Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Temmuz '10

 
Kategori
Dünya
 

“Magrib Krallığı” ve bu ülkedeki; Adalet ve Kalkınma Partisi '5.Bölüm"

“Magrib Krallığı” ve bu ülkedeki; Adalet ve Kalkınma Partisi '5.Bölüm"
 

Gazeteci Yazar Öner samanlı’ Fas’taki izlenimlerini ve siyaseti yazdı


BİR İSLAM KRALLIĞI DEVLETİ, OLAN ‘FAS’ HAKKINDA NELER BİLİYORSUNUZ…?

(Beşinci Bölüm)

ADALET VE KALKINMA PARTİSİ`NİN TEMELİ NASIL OLUŞTU..? (DEVAMIYLA)

Sosyalist Parti gibi ideolojik temele yaslanmadıklarını söyleyerek, amaçlarının devleti yıkmayı değil, ülkeyi hak ettiği dünyadaki yere taşımak olduğunu ifade etmeye çalışmaktadırlar.

Adalet ve Kalkınma Partisinin liberal bir politikayı benimsemesinin, hem iç hem de dış nedenleri bulunuyor.

Devletin rejimi, çok partili sisteme izin veriyor gibi gözükse de, Kral`ın hala Meclis ve Hükümet üzerinde mutlak yetkileri bulunmaktadır.

HALEN YÜRÜRLÜKTEKİ ANAYASANIN 19 MADDESİNE GÖRE;

Kral, Fas ulusunun tek temsilcisi kabul edilmekte, Meclis ise kral`ı temsil eden bir kurum özelliği taşımaktadır.

Anayasa, Fas halkını düşünerek hazırlanmamış, kral ve mahiyetini korumayı ve güçlendirmeyi hedefleyerek düzenlenmiştir.

Kral`ın başbakanı, meclis başkanı, içişleri, dışişleri, adalet ve din işleri bakanlarını doğrudan atama ve herhangi bir neden göstermeden görevden alma yetkisi vardır.

Ayrıca kral`ın, ülkenin on altı büyük eyaletinin valisini doğrudan atama yetkisi vardır.

Kral`a; hükümeti düşürme, meclisi feshetme, seçimleri erteleme, anayasanın herhangi bir maddesini değiştirebilme gibi olağanüstü yetkiler tanınmıştır.

Aynı zamanda kral ülkenin en önemli mahkemeleri olan Anayasa Koyucular ve Askeri Mahkemelerin başkanı, tartışılmaz tek dini lideridir.

İçişleri bakanı, ne kadar oy aldıklarına bakılmaksızın güvenlik gerekçesi ile herhangi bir partiyi kral`ın onayını aldıktan sonra kapatabilir ve milletvekilleri hakkında tutuklamalar gerçekleştirebilir.

Kral tarafından atanan içişleri bakanının da olağanüstü yetkileri bulunmakta, devletin güvelik devleti gibi yönetilmesine en büyük katkıyı bu bakanlık sağlamaktadır.

HALEN YÜRÜRLÜKTEKİ ANAYASANIN 19 MADDESİNE GÖRE; DEN DEVAMLA

Seçim sonuçlarına müdahale edebilir yine güvenlik gerekçesi ile bazı bölgelerin seçim sonuçlarını iptal edebilir.

Demokratik ülkelerde görülen güçler ayrılığı ilkesinin Fas`ın siyasi yapısında mevcut olmadığını rahatlıkla söylemek mümkündür

Fas kralı II Hasan 1990`lı yılların başlarında özgürlüklerin ve demokrasinin geliştirilmesine yönelik bir dizi açılım gerçekleştirmişti.

Bu açılımlardan biri çok partili hayata izin verilmesi, her türlü partinin şiddete başvurmaksızın düşüncelerini siyaseti kullanarak açıklayabilmelerine olanak tanınmasıydı.

BU DEĞİŞİMİN ARDINDA İSE, “AB” ÜLKELERİ BULUNMAKTADIR.

Batı Sahara, sorunu çıkması üzerine Avrupa ülkeleri, Fas`taki özgürlükler konusuyla ilgilenmeye başlamışlar, İslam dünyasının batıya açılan bu ülkesinden demokratik açılımlar noktasında beklentilerini, diplomatik baskı yoluyla Fas yönetimine iletmişlerdir.

1996`da seçim sisteminde yapılan bir değişikliğe göre; halkın seçtiği milletvekillerin sayısı artırılmış, anayasanın ilgili maddesindeki bir değişiklikle de kralın istediği kişinin değil, en çok sandalye kazanan partinin liderinin başbakan olabilmesinin yolu açılmıştır.

