Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '09

 
Kategori
Güncel
 

"Kozmik oda"dan demokrasi çıkmaz...

"Kozmik oda"dan demokrasi çıkmaz...
 

Milliyet


Özel harp dairesi, kontrgerilla, gladio..

Adına ne derseniz deyin 1952’de kurulan birim ABD güdümünde komünizm karşıtı her türlü örgütlenmenin adresiydi. AB ülkelerinde özellikle İtalya’da cesur bir savcının mücadelesi ile “temiz eller” operasyonuna dönüştü.Türkiye’de ise yetmişli yıllarda Ecevit dillendirdi ama sonu iktidardan gitmek oldu…

Türkiye’de son günlerde yaşananlar ise herkesin hayal gücünü zorluyor. Komünizmin düşman olmaktan çıkması ile hedefinin şeriat ve bölücülük olarak düşünüldüğü örgütlenme/yapı son kozmik oda operasyonları ile açığa çıkar mı bilinmez.

Yargının arama yaptığı saatlerde “Her şey vatan için!” diye içtima yapan askerler bir mesaj olarak algılanabilir mi orası da şüpheli. Bu gün PTT emeklisi bir yurttaş ile sigara molasında gayri ihtiyarî bir sohbet gerçekleştirdim. Anlattığına göre bir sürü yasak kitabı okumuş. Örneğin Kazım Karabekir’in anıları, Çerkez Etsem, Risale, Dersim vb. Özetle diyor ki; “Dün gece uyuyamadım, darbe olur diye bekledim!” Oğlu tüccarmış aldığı bin lira emekli maaşına oğulları destek yapıyormuş. Yoksa ayın sonunu getirmesi mümkün değilmiş. Neredeyse on beş gündür eylem yapan tekel işçilerine de çok kızgın; ”Özelleştirmeler yapılırken neredeydiler?”diye sormadan edemiyor. Dertli mi dertli…

Kendimi tutamadım;”Darbe filan beklemen çok yanlış olmuş, ABD destek vermeden bu ülkede darbe filan olmaz! Bu gün küresel emperyalistlerin politikalarını AKP’den daha iyi uygulayacak her hangi bir parti yok! Umudunu sandığa sakla..” dedim.

Yaşlı. Kır düşmüş saçlarında ellerini gezdirdikten sonra bir nefes daha çekti sigarasından. Daldı bir an, çok uzaklara bakıyormuşçasına bir eda ile ”Sen gençsin, anlamazsın, bu ülkede olanları aklım almıyor!” dedi. ”İhracat diyorlar, Çin malı kumaşları ithal edip dikiş parasını üzerine koyup ihraç ediyoruz, otomotiv yine öyle. Üretim yok! Üretim olmayınca ekmekte büyümüyor. Memlekette iktidar olanlar kendi zenginini yaratıyor. Bana üç kuruş zam yapıyor ama ilk elektrik zammı ile verdiğini alıyor.” dedi. Emekli, haklı/haksız biriktirdiklerini söylerken sigaralarımızı bitirdik. ”İyi akşamlar.” diledikten sonra mekâna döndüm.

…Konuştuklarımızı yazmak gerektiğini düşündüm. Ülkede yaşananların halk tarafından nasıl algılandığına dair ipuçları taşıyordu söyledikleri.

Doğrusu son günlerde yaşanan “kozmik oda” da sürdürülen aramaları çokta büyütmemek lazım.Olsa olsa birkaç çürük elmanın ayıklanması dışında sistemin resetlenmesinden çok “el değiştirme”sinin yansımaları olarak değerlendiriyorum yaşananları.

Bu gün yapılan MGK toplantısı sonrası yapılan açıklamada Ankara’da ortalığı toz duman eden “kozmik oda araması” ile ilgili hiçbir şey yok!Açıklama Milliyet’te yer aldığı kadarı ile şöyle; “MGK bildirisinde, "Çağdaş demokrasi ve hukuk ilkeleri çerçevesinde vatandaşlarımızın, her zaman olduğu gibi sağduyulu davranacağına ve kardeşlik olgusunu zedeleyecek davranışlardan kaçınacağına duyulan güven bir defa daha teyit edilmiştir""Ülkemizin bütünlüğünü, milletimizin birliği ve huzurunu hedef alan terörün ve beslendiği ortamın tasfiyesine yönelik mücadeleye azim ve kararlılıkla devam edileceği vurgulanmıştır. Çağdaş demokrasi ve hukuk ilkeleri çerçevesinde vatandaşlarımızın, her zaman olduğu gibi sağduyulu davranacağına ve kardeşlik olgusunu zedeleyecek davranışlardan kaçınacağına duyulan güven bir defa daha teyit edilmiştir.

