Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mart '09

 
Kategori
Edebiyat
 

'Nokta Noktam' ve bir yangının külü...

'Nokta Noktam' ve bir yangının külü...
 

İşte... 'NOKTA NOKTAM' ın Şairi Rıza Polat Akkoyunlu. Türkiye'de ilk defa yayına çıkıyor.


Bartın’da bir ortaokul. 24 yaşının baharında bir Türkçe Öğretmeni: Rıza Polat Akkoyunlu. Sevmiş talebesini. Karşı çıkılmış. Kızın ailesi evlendirmişler okuldan alarak çocuklarını. Yazdığı ’Nokta Noktam’ şiiri ile ortada kalıvermiş şair öğretmen

Kocanaz Deresi / sağda ortaokul / Okulda çocuklar / Okulda çocukların sesi / Dümende ben / Hava berrak, hava ılık / Ve sularda sarmaşan gövdemiz / Unutmak gerek / Oysa sen / Hala bende esen / Eski kavak yelisin / Unutamazsın / Kan değil, tüküremezsin / Ruj değil silemezsin / Dişi dudaklarına, dişimle yazdığım / İki hece erkek adımı / unutamazsın nokta noktam…

O gün bu gün, tam altmış yıl geçti aradan. Hala konuşuluyor bu şiir. Türkiye’de en çok, bu şiir okunuyor matinelerde…

Bir gizemli sevda ki, yakılan o sevda ateşi gönüllerin ateşi olmuş. Ve de hiç sönmemiş. Bir yangının külüdür ortalıklarda. Bir ufak yel kafidir yeniden yakıp geçmek için, tutuşturmak için. Sevda, bazen bir yalnızlıktır. Issız yollarda tek başına yürüyebilmek içindir. Bazen de fedakarlıktır. Sendekini verebilmektir. Bazen yorulmak, bazen sabretmek, bazen yeniden doğmaktır. Bazı bazı ağlamak, affetmektir. Çare olmaktır.

Dün bir telefon geldi: ‘ Ben şair Rıza Polat Akkayonlu’nun oğlu Ünata. Sizinle tanışmak istiyorum!’ demez mi?! Yerimden sıçramışım. Sisler bulvarında bir perde aralanmıştı sanki. Hemen bir araya geliverdik.

‘’ Nokta Noktam’ ın 60 yıldan beri böylesine tutulmasının tek nedeni, Bartın’daki Kocanaz Deresinde babamın yaşadığı o ölümsüz aşkın efsanelik öyküleridir.’ Dedi ilkten. Kendisi Bursa’da kimya öğretmeni. Aile albümü ile gelmiş. Babası gibi yakışıklı. Şiir kitapları var. Çarpıcı mı çarpıcı. Avrupa şehirlerinden, Bakü’den devamlı çağrılıyor. Sanat geceleri, şiir söyleşileri için Türkiye’den gönderilen 25 kişilik heyetin içinde her zaman. Bodrum Şiir ve sanat Festivallerinin önde geleni. Kitabında kendisi şöye tanıtılmış:

‘’Ben ki,
Kırk tekerlekli bir savaş arabasıyla Arena’ ya atılmış,
Arslanlarla
İnsan kılıklı sırtlanlarla
Soytarılar ve alkışçılarla döğüşmeye çıkmış
Yarı bitkin bir ‘Gladyatör’ gibiyim
Ben ki:
Pençelendikçe öfkelenen
Yaralandıkça haykıran… Ozan yürekli bir Gladyatör
İtildim: it gibi adamların pisliğe bulaşmış sopalarıyla,
Tekmelendim: Çıkar sokaklarında nöbet bekleyen namussuzların leş kokan ayaklarıyla
… Ve acı çektim…
Acı çektim
Ve öğrendim…’’

Babası Rıza Polat Akkoyunlu’nun ‘Nokta Noktam’ şiirine dönüyoruz. Annenizin bu şiirden haberi var mıydı? Varsa ne dedi? Oğul Ünata Akkoyunlu, gülümsedi ve ‘ Annem o devirleri bilmez. Tebessüm edip, geçmiştir’ dedi.

Yine sorduk: ‘ Babanızı ünlü bir şair olarak mı biliyor sunuz? ‘ ‘Evet’ dedi ve ekledi: ‘Babamın dönemindeki şairler Orhan Veli, B. Kemal Çağlar, Cahit Sıtkı Tarancı, A. Muhip Dranas, A. Nihat Asya gibi değerlerdi. Babam, Basın Yayın Genel Müdürlüğünde bir Daire başkanıydı. Bakan Dr.Mükerrem Sarol ile, eğitim konusunda takıştı. Ve açığa alındı. Tam beş yıl. Sürgünlere gönderildik. Kendini içkiye verdi. 1970 de vefat etti 59 yaşındayken. O gün bütün okullar tatil oldu.

