Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '10

 
Kategori
Siyaset
 

"Ne ordusu kardeşim?... Bırakın işimizi yapalım.."

"Ne ordusu kardeşim?... Bırakın işimizi yapalım.."
 

"Orduya hiç gerek yok, hele apoletlilere hiç.."


"Bu ordudan bir şey olmaz kardeşim. Hepside yiyip içip yan gelip yatıyor. Yok generalmiş, yok paşaymış ne yapıyorlar sanki."

Sabah akşam tarihin gördüğü en "başarılı hükümete", yani hükümetimize karşı darbe planları yapıyorlar, bizleri sırça köşklerimizden nasıl alaşağı edeceklerinin planlarını yapıyorlar.

Bu ordu ile mücadele etmek lazım.

Mücadele edelim de nasıl? Önce bunların "darbeci yüzlerini" teşhir edelim. Edelim ki yüce milletimiz çocuklarını nasıl ellere teslim ettiklerini görsünler. Vefakar ve cefakar insanlarımızdan kesilen vergilerin kimleri, hangi paşaları ihya ettiklerini görsünler. Yok efendim öyle dört yıldızlı paşaymış, generalmiş. Sökeceksin bunların rütbelerini, koyacaksın başlarına yedi pırpırlı bir Astsubay Kıdemli Başçavuş. Görün bakalım kalıyor mu memlekette türban sorunu, yoksulluk ve işsizlik sorunu. Hem sonra olurmu öyle on beş ay askerlik. İndireceksin üç aya. On beş ay askerde yan gelip yatacaklarına gelsinler partimize hizmet etsinler. Daha iyi olmaz mı?

Bunların PKK ile mücadele ettikleri falanda yok. Tüm mücadelede genelde başarısız bunlar. Bunları çekeceksin o mücadeleden, Türkiye’nin iç ve dış güvenlik sorununu ihale edeceksin ABD ordusuna, bakın bakalım bir tane şehit veriyor mu bu ülke.

Bunların kendi yargısı var, haklarında herhangi bir adım atsak derhal o yargılarına koşuyorlar. Bu özel yargılarını da fes edeceksin icabında. Bakın ne güzel buyurmuş, ağlamacı başımız muhterem zat “Kendilerini yargılayan hakimler daha alt rütbede, bu yargılamayı nasıl yapacaklar çok merak ediyorum.” Çok doğru değil mi efendim.

Bunları Yüce Hoca efendimizin büyük fedakarlılarla ve islama hizmet aşkıyla açılmasına ön ayak olduğu o mübarek okullardan mezun olan dini bütün ve itaatkar hakimlerimizin sivil mahkemelerine yollayacaksın. Bak bakalım nasıl cezalar alıp, kimlerle dans ettiklerini anlıyorlar.

Efendim güçlü olmayan ve pasifleştirilmiş bir orduya sahip bir ülkenin bağımsızlığı tehlike altında olmaz mı, iç ve dış düşmanlar bu durumdan faydalanmaya ve ülkemiz üstündeki iğrenç emellerini hayata geçirmeye çalışmaz mı?.

Geç efendim bu safsataları bir kalem, bak Kuveyt’i işgal eden Saddam Hüseyin’e dersini nasıl verdi muktedir ve güçlü Amerikan ordusu. Hani bir şey oldumu Kuveyt’e, bağımsızlığımı gitti?. Bak oradaki pek muhterem sevgili dostlarımız yine saraylarında ve halklarına hizmet aşkı ile görevlerine devam etmiyorlar mı?. Bakın Irak’a demokrasi getiren güçler orayı nasıl ihya ettiler. Bu arada kendini bilmez bir iki Amerikan askeri bir sürü insana tecavüz etti, bir buçuk milyon müslümanı öldürdü. Ama bu olayı abartmaya gerek yok . Demokrasi isteyen Irak halkı tecavüzüne de katlanacak tabi ki.

Kardeşim günümüzde Kuvvacılık taslamanın hiç gereği yok. Daha önceki Kuvvayi Milliyeci’lerde sizin gittiğiniz yoldan gitti. Haşmetli halifemiz efendimizi devirdi, kudretli padişahımız Vahdettin Efendimizin kaçmasına neden oldu.

Ne oldu?.

Bakın dünya ülkelerinin efendisi ABD yine de istediği gibi at oynatmıyor mu?.

Ne öyle ekonomik özgürlükmüş, onurlu dış politika imiş, topraklarımızın bütünlüğü imiş. Bu tür nifak tohumlarını saçmaktan vazgeçin. Memleketimizin hiçbir sorunu yoktur hamd olsun.

Arada bir İsrail ve PKK başımızı ağrıtıyor ama biz onunda üstesinden geliriz. Yeri geldiğinde One Minute, yeri geldiğinde Katiller diye haykırmasını biliriz. Siz bize bırakın bu işleri. Biz mes'uliyetimizi biliriz şükürler olsun..

Bakın bize verilmiş bir görev var. Biz Eşbaşkan’lık görevini yürütüyoruz ve bu uğurda gerekirse her türlü kelleyi alıp "Sayın" Öcalan’la da masaya oturmayı biliriz. Hariçten gazel okumak isteyenler analarını da alıp gidebilirler. İmralıda’ki muhterem misafirimiz ateşkes süresini mart ayına çekmiş, bizim bu kadar önemli meselelerimiz varken bir de sizlerle mi uğraşacağız. Kendisini ikna etmek için gerekli zamanımızı sizin bu zırvalarınızla uğraşarak geçirmek zorunda kalıyoruz.

Ne ordusu ne muhalefeti, ne mahkemesi kardeşim. Bırakın işimizi yapalım. Bakın Anayasayı değiştirdik milli gelirimiz iki üç ayda on beş bin dolara çıktı. Nankörlük etmeyin. Silivri’de yatanları ve rütbesini sökmek üzere olduğumuz komutanların durumunu göz önünde bulundurun. Haddinizi bilin.

Bu arada zengin hem de çok zengin oluyormuşuz, olacağız tabi. Biz hak yolunda, iman yolunda, islam yolunda savaş veriyoruz. Bu savaştan kazandığımız ganimetleri tabi ki kendi kesemize koyacağız. Ben biliyorum ki yarın ailenin tüm fertlerini milletvekili yaptığımda sizin gibi bozguncular ortalığı velveleye verecekler. “Vay efendim meclise Türbanlılar girdi” diye veryansın edecekler. Bakın bu size son tekdir’imdir, bunun sonu kötektir bunu böyle bilin. O zamanda vay Faşizm’miş, vay baskıymış, vay ülkemiz padişahlık oldu imiş bu tür zırvalar istemem.

Şimdiden uyarıyorum.

Ben çok güçlüyüm. Ben çok iyi ekonomistim. Ben çok iyi demogogum. Ben yaparım, asarım, keserim.

Hariçten gazel istemem.

Dalgamıza taş atmayın, sonu çok kötü olur sonra....

****

Ne dersiniz kudretli büyüğümüz yakınmakta "çok haklı" değil mi?..

Saygılar..

28.11.2010

 
Toplam blog
: 243
: 760
Kayıt tarihi
: 26.03.07
 
 

1957 Kars doğumluyum. Emekliyim. Gazi Üniversitesi İİBF İşletme bölümü ön lisans mezunuyum. Yazı ..