Sendikalar, yerel meclisler ve meslek birliklerinde örgütlenmeler kolaylaştırılmış, kralın doğrudan sivil toplum örgütlerine müdahale etmesi önlenmeye çalışılmıştır.

Fas yönetiminin bu değişikliklere girmesinin nedeni batı devletleri ile ilişkilerini geliştirmek istemesinden dolayıdır.

İşte bu bağlamda da; Adalet ve Kalkınma Partisi, demokrasi ve insan hakları bağlamında atılan adımlardan yaralanarak kurulmuştur.

FAS`TA BİR PARTİNİN DİNİ REFERANSLARA DAYANMASI YASAKTIR.

Dini siyasette kullanmaya çalışan bir parti, anayasanın ilgili maddesi gereğince derhal kapatılır ve dini terimleri, siyasi malzeme olarak kullanan partili yetkililerine ömür boyu siyaset yasağı konur.

Her ne sebeple olursa olsun Fas Meclis’i, dini konularla ilgili bir yasa çıkaramaz.

Devletin dine dayandırılmasına yönelik çalışma yapanlar kim olduklarına bakılmaksızın ömür boyu hapis cezası ile cezalandırılırlar.

MİNİ BİR YORUM:

Mecliste üstünüm dilediğimi yaparım.

Dünyaya hukukun üstünlüğü nerede diye sorarım, ama ülkemde üstünlerin hukukunu isterim.

Yargının, Askerin yetkilerini kısıtlamak suretiyle ilerideki din üzerine kurulu hedeflere doğru ilerlerim.

İstediğim yasayı, meclis aritmetiğindeki çoğunluğum gereğince çıkarırım.

Anayasa Mahkemesi bozarsa referandum yaptırırım.

Tabi ki, Krallıkla yönetilen ülkelerde böyle durumlardan söz edilemez öyle değil mi…?

FAS`TA BİR PARTİNİN DİNİ REFERANSLARA DAYANMASI YASAKTIR. (DEVAMLA)

Adalet ve Kalkınma Partisinin ılımlı bir söylemi benimsemesi hem kendini hem de Fas halkının dönüştürülmesine yardımcı olmuştur.

Mevcut iktidar da ilk defa demokratik yolu kullanan İslamcı geçmişe sahip bir partinin yapacaklarını yakından tanıma fırsatı edinmiştir.

2007 SEÇİMLERİNDE ADALET VE KALKINMA PARTİSİ NEDEN BAŞARILI OLAMAMIŞTIR..?

Adalet ve Kalkınma Partisinin başarısızlığının gerçek nedeni izlenen siyasetle ilgisinden değil, daha çok ülkenin içinde bulunduğu şartlarla alakalıdır.

2007 seçimlerinin sonuçları yalnız dış dünyayı değil Adalet ve Kalkınma Partisi içinde sürpriz olmuştur.

İktidara geleceklerine kesinlikle inanan partililer uzun bir süre seçim sonuçlarını değerlendirmişler ve kayıpların faturasını partinin genel başkanı Osman Saadettin`e keserek, izlenen ılımlı politikanın partiye zarar verdiğini düşünmüşlerdir.

Seçime katılımın beklenenin çok altında olmasında bir neden de, hükümetin uygulamalarını protesto eden siyah Faslılar, seçimlerde oy kullanmamış olmasıdır.

AKP, kırsal kesimlerde propaganda faaliyetlerini yeterince yapamamıştır.

Yönetim bütün desteğini İstiklal Partisine vererek, Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidara gelirse ülkenin felakete dönüşeceğinin altı çizilerek korku siyasetine dayalı bir politikalı izlenmiştir.

İslami cemaatlerin ortak desteğini sağlayamaması, ülkenin sorunlarına köklü çözümler getirecek projeler ortaya koyamamış olması, halkı, iktidara gelmesiyle ne gibi değişiklikler yapacağı noktasında ikna edememesi, muhalefeti projeler ortaya koymak yerine, iktidarın yaptıklarını eleştirmek olarak görmesiyle de beklentilerine ulaşamamıştır.

MİNİ BİR YORUM;

Ülkemizde, yıllardır kurulan ve kapatılan din odaklı siyasi partileri şöyle bir göz önünden film şeridi gibi geçirdiğinizde, bugünün Türkiye’sinde ki, AKP’nin hangi Siyasi Parti kadrolarından, sabırla iktidara geldiğini göreceksiniz..!

