Milliyet.com.tr'nin düzenlediği ödüllü yarışta uzak ara öndeyim efendim!

Tam 14 650 puanım oldu efendim.  Yarışma başladığında ben de Noel tatiline girmiştim ve o gün bugündür yarışmanın içindeyim.

Okuduğumuz her habere 10 puan veriyor Milliyet. Com.tr. İlgilileri. 14 650 puanım olduğuna göre tamı tamına 1465 haber okumuşum. Dile kolay efendim 1465 adet haber!

Söz konusu büyük ödül Viyana, Budapeşte ve Prag! Yani efendim “Orta Avrupa seyahati”!

Valizlerimi şimdiden hazırladım. Çok iyi biliyorum ki yarışmada uzak ara birinciyim!

Tamam, gözlerim haber okumaktan biraz helak oldu ama bence değer! Hoş; göz yormadan puan almanın bir yolunu da bulduk. Biraz geç oldu ama temiz oldu! Haaa! “Nasıl oldu bu iş Culduz Efendi?” diye soracak olursanız, sizlerden saklayacak değilim!

İlk başlarda Milliyet.com.tr’de çıkan haberleri efendi efendi okuyor, ondan sonra da “Tıkla ve puan kazan” butonuna basarak puanımı tahsil ediyordum efendim.

Puanlarım artıp duruyordu tabii… 350, 420, 580… Ama ne var ki biraz yavaş artıyordu haliyle.

Neden bilmem beni şeytan dürttü!

Başladım haberleri göz ucuyla okumaya! Baktım göz ucuyla okumaya da puan veriliyor, sadece haber başlıklarına bakarak puan tahsil etmeye başladım. İşim işti sizin anlayacağınız. Ama bu sefer de Milliyet. Com.tr’ deki haberler az gelmeye başladı! Benim hızıma yetişemiyordu ilgililer!

Ben de naapim? Okuduğum haberleri bir daha okuyayım diye düşlündüm ama sonuç fiyasko çıktı tabii.

Her denememde “Bu haberden puan kazanmıştınız Culduz Efendi” uyarısı geldi!

Siz şimdi tutup “Senelerdir Avrupalarda yaşıyorsun Culduz Efendi; işin ‘i…liğine! kaçmasan olmaz mı” derseniz,  yanılırsınız!

Tamam, 35 senedir gurbet ellerdeyiz ama 6 seneyi aşkın MB deneyimimiz var! Bir şeyler kaptık haliyle!

Mesela...

Havasından mı, suyundan mı bilmem ama memlekete gelince bana bir haller oluyor dostlar!

İşin "İ...neliğine" kaçmadan duramıyorum!

Diyelim ki araba kullanıyorum o geniş otoyollarımızda… İnanır mısınız, bir gözüm de “emniyet şeridinde”… Trafik sıkışık olmasa bile emniyet şeridinden gazlamak çok hoşuma gidiyor benim!

Hele ışıklarda beklerken yeşil yanar yanmaz kornaya basmak… O kadar zevkli ki!

Sıralara kaynak yapmak…

Bir dükkâna girince “Selam ün aleyküm, hayırlı işler” dememek!

“Teşekkür ederim” sözcüğünü unutmak ve de “merhaba, günaydın” deme zorunda olmamak!

İnsanı hem özgür, hem de mutlu kılıyor valla!

Haaa! Bir restorana girerken “kimseyi iplemeyen” havalardayım ben de ama henüz “garson” dostlara “sen” diye hitap etmek ve de onlarla “emir kipiyle” (şunu getir, bunu getir diye) konuşmak cesaretini elde edemedim bugüne kadar!  Üzerine tükürülmüş bir çoban salata veya ızgara köfte pek lezzetli olmasa gerek!

Üzüm üzüme bakarak şey oluyor malumunuz!

Bizim melmekette işin “i…neliğine kaçmayana” salak diyorlar efendim!

Vakti zamanında “mesai saatinde internetle haşır neşir olma” konusunda çok atıp tuttuğumdan  şantiyedeki konteynırda bulunan bilgisayara uzak duruyorum ama ne zamana kadar bilmem.

Şu MB’ye üye olduğumdan beri uyku öncesi hayallerimde de büyük değişiklikler oldu.

Yılbaşı büyük ikramiyesi bana çıksa… Ya da efendim sayısaldaki cekpot bana toslasa…

Mok gibi param olsa!

Ne mi yaparım?

Öncelikle her Türk erkeğinin yapacağını yapar evdeki hatunu boşarım efendim.

Sen zaten bekârsın Culduz, demeyin bana!

İnadına evlenir ondan sonra da boşarım!

Ve daha sonra da efendim, biti kanlanmış her Türk erkeği gibi villamın önüne Ferrarileri, Mercedesleri, Porşeleri dizerim!

“Ulan bu ne biçim görgüsüzlük?” diyen olursa  “Bu benim hobim” derim!

Bu hıyarlığımı perdelemek için de patates toplar gibi  “Türk ressamlarının” eserlerini toplarım!

Bu kadar basit yani!

Haaa! Yarışma dedik değil mi?

Gördüğünüz gibi laf lafı açıyor işte!

Evet efendim… Milliyet. Com.tr’mizin düzenlediği  “Orta Avrupa gezisi” ödüllü yarış son hızıyla devam ediyor!

Ayıptır söylemesi tam 14 530 puanım var!

Uzak ara birinciyim, ME BE'yi, yani sizleri temsil ediyorum!

Şimdi bana müsaade edin de Com. tr’ye  gidip haber tıklayayım!

Malumunuz; vakit nakittir!