Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Haziran '11

 
Kategori
Güncel
 

“Millet iradesi”, kadim bir demokrasi yalanıdır!

“Millet iradesi”, kadim bir demokrasi yalanıdır!
 

Her seçim sonrası siyasilerin ağızlarına pelesenk olan “millet iradesi” gibi basmakalıp sözlere eskiden beri alerji gösteririm. 

Ülkeyi büyük bir sahne gösterisine çeviren siyaset ve medya “oyuncuları”nın, göz boyayarak elde ettikleri siyasal başarıyı, neden “halk iradesi”, “milletin tercihi” gibi kavramlarla izah gereği duyarlar anlayamam. 

Gerçek şu ki demokrasinin vazgeçilmez temel öğelerinden biri sayılan serbest seçimler, aslında ne hiçbir zaman serbest olmuştur ne de ortaya çıkan sonuçlara “halk iradesi” demek mümkündür. 

Tek lider ya da biravuç siyasetçinin tercihleri ile oluşturulan listeleri halkın önüne koyarak çıkan sonuçları “irade” diye tanımlamak komik değil midir? 

Listeleri oluştururken başvurulan yöntemler demokratik, katılımcı olsa da, sermayenin ve devlet erkinin gücünü kullananlarla, dolmuş parasını zor denkleştiren kesimlerin gireceği yarışın “eşit ve adil” olduğunu söyleyebilmek mümkün müdür? 

Hadi diyelim bir sürpriz oldu, “dolmuş parasını zor denkleştiren kesimlerin “ kazandığı bir seçimin, ülkedeki yerleşik güç ve iktidar odakları tarafından “meşru” kabul edileceğinin, engellenmeyeceğinin bir garantisi olabilir mi? 

Ağırlıkla, “Demokrasi ve Özgürlük Bloku” olarak seçimlere girip, milletvekili seçildikten sonra “seçilirsiniz ama cezaevinden seyredersiniz meclisi” denilen milletvekillerinin başına gelenler, bunları düşünmeme neden oldu. 

Gerçi CHP’den Balbay ve Haberal, MHP’den Alan örneklerini de unutmuş değilim. 

Ama bu kişilerle, BDP desteği sayesinde bağımsız milletvekili seçilenlerin durumu aynı değil. 

Haberal, Balbay ve Alan’ın milletvekili seçilseler bile meclise giremeyecekleri konusunda Başbakan Erdoğan’ın kulaklara su kaçıran açıklamasının üzerinden bir ay bile geçmedi. 

Ne demişti Başbakan, bu adaylarla ilgili yaptığı alaycı konuşmasının sonunda: 

“Bunlar milletvekili seçilseler bile meclise gireceklerinin bir garantisi var mı?” 

Laflarını fazla eğip bükmeden konuşan Başbakan, bence yaşanacakları önceden söylemişti. 

Yani “bunların tahliyelerine madem yargıçlar karar verecek, nerden biliyorsunuz onları dışarı çıkaracaklarını” demek istemişti. 

Başbakanın, yargıçlar “hükümet güvencesi” pardon anayasal güvence altındadırlar, bu değerli yargıçların kararlarına nasıl seçimden önce ipotek koyabilirsiniz şeklindeki derin mesajını anlayamamış muhalefet partileri. 

Özetle, onları içeri aldıran irade “millet iradesi” olmadığına göre, dışarı çıkaracak olan irade de doğal olarak “millet iradesi” olamayacaktır. 

Demokrasi, haklar ve özgürlükler konusunda iyi bir sicile sahip olmayan AKP’nin, en son yargı kurumlarına müdahale de bulunup, yargıyı iyice siyasallaştırmasıyla hukuka ve yargıya olan güvenin ciddi şekilde aşındığı açıkça görülüyor. 

Bu nedenle seçilen adayların, TBMM yerine hapishaneden “milletvekilicilik” oynayacak olması, çok büyük bir sürpriz sayılmamalıdır. 

Milletvekillerini “içeride” tutan bu yargı kararları, demokrasimizin ve yargımızın niteliği konusunda son derece önemli ve öğretici olmuştur. 

Bu yargı kararları, “söz dinleyen”, “durumdan vazife çıkaran” yargıçlara da sahip olduğumuzu göstermiştir. 

Baştaki konuya dönecek olursak, oynadığımız demokrasi oyununda bile hileli yollara başvurmaya çekinmiyoruz. 

Oyun sırasında habire kural değiştiriyoruz; bir adaya önce yeterlilik veriyoruz, milletvekili olduğuna dair mazbatasını da eline tutuşturuyoruz, ardından resmen “okuldan kovuyoruz”. 

“Mim”li milletvekillerinden ise “mapusane çeşmesinden şarkı söylemesini” istiyoruz. 

Ve bütün bunları sözde “millet iradesi” ile sonuçlanan bir büyük seçimin ardından yapıyoruz. 

Ekonomi uzmanları bir ekonomik kriz yaşandığında, “krizin fırsata çevrilmesinden” dem vururlar ya.. 

Ben de safça, bu siyasi krizin özgürlükler, haklar, demokrasi, siyasi temsil, Kürt sorunu, özgürlükçü anayasa, bağımsız ve tarafsız yargı konularında “fırsata dönüştürülmesini” diliyorum. 

 
Toplam blog
: 152
: 700
Kayıt tarihi
: 17.07.08
 
 

Trabzonluyum ve bu kentte yaşıyorum. Kamuda inşaat mühendisi olarak çalışıyorum. Resmi görevimin..