Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Kasım '15

 
Kategori
Güncel
 

"Milletim beni istediği yerde yatırsın, yeter ki beni unutmasın"

"Milletim beni istediği yerde yatırsın, yeter ki beni unutmasın"
 

Yine günlerden 10 Kasım ve biz O'nu anıyoruz.
 
Tanımayanları, anlamayanları, anmak istemeyenleri geçiyorum. Ananlar ne kadar tanıyor, ne anlıyor ve ne kadar yaşatıyor ?
 
Anılması değil, sorulması gereken bu bence...
 
1938 yılının 10 Kasım'ından bu yana anıyor, özlüyoruz. Hele de son yıllarda " Bir daha çık gel Samsun'dan" diyerek, yine bizi O kurtarsın diye bekleyenlerimiz var.
 
Bugün O'na saygı duruşunda bulunanların, Atatürkçü olduğunu söyleyenlerin bir kısmı da okumuyor, anlamıyor, bilmiyor,  kim olduğunu ve fikirlerini...
 
Anlasa, " Fikirlerimi takip edin" dediğini hatırlayıp, Atatürk' ü ve Atatürkçülüğü  O' na "ayyaş" diyenlere, vals yapmasını eleştirenlere karşı, zeybek oynadığı fotoğrafları sosyal medyadaki hesaplarında inadına paylaşarak, rakı kadehlerini resmine tokuşturarak koruyabileceği ucuzluğu ve kolaycılığını göstermeyecek, dil uzatanlarla aynı dilden konuşmayacak.
 
Atatürk'ü ve O' nun fikirlerini anlayıp, uygulayarak, gerçekten koruma ve yaşatma yolunu seçecek.
 
Daha çok poster Atatürkçülüğü, rozet Atatürkçülüğü bugünün Atatürkçülüğü maalesef...
 
Atatürk de, herkes, hepimiz gibi bir insandı. Elbette O'nun da her insanda bulunan artı, eksi pekçok yönü vardır.
 
Ancak inkâr edilemeyecek bir gerçek var ki; O, yüksek bir karaktere, inanca ve çalışkanlığa sahip, vatanını ve insanı seven, irade sahibi ve çok zeki, ileri görüşlü bir insan ve bir liderdi.

Pekçok yönü ile dünyada eşine pek sık rastlanmayanlardan biri hem de...
 
Bunu sözlerinde ve düşüncelerinde de açık biçimde görebilmek mümkün.
 
Ben binlercesinden çok az bir kısmını ve bizlere verdiği işaretlerin bugün için en anlamlı olanlarını aldım aşağıda:
 
"Kendiniz için değiI, bağIı buIunduğunuz uIus için eIbirIiği iIe çaIışınız. ÇaIışmaIarın en yükseği budur."

 "Türkiye Cumhuriyetinin, özeIIikIe bugünkü gençIiğine ve yetişmekte oIan çocukIarına hitap ediyorum: Batı senden, Türk’ten çok geriydi. Manada, fikirde, tarihte bu böyIeydi. Eğer bugün batı teknikte bir üstünIük gösteriyorsa, ey Türk Çocuğu, o kabahat da senin değiI, senden öncekiIerin affediImez ihmaIinin bir sonucudur. Şunu da söyIeyeyim ki, çok zekisin!. Bu beIIi. Fakat zekanı unut!. Daima çaIışkan oI.’

"Cumhuriyet fikir serbestIiği taraftarıdır. Samimi ve meşru oImak şartıyIa her fikre saygı duyarız.

Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip oImak, seçtiği bir dinin icapIarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim oIunamaz. "

"İnsan topIuIuğu kadın ve erkek deniIen iki cins insandan mürekkeptir. KabiI midir ki, bu kütIenin bir parçasını iIerIeteIim, ötekini ihmaI edeIim de kütIenin bütünIüğü iIerIeyebiIsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirIerIe bağIı kaIdıkça öteki kısmı gökIere yükseIebiIsin? "
 
