Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ocak '18

 
Kategori
Alışveriş - Moda
 

"Mamutlar Zıplarsa"

"Mamutlar Zıplarsa"
 

Mamutlar Zıplarsa


Bundan on yüz milyon baloncuk yılı öncesi idi. İnsanoğlunun gökten zembille indiği, Mamutların zıplayarak oynadığı yıllardı. Kıtalar ayrışmamış, dil, inanç, ırk kavramlarının oluşması için yeterli beceriler kazanamamış insanoğlu günahı sevabı bilmeden yaşıyordu. Toprakları sınırları yoktu. Don yerine yaprak sarar, güneşlenirken havlu yerine Dinosauria derisinin üstünde yatardı. Gel zaman git zaman kıtalar çatırdayarak ayrıldı. İnsanoğlu oradan oraya hoplayarak zıplayarak en az üç çocukla çoğalmaya yüz tuttu. Aç olan daha az aç olanın mızrakla tuttuğu balığı habersizce yedi ve böylece küslükler kavgalara, kavgalar savaşlara, savaşlarda sınırları çizmeye başladı. İnançtan önce açlığı gidermek önemliydi. Devirler geçti. İnsanoğlu ‘bilgi açlığının’da doyurulması gerektiğini anladığı dönemlerde siyaset kavramı ortaya çıkarak kurumlar oluşturuldu. Devlet kurumu önemli hale gelerek çoğunluğun sesi olmaya aday gösterildi. O da yetmedi devletler kendilerince çözümler üreterek birlikler kurdular. Kazanırsak hep birlikte üleşeceğiz, kaybedersek halktan alacağız. Sonraları som altından tahtlarda oturarak ‘Afrika da ki aç insanların halini en derin duygularla hissediyorum’ diyenlerin dönemi başladı. Kuzu çevirmeli masalarında göbek büyüterek kendini seçen kitleleri dahi dinlemeden vurup kıran savaş çıkaran canı isteyince ‘özür dileyen’ ar namus bekçisi ve timsali devlet büyükleri emaneten baktıkları kurumu talan edip “ devletin malı deniz yemeyen keriz” ata sözüyle  şaklabanlık yapıp ceplerini dolduranların saltanatına yerini bırakmış oldu. Şu kısacık Hadis-i şerif ne güzel de anlatıyor dalkavukların taklalarını. “Devlet malı (hazine) belirli çevrelerin menfaati yapıldığı, emanet kelepir ve zekât angarya sayıldığı, ilim dinden başka gaye için tahsil edildiği, kişi karısına itaat edip annesine asi olduğu ve dostunu kendisine yaklaştırıp babasını uzaklaştırdığı, mescidlerde gürültüler baş gösterdiği, fâsık kimsenin kabilenin başına geçtiği ve aşağılık adamın milletin lideri olduğu, şerrinden korkulduğu için kişiye ikramda bulunulduğu,(Tirmizi)”

Sen insanların inançlarını özgürce yaşamalarına izin vermezsen, bir inancın diğerine hoş görü göstermesi gerektiğini ifade etmezsen çıkarın için fitne fesat yayarsan insanlar önce yurtlarını terk ederler ve aç karınlarını doyurmak için dinlerinden de vazgeçerler. Savaştan, baskıdan, eziyetten kaçan Müslüman mülteciler sayenizde can güvenliklerini korumak için Avrupa devletlerinden sığınma talep ederken dayatmalarından biri olan “din değiştireceksiniz” talebini uygulamak zorunda kalıyorlar.  Batıda ‘İslam Fobisi’ anlayışını güçlendiren Müslüman terör örgütleri ile uğraşmak gerekirken Avrupa Birliğine sataşmalar, sağdan soldan özür dilemeler, kadın özgürlüğünü sorgulamalar, Osmanlıcılık oynamalar. Vatandaş zaten kör bir kuyuya atılmış, dindar birey, dinin otantik yapısı olarak sunulan görüşler, dini büyük ölçüde taşıyan gelenek ve gelenekten farklılaşan modern yaşam tarzı arasında sıkışmış, otantiklik iddiasıyla hem geleneği, hem de modernliği karşısına almış, bazen her ikisine karşı duran, bazen uzlaştırıcı tavır gösteren psikolojik bir çatışma içinde nefessiz kalmış halde iken senin dertlerine bak. Tam bir şovenist. Mamutlar yaşasaydı eğer onlara bile ‘eyy Mamuterya  lideri Rusya ya kuyruk sallıyormuşsun, sallatmam.  Esede Esad diyormuşsun, dedirtmem. İsrail’e dişlerini satıyormuşsun. Onda sorun yok satabilirsin .  Bu kafayla daha çoook vatandaşı dininden edersin.  “Bak  o gün her ümmetten bir şahit getiririz. (Nahl:84) “

Esenlikle..

2016

 
Toplam blog
: 21
: 216
Kayıt tarihi
: 12.12.11
 
 

Eğitimci, Aşkadaşım ve Aşkolsun kitaplarının yazarı. ..