde olmadan tartışılmaya ve gerekli kadrolar oluşturulmaya başlanmalıdır.

Ülkenin kaybedeceği bir saniyesi dahi yoktur.

 
Toplam blog
: 13
: 214
Kayıt tarihi
: 19.07.16
 
 

Kutlu analiz...  ..