Babam hakkında fazla bir şey bilinmiyor. Internetlerde olsun, kütüphanelerde olsun. Fazla bilgi yok. Milliyet Internet Blog sayfalarından öğrenebildiğim, babam hakkında ne varsa, şöyle yazıyor orada: ‘ Babam, arkadaşı Yücel Aktaş’a rica etmiş. ‘ Bartın’a git. Benim için Asma Köprüsünden geç. Bir sigara tüttür. Oradan Çakırbeylerin elma bahçelerini seyret. Köprüden eğil, Kocanaz Deresine benim için bak!’ demiş. Ve o gün, bu gün bu sevgili Aktaş, Bartın’a gide gele oralı olmuş. Şu an orada oturuyormuş.’

Şimdi Bartın’a gideceğim ve onu göreceğim. Baba dostunu kucaklayacağım. Bartın’dan bana telefonlarla bağlanıp da Nokta Noktamı okuyanlarla buluşacağım. O Kocanaz Deresini, Asma Köprüyü, ortaokulu göreceğim.

Babanızı anlatır mısınız? Dedim, araya girerek: ‘ Şimdiye kadar babam hakkında yazılı bir şey bulamadım. Milliyetten buldum ne buldumsa. Onlara müteşekkirim. Maddiyata önem vermezdi babam. ‘Ben, kartal yaradılışlıyım. Serçe zilletine düşmem!’ diyebilmiştir. ‘ Eserleri Yalancıdır hep aynalar’ ‘ Delikanlı’ ‘ Mezarcı ve Başkent Koltuk Meyhaneleri’ dir. Selahattin Pınar, Yalancıdır hep aynalar’ı bestelemiştir.

Ankara’da şekerden hastanede yatıyordu. Perhizdeydi. İçkiyi özlemiş. Bir kağıda: ‘ Bir kadeh rakımı, kakma başıma / Dokunma sen, vefalı yoldaşıma / Teselli kaynağım, bir tek o kaldı … Karısı başucunda. Ne yapsın. Dışarı çıkarıp, ili kadeh rakı içiriyor babama.

Devrin şairleri Karpiç’ de buluşurmuş. Muzip arkadaşları babamın masasına, kapalı sahan içinde soyulmamış çamurlu hıyar yollamışlar. Garsonla. Babam da yolladığı pusula ile şöyle seslenmiş: ‘Böyle şaka yapmazdın, eğer beni bilseydin / Hıyara ne lüzum var, kalkıp kendin gelseydin … Sitem için, onlardan üçü şairin masasına doğru gelirlerken ‘Hop hop beyler diyor şair: ‘ Ben bir hıyar istemiştim, üç tane değil’ diyor.

Babamın ilk evliliğinden 4 çocuğu var. Son evliliğinden ise iki erkek çocuğu var. Onlarla beraber büyüdük zaten.’

Kendisine teşekkür ettik bu söyleşi için. Resim isteğimizi de kırmadı. Getirdiği resimleri aldık.’Türkiye’de ilk defa yayınlanacak’ dedik hep birlikte.

Ve de böylelikle, bir yangının külünü, o şarkıdaki gibi ‘Yeniden yakıp geçtik.

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=92155 (Bundan önceki ilk röportaj)

RESİMALTLARI: 1- Şair, bir şiir dinletisinde 2- Akkoyunlu bir baloda 3- Bir arkadaşı ile 4- Eşi Şehrazat ve oğulları 5- Eşi (Sağda) ve kızı ile 6 - Şairin eşi ve diğer eşinden olan çocukları ile bir arada 7- Bir baloda arkadaşları ile birlikte 8- Şair ve eşi Şehrazat Hanımla 9 Şair ve eşi 10- Talebeleri ile 11- Rıza Polat ve eşi 12- Oğul Ünata Akkoyunlu 13- Ünata’ nın başka bir pozu. Ve şairin bahsettiği Bartın Asma Köprüsü, Kocanaz Deresi ve Bartın Ortaokulu ve o zamanın talebeleri ve deredeki kayığı ile halen Bartın’da oturan arkadaşı Ressam ve Şair Yücel Aktaş

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..