Sokaklarda yürürken çevrenize dikkatlice bakınız, modern görünümlü, saçları jöleli gençlerin eşleri türbanlı hanımlar da gayet bakımlı ve şık.

O salkım saçak sakallı, cüppelilerin yerini, bilişim teknolojileri, ekonomi, siyaset ve hukuk alanındaki gençler almıştır.

Bu büyük bir sabrın sonucudur. Sol cenahtakilerin ve Halkçı söylemlerde bulunanların ise uyuya kalmaları, treni kaçırmaları ise tesadüf değil, açık açık salaklıktır.

2007 SEÇİMLERİNDE ADALET VE KALKINMA PARTİSİ NEDEN BAŞARILI OLAMAMIŞTIR..? (DEVAMLA)

Aslında Adalet ve Kalkınma partisinin iktidarla erken tanışmaması kendi lehine bir geleceği hazırlamaktadır.

Bu Türkiye’deki AKP siyasi çizgisinde de, yukarıdaki mini yorumdaki anlatılanların muhalefet partilerince, ciddiye alınmamasından ve dikkatli siyasetin içerisinde bulunulmamasından kaynaklanmaktadır.

Siyasi tecrübe açısından yeni sayılabilecek Adalet ve Kalkınma Partisi için erken gelen iktidar, partiyi hazırlıksız yakalayabilir, parti ülkenin ekonomik, sosyal, hukuki sorunları ile uğraşacağına devletle uğraşma ve hatta çatışmak zorunda kalabilirdi.

İşte bu geçişte esasen Fas AKP’si için bir şans olarak değerlendirilebilir.

Siyasetin sultanlık tarafından kuşatıldığı bir ülkede, erken gelen başarı yeni bir Cezayir`i ortaya çıkarabilirdi.

Kral ve Muhalefet ile çatışacak bir AKP’nin, hem kendisinin hem de parlamenter sistemin sonunu getirebilmesi söz konusu olacağı için, bu bağlamda çok doğru bir tespittir.

Kralın vesayetinde bulunan bir rejim, Adalet ve Kalkınma Partisinin tek başına iktidara gelmesine razı olmayacaktır.

Parti her an kapatılma tehlikesiyle karşılaşacak, demokratik seçenek alternatif bir yol olmaktan çıkabilecektir.

BAŞARISIZLIĞIN FATURASI ESKİ BAŞKANA KESİLEREK YOLA DEVAM

Parti geçtiğimiz günlerde başkanını değiştirerek yeni başkanla yola devam edileceğini partinin yeni başkanın da, İslam ülkeleri ile iyi ilişkileri bulunan fizikçi Abdullah Benkıran` olduğunu açıklamıştır.

Yeni başkanın partinin şahinci kanadından olmasına rağmen dünyanın politik dilini iyi okuyan bir ekibi bulunmaktadır.

MİNİBİR YORUM:

Türkiye’deki AKP içerisinde de, bu “Şahinci Kanat” tanımlamaların duyanlarınız elbette ki çoktur.

Fas, AKP’si, eğer geçmişindeki hatalarından sağlıklı ders çıkarabilirse, muhalefet döneminde oluşturacakları iktidar projesiyle halkı ikna edebilirlerse, Fas`ın gelecekteki karar veren alternatif gücü haline dönüşebilirler.

Yani yasa da değiştirirler, İran’da Rıza Pehlevi’deki olduğu üzere, kralı da yok edebilirler.

MİNİ BİR YORUM:

Tabiki bu durum Fas Kralı VI. Muhammed’in uyanık yahut

saflığına bağlı…

Daha öncede belirttiğimiz üzere, Adalet ve Kalkınma Partisinin ileri gelenleri dünya siyasetini iyi izlemektedirler.

Onlar için asıl hedef ve elde edilecek zafer, yenilgilerden sonra elde edilecek olan iktidara erme muradına nail olmaktır.

Bir İslam Krallığı Devleti, Olan ‘Fas’ Hakkında Neler Biliyorsunuz…? (Beşinci Bölümün Sonu)

“Bir İslam Krallığı Devleti, Olan ‘Fas’ Hakkında Neler Biliyorsunuz” başlıklı yazımızın, (Altıncı Bölümünde) devamını okuyabilirsiniz.

Saygılarımla.

Öner SAMANLI

e-iletişim: onersamanli@hotmail.com

 
Toplam blog
: 295
: 3087
Kayıt tarihi
: 22.08.08
 
 

Prof.Dr. Öner Samanlı, yıllarını eğitim ve öğretim faaliyetlerine adamış, birçok bilimsel makalen..