Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ocak '08

 
Kategori
Emlak
 

"Mahalle emlakçıları" ile Re/Max'ın okumuş çocukları

"Mahalle emlakçıları" ile Re/Max'ın okumuş çocukları
 

Birkaç ay evvel, halen oturduğumuz evi satıp, üzerine üç-beş kuruş daha koyarak; beklentilerimizi daha fazla karşılayabilecek yeni bir ev alma kararı vermiştik. O günlerde de mevcut evimizi satışa çıkardık.

İki farklı gazeteye, sahibinden satılık ilanları verdik. Yedi-sekiz tane, ilgili internet sitesine de yine sahibinden satılık ilanı girdik. Bir de evin balkonuna, kocaman bir sahibinden satılık ilanı astık. Hiçbir emlak ofisine ya da son yıllarda sayıları hızla artan uluslar arası gayrimenkul yatırım danışmanlığı firmasına, evi satmaları için talep de bulunmadık.

Evin satışa çıkarılma sürecinin başlaması ve özellikle gazete ve internet ilanlarının devreye girmesiyle, evi gezip görmek isteyen normal alıcılardan çok emlak komisyonculuğu yapan kişi ve ofislerden geri dönüş aldık. Evin satışı ile ilgilenmek istediklerini, müşterilerine evimizi sunmak istediklerini ifade ediyor ve izin talep ediyorlardı.

İstisnasız her birine verdiğim cevap aynıydı: İsterseniz tabi ki müşterilerinize evi gösterebilir, evin fotoğraflarını çekebilir, internet sitelerinizde bu bilgi ve fotoğrafları paylaşabilirsiniz ancak balkonumuza ilan asmanıza müsaade etmeyiz ve de olur ya satış sizin müşterinize olacak olursa, size herhangi bir komisyon ödemeyiz. Çünkü bizim sizden, “<ı>evimizi satın” yönünde bir talebimiz yok, ilgilenmek isteyen, bizi arayıp bulan sizsiniz. Tabi bu mantıklı cevap karşısında, arayan hiçbir şahıs ya da ofis şartlarımıza karşı çıkmadı. Karşı çıkmadıkları gibi son derece de doğal karşıladı. Birçok müşteri getiren, gezip-gören, fotoğraflar çekip sitelerinde yayınlayanlar oldu.

Bir gün, yine internet sitelerinden birindeki ilanımızı gören Re/Max çalışanı, genç bir bey, irtibat telefonumdan bana ulaştı. Benzer taleplerini sıraladı. Ben de yukarıda ifade ettiğim aynı cevabımı belirttim. Genç kardeşimiz birden hiddetlendi ve başladı konuşmaya:

“Beyefendi. Siz galiba bizi tanımıyorsunuz. Bizi lütfen sokak arası emlakçılarıyla karıştırmayınız. Biz uluslar arası bir kuruluşuz. Ben üniversite mezunuyum. Ve bu işin de eğitimini aldım, halen de almaya devam ediyorum. Biz sizin dediğiniz gibi -lütfen buraya dikkat- gayr-ı ciddi, çalışamayız. İlanımızı asarız, sözleşmemizi yaparız, şunu yazarız, bunu okuruz...”

Sert kayaya çarptığının farkında değildi, gençliğinin verdiği hayat cehaleti ve idealist heyecanıyla da tabi...

“Bakınız Sevgili Kardeşim. Sizin firmanızın ne olduğunu ben gayet iyi bilirim, lütfen rahat olunuz. Birincisi ben sizi arayıp bulmadım, siz beni arayıp buldunuz. İkincisi ben size şartlarımı söyledim işinize geliyorsa buyurunuz, işinize gelmiyorsa size işlerinizde başarılar dilerim. Üçüncüsü de çok güzel, okumuş yazmış, bilinçli bir kardeşimizsiniz, belli ki bir şeyler hatta ve hatta eminim ki çok şeyler biliyorsunuz ama maalesef bilmediğiniz bir şey var. Lütfen hemen bir Türkçe sözlük alınız ve “gayr-ı ciddi” kelimesinin anlamını öğreniniz. Ve bu hatayı bir daha yapmayınız. Bunları size Re/Max eğitimlerinde öğretmiyorlardır sanırım, hayat okulunuz inan ki devam ediyor kardeşim.”

Bir süre telefonun diğer tarafında sessizlik oldu. Sonra kendini toparladı. Gönlümü almaya, özür dilemeye, hatasını affettirmeye, evime gelip tanışmak, evle ilgilenmek istediğini falan söylemeye çalıştı ama onları da beceremedi.

Bu olaydan sonra da, yine Re/Max ‘tan arayan farklı kişiler oldu. Her biri de son derece bilinçli, eğitimli ve düzgün insanlardı. Bazılarına bu durumu anlattım. İçlerinden biri, sanıyorum idari yetki ve sorumluluğu da vardı, ısrarla bu kişinin adını sordu. Vermedim. Galiba unutmuştum ismini ama unutmasam da vermezdim zaten. Gereken hayat dersini aldı zaten benden.

Re/Max, -kendi resmi sitelerinden aldığım bilgilere göre- 1973 yılında kurulmuş, 62 ülkede, 5882 adet ofis, 113.600 çalışanı olan ve dünya çapında gayr-i menkul satışı gerçekleştiren bir dev kurum. Son yedi yıldır da ülkemizde yapılanması, tam 154 adet ofisi var. Ancak böylesine etkin bir kurumsal kimliği olan bu global ve ciddi markanın, sanıyorum insan kaynakları eğitimlerine bir miktar daha dikkat etmesi gerekiyor.

Benim şahit ve muhatap olduğum olay inanıyorum ki bir istisnadır. Karşısındaki bir kişiyi, kendi kurumunun çalışma prensiplerini kabul etmediği için, teklifini geri çevirmesini; “gayr-i ciddilik” olarak nitelendirip, bunu da muhatabına azarlar gibi söylemenin, sanıyorum, yine kendisinin küçümsediği ve “sokak arası emlakçıları” olarak isimlendirdiği kişi ve ofislerde dahi yeri yoktur.

Bu durum sadece ve sadece, bir bilgi ve görgü meselesidir.

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..