7 Mart 2010’da yapılması beklenen parlamento seçimlerinin ışığında Irak’taki gelişmeler, terörle mücadeleye ilişkin üçlü işbirliğine sürecinin seyri ve Irak ile ilişkiler ele alınmıştır.

Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüne ilişkin olarak BM Genel Sekreteri’nin iyiniyet misyonu temelinde, adada iki taraf arasında devam eden müzakere süreci ayrıntılarıyla gözden geçirilmiştir. Esasen MGK’nın Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir kapsamlı çözümün parametrelerine dair görüşleri 30 Haziran 2009’da yapılan toplantısını takiben yayımlanan basın bildirisiyle kamuoyuna açıklanmıştır.
Sayın Başbakan’ın 30 Ekim 32009’da Sayın Yunanistan Başbakanı’na gönderdiği mektupta da belirtildiği üzere çözüm sürecinde uluslararası toplumun ve ilgili tarafların daha aktif ve teşvik edici bir rol üstlenmesi önem taşımaktadır. Bu çerçevede müzakerelerin seyrine ve nihai hedefine zarar verecek adımlardan kaçınılması gerektiği de vurgulanmıştır. İlgili tüm taraflarda gerekli siyasi iradenin bulunması durumunda adil ve kalıcı bir çözüme kısa sürede ulaşılmasının mümkün olduğu değerlendirilmiştir.

Ekim 2005’de başlayan Avrupa Birliği (AB) üyelik müzakerelerindeki ve reform sürecimizdeki mevcut durum son gelişmelerin de ışığında ele alınmış, Lizbon Antlaşması sonrası AB kurumlarındaki yeni yapılanmalar ve Aralık 2009 zirve sonuçları tüm yönleriyle değerlendirilmiştir.

Türkiye’nin kararlılıkla sürdürdüğü üyelik müzakerelerinin hızlandırılmasının, AB müktesebatıyla ilgili bulunmayan siyasi engellemeler ve ikili sorunlardan arındırılmasının tüm tarafların yararına olacağı vurgulanmıştır."

Özet; ülkede yaşananlara bakınca olağan dışı gelişmeler gözleniyor. Ezberler bozuluyor. Kimilerine göre ülke demokratikleşiyor. Muhalefet kanadı ise mecliste grup konuşmalarında toplumun gazını alırcasına söylev vermeye devam ediyor.

Özetin özeti; iktidarı ve muhalefeti ile ittifak halinde memleket kabuk değiştiriyor. Ankara’da yaşananları yurdum insanı anlamlandırmada güçlük çekiyor.Medyada gündemin tepesine oturan suikast iddiaları ve devamında süren aramalar baş köşeye otururken MGK bildirisinde yok sayılıyor.

Yargının siyasallaştığına dair iddialar ayyuka çıkmışken, süreçten daha demokratik bir Türkiye bekleyenler düş kırıklığı yaşayacaklar. Kendi demokrat olmayan bir iktidarın ülkeyi götüreceği yer demokrasiye çıkmaz.

PTT emeklisi yaşlı yurttaşın bin liralık emekli maaşı ile yaşamaya çalıştığı memleket fotoğrafı, tekel işçilerinin direnişi kimin umurunda.

Polise silah alma/ithal etme yetkisi veren çalışmalar boşuna değil. Gaz/cop yükselen toplumsal muhalefeti susturmaya yetmez böyle giderse. Aç adamın sofrasında demokrasi karın doyurmuyor ne de olsa…

Gladio ile başladık yazıya.

Komünizmin tehdit olmaktan çıkması ile şeriat ve bölücülük öncelikli tehdit! Gelişmeleri bu açıdan irdelemek, yaşananları anlamlandırmaya biraz daha yaklaşmamıza yol açabilir.

Sürecin sonunda daha demokratik bir Türkiye çıkar mı karşımıza; doğrusu hiç ihtimal vermiyorum. Askeri vesayetten (medyada dillendirildiği gibi) polis devletine doğru tepedeki ittifak ile pupa yelken koşan bir fotoğraftan demokrasi çıkmaz!

Mutlu yıllar…

Necati TÜFEKCİ Aralık/2009 Ankara

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..