Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '07

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

"O" yüreği kocaman bir çocuk

"O" yüreği kocaman bir çocuk
 

17 Ağustos 1999 depremi, yerel saatle 03:02 de, Merkezi Kocaeli-Gölcük olan, Richter ölçeğine göre 7.2 şiddetinde gerçekleşen, büyük çapta mal ve can kaybına neden olan, Türkiye'nin yakın tarihini derinden etkileyen bir deprem olmuştur. Deprem tüm Marmara Bölgesinde, Ankara'dan, İzmir'e kadar oldukça geniş bir alanda hissedilmiştir. Resmi bilgilere göre 17.480, resmi olmayan bilgilere göre de 50.000 kişinin depremde ölümü gerçekleşmiştir. Yaklaşık 16.000.000 insanda depremden değişik düzeylerde etkilenmiştir.
Kaynakça:Vikipedi

Pelin de bu deprem felaketinden fazlasıyla nasibini almış, yüzlerce çocuktan sadece bir tanesi. Henüz 4 yaşındayken, deprem felaketinde yaşanan heyecan ve korku nedeniyle, annesini geçirdiği kalp krizinden ötürü kaybetmiş bir kız çocuğunun, Pelin'in hikayesini, sizlerle paylaşmak istiyorum.

Pelin şimdi 13 yaşında, anneanne ve dedesiyle beraber Ankara Keçiören mahallesinde yaşıyor. İki abisinden biri Siirt'te askerlik görevini sürdürüyor. Liseyi geçen yıl bitiren diğer abisi Ankara'da bir bayan Kuaför dükkanında çalışıyor. Pelin bu yıl Orta ikinci sınıfa geçti. Derslerinde son derece başarılı, aynı zamanda sınıfının da birincisi. Pelin'in babası, eşini depremde kaybettikten sonra çocuklarını, eşinin anne ve babasına emanet ederek, Darıca'ya yerleşmiş.Orada bulunan bir sitede apartman görevlisi olarak çalışıyor.

Pelin yaşıtlarına göre çok daha olgun, çok daha aklı başında bir kız.Boş zamanlarını, kitap okuyarak, küçük hikayeler ve şiirler yazarak değerlendiriyor. Pelin'in yazdığı hikayeler, genel anlamda macera ve serüven içerikli hikayeler.Anne veya babalarını herhangi bir nedenden ötürü kaybetmiş çocukların, güçlü bir şekilde ayakta kalabilmelerinin hikayeleri.İnsanlar hangi yaşta olurlarsa olsunlar kendi yaşanmışlıklarını kaleme alma konusunda usta olurlar.Pelin'de hikayelerine, kendi hayatından çok fazla şey katacağı için, yazdığı hikayeler son derece gerçekçi ve başarılı olacaktır.

Pelin'in beraber yaşadığı anneannesi ve dedesi, yaşlı ve bakıma muhtaç kişiler olduğu için, her ikisi de çalışamaz durumda olup, ancak emekli maaşlarıyla geçimlerini sağlamaya çalışıyorlar.

Pelin, ailesinin geçim sıkıntısı içinde olduğunu, ayın sonunu güçlükle getirmeye çalıştıklarının bilincinde bir çocuk.Kendi mütevazi yaşantısı içinde, sahip olduklarından daha fazlasına sahip olabilmeyi hayal bile etmeksizin, sadece elindekilerle yetinip, mutlu olabilmeyi öğrenmiş.Kimi zaman, canının çok fazla istediği bir yiyecek olduğunda, bu bir meyve veya herhangi başka bir yiyecek olabilir, dedesinin emekli maaşını almasını bekliyor, daha öncesinde bu isteğini kimseyi üzmemek adına dile getirmiyor.Oysa ne kadar zordur, okula giden bir çocuk için örneğin; arkadaşının yediği bir meyveye özenip, aynı şeyden yemek istemesi fakat o meyveden yiyebilmek için dedesinin emekli maaşını almasını, bir ay boyunca büyük bir sabırla beklemek zorunda kalması.Bu bana göre gerçek anlamda zoru başarmaktır.

Fakat Pelin ailesinin bu durumundan dolayı kesinlikle hiç bir üzüntü duymuyor, en ufak bir şikayette bulunmuyor.Kendisini, okuluna, derslerine, her yıl sonunda elde ettiği, sınıf birinciliğini sürdürmeye, öylesine şartlamış ki, kendi içinde bulunduğu duruma asla takılı kalıp, üzüntü duymuyor.Yaşanan tüm bu sıkıntıların ötesinde, Pelin mütevazi fakat sevgi dolu bir ailede yaşamını sürdüyor olmasından dolayı, pek çok arkadaşına göre kendisinin daha şanslı bir çocuk olduğunu görebiliyor.

Pelin vaktinden çok daha önce olgunlaşmış, kişiliği oturmuş, güçlü, sağlıklı, çalışkan, pırıl, pırıl bir çocuk.Toplumumuzda o kadar çok pelin gibi çocuk var ki. Onları farkedebilmek, onlara karşı duyarlı olabilmek, toplumda bir yerlere gelebilmeleri, hayata daha sıkı tutunabilmeleri için kendi imkanlarımız dahilinde destek vermeye çalışmak, eminim bizleri de fazlasıyla, mutlu edecektir.

Pelin'in yaşam mücadelesi, bizim hayata bakış açımızı yenileyebilir.Yaşamımızdaki hedeflere ulaşma yolundaki gayretimizi, her durumda korumamızı sağlayabilir.

Hepimiz kendi kişisel hedeflerimize farklı yollardan ulaşmaya çalışırız.Bazılarımızın yolu diğerlerine göre daha taşlıdır.Ancak hiçbirimiz belli zorluklarla yüzleşmeden yolun sonuna varamayız.

Unutmayın ki, yaşamda gerçek trajediler yoktur, sadece çıkartılacak dersler vardır.

 
Toplam blog
: 60
: 1987
Kayıt tarihi
: 14.06.07
 
 

22.06.1970, İstanbul doğumluyum. Finans sektöründe çalışıyorum. Sanata ve edebiyata büyük ilgi duyuy..