'No correction No meetig' tehdidini savuran Swoboda Sosyalist mi, AKP'li mi?

Öncelikle Swoboda – Kılıçdaroğlu arasındaki iletişim kanallarında‘çıkmaza giren’ ‘iki taraflı diplomasinin’ nasıl dumura uğradığını özetlemek zorundayım.

İnceleme fırsatı bulduğum ‘Avrupa Parlamentosu Usul Kuralları’ doğrultusunda AP ile Ulusal Parlamenterlerin ilişkileri ‘optimum düzeye’ ulaşabildi mi?

Grup Başkanı Swoboda bugüne kadar etkin rol oynayabildi mi?                                                                                                                                                                                            Swoboda, önce yazılı bir açıklama yaparak ‘Politikaları meşru olarak eleştirilse de Erdoğan, Suriye halkına yönelik savaş ve teröre devam eden Esedle kıyaslanamaz’ dedi, sonra da benzetmeyi yapan Kılıçdaroğlu ile randevusunu iptal etti.

Vatan Gazetesi’nin haberine göre, Swoboda, Kılıçdaroğlu ile saat 17:00’deki görüşmesini de, ‘No correction No meeting’(Düzeltme yapmazsan görüşemeyiz) tehdidiyle çıkmaza soktu.

Kılıçdaroğlu da, ‘Görüşmek anlamsız o zaman’ diyerek kapıdan geri dönmek zorunda bırakıldı.

Kilometrelerce uzaktan gelen ‘misafirini,’ ve hatta aynı ‘siyasi kulübün’ ‘üyesini’ ‘planlanan görüşmeye’ almayan ‘hoşgörü yoksunu’ anlayış; “ifade özgürlüğüyle değil, bu saygıyla ilgili bir durumdur!” derken; ‘hangi davranışı ile’ ‘saygının’ arkasına saklanabiliyor ki?

Aksine Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda’nın ‘ev sahibi’ sıfatı ile dikkatini birkaç AP Kuralına çekmek istiyorum.

AP Usul Kuralları - AP Üyeleriile ilgili Kural 9: bent 2. “Siyasi Grupların üye davranışları karşılıklı SAYGI ile karakterize edilir.

Kural 9:bent 3. “Bu Kural uygulanması hiçbir şekilde meclis tartışmalarının ne canlılığına olumsuz etkisi ne de üyenin konuşma özgürlüğüne zarar verecektir.

Sosyalist Grup Başkanı Swoboda, ‘iki taraflı diplomasi’ kuralları uyarınca ‘ev sahibi’ sorumluluk ve yükümlülüğünü kullanmaktan ‘imtina eden’ davranış vetutumları ile koskoca T.C. Parlamentosu Ana Muhalefet Partisi Lideri kapı önünde süründürülmüş ve aşağılanmıştır.

Tüm kültürlerde en büyük 'saygısızlık' misafiri kapıdan çevirmektir.

Hele bizim kültürümüzde , 'misafir umduğunu değil, bulduğunu yer.'

Fakat ne yazık ki ;kiimi 'kraldan çok kralcı' blogger; “Siz yerden göğe kadar haklısınız. Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda! Kılıçdaroğlu ile sosyal demokratlar bu ülkede iktidar olamazlar;” bir diğer blogger ise; “Aferin Swoboda! Ben de olsam konuşmazdım” derken Başkan Swoboda’yı şımartan tümceleriyle bitiriyordu.   

TBMM çatısı altında 14 Mayıs 1950 yılından günümüze kadar gelenekleşmiş Grup Toplantıları’nda ‘ana muhalefet’ partisi Lideri Kılıçdaroğlu tarafından Parti Meclisi’nde kullandığı ‘konuşma metnini’ AİHEB doğrultusunda yurt dışında da rahatlıkla kullanabilir.

Diğer yanda ise ”AP şiddetli bir ‘insan hakları savunucusudur.’konuşma özgürlüğü, adil seçimler ve ezilenlerin haklarını almak için mücadele eder.”   

Türkiye’nin ‘iç işlerine’ müdahale etmek yerine, Başkan Swoboda grup adına Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nu kucaklamalı, desteklemeli idi.

Kazanan ve dolayısıyla gülen taraf Türkiye’nin ‘Sosyal Demokratları’’ olurdu.

Değil mi?

20.05.2013, Türkiye