Mehmet Topal’a silahlı saldırı, Fenerbahçe’nin yolunu erkenden kesmedir!

Olacağı buydu!.

4 Nisan’da, Rizespor maçı dönüşü, Rize-Trabzon yolunda Fenerbahçe otobüsüne silahlı saldırı...

Katliam girişimi; katliamdan şans eseri kurtulma...

Valinin, silahlı saldırıyı “taş atma”ya bağlaması...

Yayın yasağı...

Ve küllenmeye bırakılan saldırı...

Aziz Yıldırım’ın daha nasıl söylesin dedirtecek saptaması:

“Rize olayı aydınlatılmadıkça tarihe faili meçhul cinayet olarak geçecektir. Çünkü o bir cinayet girişimidir. Devletten bunun aydınlatılmasını bekliyoruz. Ama maalesef üstü kapatılmaya çalışılıyor. Bunun üstünün açılmasını, faillerinin bulunmasını istiyoruz.”

Açıklamanın Türkçeden Türkçeye çevirisi:

"Devlet, olayı aydınlatmak istemiyor."

Ve bugün İstanbul’da, içinde Uygar Mert Zeybek'in de bulunduğu Mehmet Topal’ın aracına silahlı saldırı...

*****

Birkaç gündür, cuma günü  futbola dönüyoruz ya, yazı konusu olarak, kafamda şu soru vardı:

Fenerbahçe’nin yolu, bakalım, bu sezon nasıl kesilecek?

(3 Temmuz’la başlayan sürecekte gördüklerimiz:
Şampiyonluk kupasının Fenerbahçe’de kalması, getirisinin ikinciye verilmesi...
UEFA’nın yol kesmesi, Avrupa yolunu tıkaması...
Fenerbahçe’nin, iki sezon önce, Avrupa’ya gidemeyeceği için şampiyonluğuna ses çıkartılmaması!..
Geçen sezon, 4 Nisan saldırısıyla takımın havasının bozulması; şampiyonluğun elden gitmesi...)

Mehmet Topal’ın aracına silahlı saldırı, Fenerbahçe’nin bu sezon da “hedef”e konduğunu gösteriyor.

İlginç olan ne?

Fenerbahçe'nin, sezonun ilk maçının cuma günü kendi evinde olması..
Kombine satışlarının 40 bine yaklaşması...
Yenilenen ve güçlenen kadro, büyük umutlar ve coşkuyla yeni sezona hazırlanış...
Koalisyon kurulması yolunda dünden perşembeye uzanan iyimser hava...
Her gün gelen şehit haberleri, terörün, belirsizlikten yararlanması...

Olanlar, yaşananlar, gelişmeler, ortam...

Gel de Mehmet Topal’ın aracına yapılan saldırının planlı bir saldırı olduğu düşünme!..

Düşünürsün:

Tribünler, kışkırtılmak isteniyor.

*****

Anlaşılan o ki, geçen sezon boş kalan tribünler dolacak.

Tribünler, yeni umut ve beklentilerle coşarken, ülkemizin içinde bulunduğu "ortam", kaygıları da birlikte getirecektir.

“Boşluk”tan yararlanan, güç gösterisiyle yol alan terör, “futbol terörü”ne yatkın olanlara bulaşırsa, işte o zaman yandık!. “Renk aşkı”yla yanan, başkasına yaşama, ilerleme, parlama şansı tanımak istemeyen “azgın taraftar”, tribünlerde ve dışarısında tehlikeli olabilir.

Uyanması gerekenler, artık uyanmalı.

Yoksa, 4 Nisan katliam girişimi “faili meçhul” durumdayken, bu saldırı da önemsenmez, bir bahaneye bağlanırsa, işin ucu nereye gidecek?

Deplasmanlara, etkili ve caydırıcı önlemler alınmazsa, nasıl gidilecek?

Son söz:

“Daha önce de faciadan şans eseri kurtulan futbol takımımızın yaşadığı silahlı saldırının aydınlatılmasına yönelik başvurularımızın hala sonuçlanmamasını manidar bulmaktayız.” (Fenerbahçe Spor Kulübü)

https://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com