"Nükleer enerji? Hayır teşekkürler..."

Japonya'da meydana gelen deprem içimi acıttı. Uzaktan her daim hayran hayran izlediğim Japonların şu anki durumunu çok çarpıcı bir sayfa mizanpajı ile anlatıyordu Cumhuriyet: ÇARESİZLİK. 

Japonlar bile çaresiz kaldı kısacası şu son durumda, çok da hazır değillermiş demek bazı şeylere. Tsunami gelip de vurmasın diye yaptıkları setler alçak kalınca asıl faciayı yaşadılar ve şimdi çok büyük bir nükleer tehlike altındalar. 

Ülkemizde başta başbakan olmak üzere birçok nükleer seviciyi durduramadı bu tabii. Başbakandan yepyeni bir inci geldi: "Olumsuz neticelenecek diye yatırımdan vazgeçmeyiz." Peki başka ne sebeple vazgeçilecektir? 

Ben bu ülkenin bir vatandaşı olarak, ülkemin ticari zihniyetine, altyapısına hiç mi hiç güvenmiyorum, en çok da bu yöndendir itirazım nükleer santrallere. Türkiye bir deprem bölgesidir ve öyle ki bu depreme dayanıklı bir santral yapılacağına inanmıyorum. Kaç depremde gördük biz, neler neler yıkıldı... Üstüne üstlük en ufak bir sızıntıda çevreye zarar verebilecek, bulunduğu yerdeki doğal yaşamı yok edebilecek oldukça riskli bir santralden bahsediyorum. Etrafımızda bol bol var evet, ama bir de bizde olmasına ne gerek var. 

Temiz bir enerji olabilir ki risklerine baktığımızda hiç de temiz gibi durmuyor doğurduğu sonuçlar bakımından, bizim ise doğal koşullarımız başka başka şeylere de el veriyor. İlla nükleer şart mı? Ya bir şey olursa, bakın %1 bile olsa risk, ortaya çıkacak şey Tayyip Erdoğan'ın dediği gibi bir şey değil. Tüp gaz, doğalgaz patlamalarıyla karşılaştırılamaz... Yüzyıllar sürecek bir süreçte doğal yaşamın yok olmasından bahsediyoruz biz oralarda! Çernobil'in olduğu bölgede hayat hala doğal akışında değil, kanser vakaları, doğal yaşamın imkansızlığı... 

Lütfen biraz ses çıkarın artık, haftalarla yarışıyormuş Erdoğan, nedir bu acele? Bu felaketin üstüne nükleer santral yapma hevesi nereden geliyor. Deprem bölgesine üstelik, üstelik 3. santralden bile bahsetmeye başladılar daha bir tanesini yapmadan. 

Greenpeace'in kampanyasına destek verin. Erdoğan'ı durdurun, nükleeri durdurun! 

Japonya'da şimdi 50 teknisyen ölüme koşuyorlar, sızıntıyı önlemek için. 50 kişiyi önemsemiyor musunuz? Ben önemsiyorum... 50 kişi de ölmesin, kimse ölmesin. %0.1'lik bir risk bile olsa, öyle bir durumla karşılaştığımızda ayrılmasın insanlar birbirlerinden, maruz kalmasınlar radyasyona. Ne olur... Ne olur nüklere hayır... 

Öyle illet bir şey ki bu nükleer, insanları ayırıyor soğuk camlarla, o fotoğraflara baktığınızda içiniz sızlamıyor mu? Haydi ses çıkaralım, itiraz edelim. Haydi... 

Size işin bilimsel ve teknik detayları hakkında da bilgi alabileceğiniz bir şekilde Greenpeace'e yönlendiriyorum ve onun açıklamasıyla bitiyorum: 

"Deprem kuşagındaki Japonya’nın bugünü, deprem kuşağındaki Türkiye’nin yarını olmasın. Erdoğan’ın bilgisi tüpgaz ve nükleer reaktörleri bir tutacak kadar yetersiz. Artık bu masalın bitme zamanı geldi. Şimdi biz konuşuyoruz Erdoğan dinliyor. Eyleme katıl! Eylemi paylaş! Erdoğan’ı durdur!" 

http://nukleer.greenpeace.org/?page=home&petition=thanks#close