Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Şubat '12

 
Kategori
Siyaset
 

"MİT" DE "BİT" YENİĞİ...

"MİT" DE "BİT" YENİĞİ...
 

Belki biraz uzun yazı olacak, ama önce tabloyu ortaya koyalım…

2937 sayılı “Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu”nun 26. Maddesi şöyleydi:

“Madde 26 - MİT mensuplarının görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan ötürü haklarında cezai takibat yapılması Başbakanın iznine bağlıdır.”

Şimdi gelelim aynı kanunun 4 ncü maddesindeki “Görevler” bölümüne…

Yasa, Milli İstihbarat Teşkilatının görevlerini şöyle sıralıyor…

“Madde 4 - Milli İstihbarat Teşkilatının görevleri şunlardır;

a) Türkiye Cumhuriyetinin ülkesi ve milleti ile bütünlüğüne, varlığına, bağımsızlığına, güvenliğine, Anayasal düzenine ve milli gücünü meydana getiren bütün unsurlarına karşı içten ve dıştan yöneltilen mevcut ve muhtemel faaliyetler hakkında milli güvenlik istihbaratını Devlet çapında oluşturmak ve bu istihbaratı Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri ile gerekli kuruluşlara ulaştırmak.

b) Devletin milli güvenlik siyasetiyle ilgili planların hazırlanması ve yürütülmesinde; Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri ile ilgili bakanlıkların istihbarat istek ve ihtiyaçlarını karşılamak.

c) Kamu kurum ve kuruluşlarının istihbarat faaliyetlerinin yönlendirilmesi için Milli Güvenlik Kurulu ve Başbakana tekliflerde bulunmak.

d) Kamu kurum ve kuruluşlarının istihbarat ve istihbarata karşı koyma faaliyetlerine teknik konularda müşavirlik yapmak ve koordinasyonun sağlanmasında yardımcı olmak.

e) Genelkurmay Başkanlığınca Silahlı Kuvvetler için lüzum görülecek haber ve istihbaratı, yapılacak protokole göre Genelkurmay Başkanlığına ulaştırmak.

f) Milli Güvenlik Kurulunda belirlenecek diğer görevleri yapmak.

g) İstihbarata karşı koymak.

Milli İstihbarat Teşkilatına bu görevler dışında görev verilemez ve bu teşkilat Devletin güvenliği ile ilgili istihbarat hizmetlerinden başka hizmet istikametlerine yöneltilemez. Milli İstihbarat Teşkilatı birimlerinin görev, yetki ve sorumlulukları Başbakanca onaylanacak bir yönetmelikte belirtilir.”

Aynı yasanın “Yetkileri” başlığını taşıyan 5 nci maddesinin son fıkrası ise şöyle:

“Bu Kanunda yazılı görevlerin yerine getirilmesi sırasında genel zabıtaya tanınmış olan hak ve yetkilerin, MİT mensuplarından kimlere tanınacağı, yönetmelikte belirtilir.”

Kısa sürede ulaşmayı ümit ettiğim tüm kaynakları araştırdım…

Bu sözü edilen “Yönetmeliği” bulamadım. Bundan dolayı da “Yönetmelik” faslını geçiyor, “Kanun” faslına giriyorum.

Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu”nun 26. Maddesi, 17.2.2012 tarihinde 6278 sayılı Kanun ile değiştirilerek şöyle oldu.

MADDE 26 – MİT mensuplarının veya belirli bir görevi ifa etmek üzere kamu görevlileri arasından Başbakan tarafından görevlendirilenlerin; görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan dolayı ya da 5271 sayılı Kanunun 250 nci maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren suçları işledikleri iddiasıyla haklarında soruşturma yapılması Başbakanın iznine bağlıdır.”

Bir de geçici madde eklendi, şöyle:

 “GEÇİCİ MADDE 4 – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hâlen devam eden soruşturma ve kovuşturmalar hakkında da 26 ncı madde hükümleri uygulanır.”

Değişikliğe dikkatle baktığımızda, “İktidarın ne yapmak istediği” açıkça ortadadır. AKP iktidarı, kendi “Derin Devleti”ni kurma ve bu yolla da yarattığı “Korku” yöntemini pekiştirmeye çalışmaktadır.

Aslına bakarsanız, alel acele çıkardıkları kanun ile bu yasanın değiştirdikleri 26 ncı maddesi, aynı kanunun 4 ncü maddesindeki “Görevleri” başlıklı 4 ncü maddesi ile çelişki halindedir.

Kanunun 4 ncü maddesinde sıralanan “Görev” tanımları “İstihbarat” ile ve onun “Paylaşımı” ile sınırlıdır.

Şöyle yazıyor kanunda: “…Milli İstihbarat Teşkilatına bu görevler dışında görev verilemez ve bu teşkilat Devletin güvenliği ile ilgili istihbarat hizmetlerinden başka hizmet istikametlerine yöneltilemez…”

Bir başka ifade ile, başbakanlar Milli İstihbarat Teşkilatına, yasada emredici hüküm olmasına rağmen, başka hangi görevlerde kullanılabilir?

Var sayalım ki “Görevlendirme” yapıldı…

Peki, o zaman söyler misiniz, başbakan “Tek diye emretti, biz de şak diye yaptık” mı diyerek kendilerini savunacaklar?

Bir soru daha…

Öyle “Tak” diye emredilip “Şak” diye yerine getirince nerede kalıyor “Hukuk devleti” denilen şey?

Bir başka soru daha…

Başbakanlar, belirlenen görevler dışında görev verdiklerinde, yasa dışına çıkılırsa ve başbakanlar izin vermedi diye yargılanamazlarsa…

İşte o zaman, kimsenin “derin devlet” veya “Faili meçhul” şikayetinde bulunmaması gerekir.

Çükü başbakanlar “Tak” diye emretmiş, görevliler de “Şak” diye yerine getirmişlerdir. Suçsuzlardır, günahsızlardır ve sadece görevleri dışı da olsa, başbakanlar emretti diye yapmış olacaklardır.

Sonuç: AKP iktidarı ile başlayan “Karşı devrim” hareketi, çaktırmamaya çalışılarak adım adım ilerlemektedir.

Bizden söylemesi…

Gerisi, sanık başına gittiğinde demokratik hakkını kullanan vatandaşın tercihidir.

Biz tercihimizi, bunlara karşı durarak gösteriyoruz…

18 ŞUBAT 2012
İBRAHİM PEKBAY

 

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..