"Muhteşem Yüzyıl" başbakana cevap vermeye mi çalıştı?

Dizinin başrol oyuncusu, Kanuni’yi canlandıran Halit Ergenç, geçtiğimiz dönemlerde attan düşüp sakatlandığında, Allah’ın işi ve intikamı olarak lanse edilmişti hatırlarsanız. Dizide Harem kadınlarının dekolte kostümleri de çokça tartışılmıştı. Dekolteye laf söylenmiyormuş gibi yapıp, sarayın soğuğunda öyle gezilemeyeceği söylenmişti. Sonra da dizinin senaristi Meral Okay hayata gözlerini kapadı. Ve İslamcı basın bu haberi, “o kadın öldü” diyerek duyurdu.

 

Kanuni’nin kötü lanse edildiği hep savunuldu. Hem de dini anlamda büyük bir değer atfettikleri bir padişahın özel yaşamına değinilmesi bu kesimi çok rahatsız etmişti.

 

İşin aslı Osmanlı’ya ilişkin her yapımda milli tarih vurgusunun yapılması alışılmış olandı. ‘Şanlı’ tarih mutlaka insanlara gösterilmeliydi. Ancak Muhteşem Yüzyıl dizisi, bu tarihle ilgili bir dizi değildi. Dünyanın her yerinde yapılan, tarihi karakterlerin gerçek, olayların kurgu olduğu bir yapımdı. Bu da zaten dizinin yapımcıları tarafından söylendi defalarca.

 

İşin bu yönü bir kenarda dursun, dizinin 76. bölümünde, yapılan tartışmalara cevap niteliği taşıyan bazı replik ve görüntüler oldu. Dizinin son sezonu olduğuna, hatta sezon ortasında biteceğine ilişkin söylentiler yayılmışken, yayınlanan son bölümde Kanuni öyle bir şey söyledi ki… “İktidar tehdittir. Kör ve sağır eder.” İşte bu söz kulağa, başbakana cevap vermek için söylenmiş gibi tınlıyor. İktidarın insanları tehdit edişinin ve insanların buna boyun eğişinin naif bir yorumu değil mi? Bence öyle. Ancak belirtelim ki fragmanda yer alan bu sözler, yayınlanan bölümde yer almadı.

 

Bu söz ne kadar tartışılır, buna iktidar cevap verir mi, bilmem. Bildiğim tek şey, insanların sosyal yaşamına bir müdahale şekli olarak, bir dizinin yayından kaldırılması tehdidinin var olması… Diziyi hiç izlememiş, bahsettiğim son detayı sosyal medya yoluyla öğrenmiş biri olarak, izlemediğim ve açıkçası beğenmediğim halde, sonsuz bir istekle dizinin devamını istiyorum. Bu iktidara muhalifliğin verdiği bir reaksiyon olabilir. Sırf başbakan istiyor diye, insanların beğenisine sunulan bir yapım yayından kaldırılamaz.

 

Dizinin bu bölümünde başka dikkat çeken bir nokta da Hürrem Sultan’ın başını örtmüş olmasıydı. Sanırım senaristler bir noktada yumuşama sinyali veriyor. Ama öyleyse o söz ne demek? Ya da şunu mu söylemek istediler. “İktidar tehdit etti. Biz de kör ve sağır olduk. Boyun eğdik.” Bu, belki de iktidara yönelik mesajı tamamlamak adına yapıldı. Onlarca yorum yapılabilir. Tabi, başbakanın ve muhafazakâr kesimin gönlünü almak için Hürrem’in başını kapatmış olması da mümkün.

 

Beğenelim ya da beğenmeyelim, fikir ve sanat eserlerinin özgürlüğünden bahsedeceksek, bu dizinin devamı şart. Çünkü asıl mesele, muktedirin kendi fikrini dayatma, diğer fikirleri yok sayma ve yok etme anlayışıdır. İşte hal böyle olunca, İstanbul Kongre Merkezi’ndeki heykeller oraya gelecek başbakanı rahatsız etmesin diye kaldırılır. Ve başbakan hangi sanat eserinin gerçekten eser olduğuna kanaat getirecek bir otorite haline gelir.

 

Son olarak belirtmek gerekir. Harem bir kadın sığınma evi değildi. Padişahın eş seçtiği bir kurumdu. Kanuni’nin 12 adet çocuğu, (bazı kaynaklara göre bu rakam 13’tür.) at sırtında yapmadığını da bilmek gerekiyor. Ve elbette hepsinin aynı anneden doğmadığını da… 

 

Muhteşem Yüzyıl iktidara bir mesaj vermeye çalışıyor mu, bilinmez. Ancak muhalif damarımıza dokunduğunu söyleyebilirim. “İktidar tehdittir. Kör ve sağır eder.”

 

www.twitter.com/dgnozcn