"...O, Kurtuluş Savaşımızın 'Gazi'si... Milletimizin 'Mustafa Kemal'i... Cumhuriyetimizin 'Atatürk'ü

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, geçtiğimiz yıl, Atatürk'ün ölümünün 79. yıldönümü dolayısıyla Beştepe'de düzenlenen "Atatürk'ü Anma Töreni"nde yapığı konuşmada şöyle demişti:

"Vefatının 79. yıldönümünde, Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmetle anıyoruz"...

*

MİLLİ MÜCADELEMİZİN "GAZİSİ"... MİLLETİMİZİN "MUSTAFA KEMAL"İ... CUMHURİYETİMİZİN "ATATÜRK"Ü...

Cumhuriyetimizin Atatürk Dönemini; bir şekilde "Milli Mücadele Dönemi", "Cumhuriyetin İlanı" ve "siyasi ve sosyal" alanda, batı tarzı, "değişim ve dönüşümlerin" yapıldığı "toplumsal ve kültürel" dönem olarak üç bölüme ayırabiliriz...

Bu dönemleri, siyasi, sosyal ve kültürel açıdan incelersek, Mustafa Kemal Atatürk'e özgü ve onun kişiliğine belirlenen ya da ileri çıkan bir düşünce sistemi içinde gerçekleştiğini anlarız...

Sonradan, bu düşünce sistemine "Atatürkçülük" dedik... Bu sistemi benimseyenlere de "Atatürkçü" dedik...

Ama, "bu düşünce sisteminin" ve "sistemim gereği" olan "düşünce ve eylemlerin" bir kısmını kabul edip, diğer bir kısmını kabul etmeyenleri bir tarafa oturtamadık...Hele hele Atatürk'ün ölümünden sonra, O'nun, düşünce ve eylemlerinin, "tartışmaya açılması ve eleştirilmesi" ise, "Atatürkçülüğün" , bazı kişiler ve gruplar tarafından istismarına (sömürülmesine) yol açtı...

Bu durum o kadar büyük boyutlara ulaştı ki-- Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk'ün ölümünün 79. yıldönümü nedeniyle, yukarıda verdiğim konuşmasının bir yerinde de, "...tarihimizin bu önemli kurucu liderinin ismi öylesine istismar edilmiştir ki, milletimizin gönlündeki Atatürk ile sonradan kavramlaştırılan Atatürkçülük arasında büyük farklar ortaya" çıktığını ifade etmiştir.

Ülkemizde, Atatürk'ü istismar eden o kadar çok kişi ve gruplar var ki, saymakla bitmez... Bunlardan bazıları, Atatürk'ün resmi ve imzasını, her türlü giyside ; tişört kravat, şapka --hatta bebeklerinin zıbınlarında, çay ve su içtikleri fincan ve bardakta, yazı yazarken kullandıkları kalemlerde bile-- kullanarak bir "Atatürk modası" yaratmışlardır.... Bazı televizyon kanalları da, sık sık bunları satışa sunmakta ve "sözüm ona Atatürkçü"  geçinerek "Atatürk tüccarlığı" yapmaktadırlar...

Bunlar dışında, beni en çok sinirlendirenler, Atatürk ve yaptıkları hakkından ilkokul bilgisi dışına çıkamayan; Atatürk ve devrimleri konusunda, "mangalda kül" bırakmayan "sözde" ya da "çakma" Atatürkçülerdir...

*

ŞİMDİ, BU DURUMDA, CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'I, "ATATÜRKÇÜLÜĞÜN" NERESİNE OTURTALIM?

O'nu, "Atatürk modası" içinde mütalaa edemeyiz..."Atatürk tüccarlığı" yaptığını söyleyemeyiz... "Çakma" ya da "sözde" Atatürkçüler içine de sokamayız...

Ama, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, bilinen türden, yani "Türk Devrimi'nin Felsefesi ve Düşünce Sistemi" açısından bir Atatürkçü olduğunu söylemek biraz zor olabilir...