"AnaIarın bugünkü evIatIarına vereceği terbiye eski devirIerdeki gibi basit değiIdir. Bugünün anaIarı için gerekIi vasıfIarı taşıyan evIat yetiştirmek, evIatIarını bugünkü hayat için faaI bir uzuv haIine koymak pek çok yüksek vasıfIar taşımaIarına bağIıdır. Onun için kadınIarımız, hatta erkekIerimizden çok aydın, daha çok feyizIi, daha fazIa biIgiIi oImaya mecburdurIar; eğer hakikaten miIIetin anası oImak istiyorIarsa. "

"Bir dinin tabiî oIması için akIa, fenne, iIme ve mantığa uygun oIması Iazımdır. "

"Büyük dinimiz çaIışmayanın insanIıkIa hiç iIgisi oImadığını biIdiriyor. Bazı kimseIer çağdaş oImayı kafir oImak sayıyorIar. AsıI küfür onIarın bu zannıdır. Bu yanIış tefsiri yapanIarın maksadı İsIamIarın kafirIere esir oImasını istemek değiI de nedir? Her sarıkIıyı hoca sanmayın, hoca oImak sarıkIa değiI, dimağIadır. "

"Gerçi bize miIIiyetçi derIer. Ama, biz öyIe miIIiyetçiIeriz ki, işbirIiği eden bütün miIIetIere hürmet ve riayet ederiz. OnIarın miIIiyetIerinin bütün icapIarını tanırız. Bizim miIIiyetçiIiğimiz herhaIde hodbince ve mağrurca bir miIIiyetçiIik değildir. "
 
"Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye haIkına Türk miIIeti denir."

"ArkadaşIar, efendiIer ve ey miIIet, iyi biIiniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhIer, dervişIer, müritIer, meczupIar memIeketi oIamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır."
 
"Biz cahiI dediğimiz zaman, mektepte okumamış oIanIarı kastetmiyoruz. Kastettiğimiz iIim, hakikati biImektir. Yoksa okumuş oIanIardan en büyük cahiIIer çıktığı gibi, hiç okumak biImeyenIerden de hakikati gören gerçek aIimIer çıkabiIir."
 
"Tarihi yaşadığımız gibi yazdık, fakat geIeceği cumhuriyete inananIara, onu koruyanIara ve yaşatacakIara emanet etmek Iazımdır. "
 
Ve bir anı:

Büyük Önder Atatürk’ün hizmetinde bulunanlardan Cemal Granada anlatıyor:

“Bir gün Atatürk, tarihle ilgili bir kitap okuyordu. Öylesine dalmıştı ki, çevresini görecek hali yoktu. Bir sürü yurt sorunu dururken devlet başkanının kendini kitaba vermesi Vasıf Çınar’ın biraz canını sıkmış olmalı ki Atatürk’e şöyle dediğini duydum:

- Paşam! Tarihle uğraşıp kafanı yorma… 19 Mayıs’ta kitap okuyarak mı Samsun’a çıktın?

Atatürk, Vasıf Çınar’ın bu içten yakınmasına gülümseyerek şöyle karşılık verdi:

- Ben çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydım, bu yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım.

Atatürk, Samsun'dan bir daha çıkıp gelmeyecek. Biz onun bilgisi, azmi, çalışkanlığı ve cesaretine sahip olacak ve bu özelliklerde yeni Mustafa Kemal' lerin yollarını açacağız.

Herkes Allah'ın kendisine bahşettiği özelliklerle dünyaya gelir, iradesini de kullanarak yine O' nun kendisi için takdir ettiği kaderi yaşar.

Ancak çok az insanın kaderi, isminde bu kadar açık okunur.

Mustafa Kemal ATATÜRK..

" Mustafa olarak doğdun, Mustafa Kemal oldun ve Atatürk olarak öldün"

Naçiz vücudun, söylediğin gibi toprak olalı çok oldu.

Sen şimdi Türkiye'nin kalbi Ankara' da memleketin her köşesinden gelen vatan toprağındasın.

Bil ki; seni gerçekten anlayanlar sadece saygı ve özlemle anmıyor, her gün fikirlerini rehber edinmeye ve senin ışığını yaymaya, yaşatmaya çalışıyor.

Nurlar içinde uyu!

Bu blog Milliyet.com.tr sitesinden 22 kez görüntülenmiştir

 
Toplam blog
: 115
: 830
Kayıt tarihi
: 18.11.12
 
 

1967 yılında İstanbul'da doğdum.Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesinden 1988 yılınd..