"Küresel Sermaye ve Türkiye" Bir kitap, Komplo Teorisi mi Yoksa Gerçek mi?

Kitabın adı; "Küresel Sermaye ve Türkiye" Kitabın yazarının adı; Sait Yılmaz. Bu kişinin ilginç bir özgeçmişi var. Kitapta anlatılanlar kısaca özetlemek gerekirse Türkiye ve tüm dünyadaki sıradan insanlar açısından geleceğin hiç de bundan daha güzel olmayacağı gibi daha da berbat hale geleceğini konu edinmiş. Yazar birçok dipnot kullanmış. Çok sık tekrarlarla aynı şeyleri birden fazla tekrar yapması kitaba sıkıcı bir özellik kazandırmış olmakla birlikte, genel olarak ilginç bir kitap.

 

Kitap uluslararası sermaye gruplarının ülkeleri nasıl avuçlarının içine aldığını defalarca anlatıyor. Petrol ticaretinden tutun, ilaç, gıda, silah ve uyuşturucu ticaretine kadar nasıl ülkeleri kıskacına aldığını açıkça belirtiyor. Hemen hemen benim de aynı fikirde olduğum bir çerçevede konuları anlatması bence fazla sürpriz olmadı. Nedenine gelince gayet basit. Ben; yıllardır olaya basit bakmayı severim. Haramın arkadaşlığı, daima haramla olmak zorundadır. Haram'ın helalle arkadaşlığının olması mümkün değildir. Büyüklerin aşırı büyüyünce, din ve milliyet gibi sıradan insanların hayatının rotasını oluşturan argümanlardan farklı yollara girdiğini bilmek sır değil. Faiz silahının küçük ülkelerin ve insanların ruhunu ele geçirmesi günümüz şartlarında çok zor bir şey olmasa gerek. Komşuda var, bende neden olmasın? Tüketimin hayatın tek gerçeği olduğunun prensip haline getirilmesi,  mevcut basın yayın kuruluşlarının ana hedefi. Ana hedef satış. İhtiyaç hissederek sürekli alma ihtiyacının canlı tutulmasına paralel olarak, insanların aşırı ve dengesiz borçlanmaları. Sözgelimi serbest kıyafet yönetmeliğini sözde okullara daha özgürlükçü eğitim adı altında sokanların gayeleri, özellikle devlet okullarında daha fazla tüketim patlamasına yol açarak, aynı zamanda disiplini ortadan kaldırarak okulları ve eğitim camiasını kötü emelleri olan kişi ve çetelere karşı daha savunmasız hale getirdiği göz ardı ediliyor. Belki, istedikleri gerçekten demokrasidir ancak ne hikmetse hiçbir özel okul kendi üniformasının kullanılmasını tercihe şansa bırakmıyor. Zira basit bir amblem dahi kurum kimliğinin oluşması, tanınırlık ve reklâm açısından hayati önem taşıyor. Projelerde hibe veren kurumların, genellikle devlet veya uluslararası kurumlarıdır (Ulusal Ajans, Kalkınma Ajansları, Avrupa Birliği, Çalışma Bakanlığı) bunlar. "Basitlik derinliktir" Düz mantık der ki basit düşün. Ahmak gibi. Zira uyanık olmaya çalışırsan, her zaman daha uyanık seni çarpabilir. Geçmişini bil, büyüklerinin yaşadığı tecrübelerden ders al ki, aynı dersleri tekrar tekrar ve çok pahalıya almak zorunda kalmayasın.

 

Kısacası, "Küresel Sermaye ve Türkiye" adlı kitap bir ahtapot gibi tüm dünyayı saran ağdan bahsediyor. Bu ağın özelliği bir sır ve suç şebekesi ve büyük ihtimalle hiçbir din ve millete en ufak bir yakınlığı olmayan bir avuç seçkinden bahsediyor. Bu seçkin elitin amacı dünyada zenginler ve hizmetçileri olmak üzere iki grup ve itiraz edenleri yok etmeyi ve dünya kaynaklarının nüfusun azaltılarak denetimini öngörüyor. Kitaptaki rakamlar hayal midir gerçek midir bilinmez ama; kitaba göre söz konusu elit ailelerden sadece belki cep harçlığı kadar bir para tüm Türkiye'de bir yıl içinde üretilen zenginliklerin tamamından daha fazla!