Erdoğan, M. Kemal Atatürk'ün, "Milli Mücadele Dönemini" tamamen kabul ediyor; hatta, O'nun bu dönemde verdiği mücadeleye-- O'nun izinden gidecek kadar-- hayranlık duyuyor...Bu yüzden de, özellikle bu dönemi düşünerek O'na, Milli Mücadele'yi en iyi şekilde hatırlatan Gazi Mustafa Kemal diyor ve çalışma odasının duvarına da, yine Milli Mücadele'nin simgesi olduğunu düşündüğü  için, Atatürk'ün "kalpaklı" resmini asmayı tercih ediyor...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin kurulmasını da aynı şekilde benimsiyor... Ama, bütün bunlara rağmen, Cumhuriyet idaresi döneminde, batı tarzı "sosyal ve kültürel" içerikli "değişim ve dönüşüm" hareketlerine pek sıcak baktığını söyleyemem...

*

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, BANA GÖRE "BİRAZ SINIRLI" ATATÜRKÇÜLÜĞÜNE RAĞMEN, M. KEMAL ATATÜRK'ÜN VERDİĞİ MİLLİ MÜCADELEYİ ÖRNEK ALARAK, "2023-YENİ TÜRKİYE" İDEAİLİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN ONUN İZİNDE GİTMEKTEDİR...

Bu nedenledir ki, Erdoğan 2014 yılında, Cumhurbaşkanı adayı olarak ilk mitingini Samsun'da yapmayı tercih etmiştir... Burada yaptığı konuşmada;  "Gazi Mustafa Kemal'in,  İstiklal ve Kurtuluş Savaşı için ilk adımını Samsun'da attığını" belirterek; "Samsun'dan yeni bir yolculuğa çıkıyoruz. Büyük başlangıç şehri Samsun'dan biz de yeni bir başlangıcın; büyük bir başlangıcın adımını atıyoruz"(1) demiştir.

Erdoğan,  bu kadarla da kalmamış; Cumhurbaşkanı adayı olarak ikinci konuşmasını da, hemen ertesi gün, "İstiklal Mücadelemi en önemli ayağı" dediği Erzurum'da yapmıştır(2).

*

CUMHURBAŞKANI  ERDOĞAN, ŞİMDİ HEM "GAZİ MUSTAFA KEMAL" DİYOR; HEM DE "ATATÜRK" DİYOR...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yukarıda da belirttiğim gibi, bir yıl önce(2017), Beştepe"de yaptığı konuşmada, M. Kemal Atatürk'ün, "Kurtuluş Savaşı'nın 'Gazi'si, milletimizin 'Mustafa Kemal'i, Cumhuriyetimizin 'Atatürk'ü" olduğunu söyleyerek, "Gazi Mustafa Kemal" ile "Atatürk" arasındaki aralığı anlamlı bir şekilde kapatmıştır..

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda da, Gazi Mustafa Kemal'den Atatürk'e açılırken de, Samsun'dan başlattığı yeni ve büyük başlangıcı, iç ve dış kaynaklı engellere rağmen ısrarla devam ettirmektedir...

Ne ilginçtir ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Anayasa Değişikliği Referandumu" kampanyasını da yine Mustafa Kemal Atatürk'ü hatırlatırcasına, Samsun Cumhuriyet Meydanı'nda başlatmıştır...Ve burada yaptığı konuşmada da, 16 Nisan'ın, "Türkiye için yeni bir başlangıcın adı olduğunu"(3) söylemiştir.

Sanırım son adımdan bir önceki adım da, erkene alınan ve bu yıl (2018)  yapılan "Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Seçimlerinde", Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve AKP'nin aldığı başarılı sonuçlarla atılmıştır...

Şimdi sıra, "2023-Yeni Türkiye" hedefine gelmiştir...

*

Son demem şudur :

Yeni Türkiye, kimilerinin akıllarından geçtiği gibi, bir "geri dönüş" değil; aksine "ileriye atılmış" bir adım olacaktır...

cdenizkent

------------------------- :

(1) "Milliyet.com.tr", 5 Temmuz 2014

(2) EN SON HABER, 6 Temmuz 2014

(3) Sabah Gazetesi, 11 Kasım 2017 ve diğer medya