Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mart '19

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

“Nedir A Sevdiğim Söyle Bu Hâlin”

Gazanfer ERYÜKSEL
 
Lemi Atlı (1869- 25 Kasım 1947) besteciliği yanında “muhteşem” sıfatıyla nitelenen sesiyle Boğaziçi mehtap âlemlerinin vazgeçilmez hanendesidir. Okuduğu şarkılar ve gazeller edebi eserlere konu olmuş, kendisine “Boğaziçi Bülbülü” lakabını kazandırmıştır. 
 
Musikide Hafız Yusuf Efendi, Hacı Arif Bey, Hacı Faik Bey, Bolahenk Nuri Bey, Leon Hancıyan, Enderuni Ali Bey ve Rıfat Bey’den yararlanmıştır. Henüz 14 yaşındayken bestelediği bir eserle musiki çevrelerinde adını duyurmuş, Mahmut Celalettin ve Sait Halim Paşa gibi dönemin önde gelenleri tarafından korunmuştur. 
 
Bimen Şen ve Arif Sami Toker gibi bestecilerin yetişmesine katkıda bulunmuş, hayatının son yıllarında kaleme aldığı “Hatıralar” adlı kitabı yaşadığı dönem, gerekse öncesinin musiki dünyasında önemli belgeler içermektedir. 
 
Eserlerinin dönemin ünlü ses sanatkârları tarafından plaklara okunup, sahnelerde ve radyoda seslendirilmesi, ününün ülke çapında yayılmasını sağlamıştır. 
 
“Aşk olmayınca meşk olmaz” derler ya Lemi Atlı çok sık âşık olan bir sanatçıdır. Tam dört kere evlenmiş, dört evliliğinde de eşleri tarafından terk edilmiştir. Eşlerinin o kadar çok sevmektedir ki eşleri gösterilen sevgi ve ilgiden bunalarak kaçmak zorunda kalırlar. 
 
Dördüncü ayrılığında da sebep aynıdır. Son eşi bu durumu Lemi Bey’e açıkça söyler. “Lemi Beyciğim, sağ olun, var olun. Beni öyle seviyorsunuz ki başka hiçbir erkek bir kadının bu kadar sevemez, farkındayım! Fakat sevginizin büyüklüğünden çıldırmak üzereyim ve âdeta nefes alamıyorum!  Gitmem gerek, zira yoksa sevginizden öleceğim!”
 
Lemi Bey evlilikleri dışında da sayısız aşk yaşamıştır. Son dönemlerinde öğrencisi olan ses sanatkârı Mualla Gökçay’a (1922 – 15 Temmuz 1991) gönlünü kaptırmıştır. Ancak aralarındaki büyük yaş farkı sebebiyle tek taraflı, platonik bir aşktır söz konusu olan. Sevdiğine akrostiş güfteler bestelemekte, derse geleceği gün eli ayağı birbirine dolaşmaktadır. 
 
Mualla Hanım, Lemi Bey’in hassas ilgisinin farkındadır ancak imkânsız bir aşkla karşı karşıya olduğunun bilinciyle aradaki mesafeyi korumakta, gönlünü okşayarak yaşlı üstadın üzülmemesini ve kırılmamasını sağlamaktadır.
 
Derslerde hocasının yeni bestelediği eserlerden birini meşk eden Mualla Hanım, eseri iyice öğrendikten sonra radyonun bir canlı yayınında okumak üzere izin ister. Lemi Atlı sevincinden uçmak üzeredir. 
 
Yayın saatinde radyonun karşısında kurulmuş, heyecanla Mualla Hanım’ı beklemektedir ki duyduğu anons ile allak bullak olur. “Solistimiz Mualla Gökçay, rahatsızlığından dolayı programını yapamayacaktır.”
 
Yaşından umulmayan bir çeviklikle giyinip hazırlanan Lemi Bey, zamanın olumsuz ulaşım şartlarını ve Mualla Hanım’ın oturduğu ev uzakta olmasına rağmen yola çıkar. 
 
Uzunca bir yolculuktan sonra Mualla Hanım’a büyük bir şefkatle geçmiş olsun dileklerini bildirir. Mualla Hanım’a geçmiş olsun armağanı ise yolda gelirken Nihavent makamında bestelediği bir şarkıdır. 
Nedir a sevdiğim söyle bu hâlin
Niçin böyle sarardı gül cemalin
Senin elbette vardır bir melâlin
Niçin böyle sarardı gül cemalin.
 
Meraklısı için ek: Aşağıdaki linkten “Nedir a sevdiğim söyle bu hâlin” adlı besteyi Mualla Gökçay’ın sesinden dinleyebilirsiniz. 
 
 
Toplam blog
: 227
: 584
Kayıt tarihi
: 16.12.15
 
 

1952 Yılında İstanbul'da doğdu. Pertevniyal Lisesi'ni ve İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akad..